Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.36.31
"İnsan bekleyendir."
"Nereden bilebilirdik o sevinçli adımların bizi, kendi sonumuza sürükleyeceğini?"
"Bazen bir şeyleri mahvetmenin en kestirme yolu tüm gücünle o şeye sarılmaktır."
"Bazen olur, kırık bir dalın yükünü bile taşıyamaz insan."
"İnsan bu dünyada hakkını alamamakla ve umduğunu bulamamakla nam salmıştır zaten."
"İnsan en çok kendine ihtiyacı olduğunda uzaklaşır kendinden."
"Dağılıp gidiyoruz sevgilim, kırılıp gidiyoruz ve üstelik kekik de toplayamadık seninle. Hem zaten insan bu dünyaya dağılmak, kırılmak ve bir daha toparlanmaya bile fırsat bulamadan çekip gitmek için gelmemiş midir?"
"İnsan, inanmanın ve yanılmanın talihsiz ustasıdır."
"Öğrenmenin bedeli yitirmektir."
"İnsan ağrıyan yerlerinden doğar, bir kimlik ve ruh kazanır. Bir zaman sonra da o ağrının kendisine dönüşür ve nihayetinde insan, dinmeyen bir ağrıdır aslında."
Bu dünyada yalnız olmadığımızı hissettiren ve yaralarımızdan bir gün çiçeklerin mutlaka açacağına bizleri inandıran bu güzel kitabı okumanızı tavsiye ederim..
Bence birçok konuda düşünceleri bir araya getiren bir kitap. Günümüzde ufak tefek zannettiğimiz, önemsenmeyen olayların başka bir pencereden de bakılmasıyla okuyucuya eşlik ediyor. Ruhunuzu dinlendireceğine eminim. Beğendim ve tavsiye ediyorum..
"Ruhu İyileştirme Yolları" kitabının kapağını görür görmez bana çağrıştırdığı ilk şey Peygamber Efendimizin (s.a.v) hadîs-i şerifi oldu... "Ben bu dünyada bir ağacın altında gölgelenen, sonra da oradan kalkıp giden binitli bir yolcu gibiyim.” (Tirmizî, Zühd 44).
Gökhan Ergür, kulağa alışılagelmiş motivasyon cümlelerinden uzak,
Okuduğumuz kitapların bir ruhu vardır. Ayrı bir iklimi ve mevsimi de... "Yaşanmayacak Kadar Güzel"in ise mevsimi kış, ruhu hüzünlü, kederli bir o kadar mücadeleci fakat kırgın ve isyankar. Zira yazıları daha öncede okumuştum fakat yeniden okumak bana çok daha başka hissettirdi.
Nitekim sevinçleri, mutlu hatıraları yazıp, anlatmak kolaydır. Ancak hayat karşısında alınan yaraları ve çaresiz kalışları yazmak ve bunu başkalarıyla paylaşmak çok az kişinin gösterebileceği bir cesarettir.
Öyle ki Gökhan Bey, yaşadığı onca hüzünlere, başından geçen zorlu imtihanlara, yaralarına, ayrılıklarına rağmen yine de biz okuyucularına küçük bir pencere açıyor ve tıpkı gecenin karanlığında yıldızları gösterir gibi hayat yolculuğumuzda da asla vazgeçmeyerek devam etmemizi öğütlüyor. Bunu ise kulağa alışılagelmiş sözlerle ya da gerçeklikten uzaklaşarak yapmıyor. Bilakis dünyanın acımasız olduğunu her defasında vurgulayarak yapıyor.
Belki bunu diğer psikologların kullandığı dile nazaran tuhaf karşılayabilirsiniz. Zira ilk kez Gökhan Bey'in kalemini okuyanlar fazla melankolik bulabilirler. Fakat kendi adıma şunu net olarak yazabilirim ki kalemini de kitaplarını da başka kılan kullandığı bu üslup. Ayrıca Kemal Sayar da takdimin de bunu açıkça ifade ediyor.
Son olarak dünyada yalnız olmadığımızı hissettiren ve yaralarımızdan bir gün çiçeklerin mutlaka açacağına bizleri inandıran bu güzel kitabı okumanızı tavsiye ederek, iyi okumalar dilerim.
Yeni çılgınlıkların hayalini kurabilmeye, sonra onları yaşamak için hiç gidilmemiş kapıları çalmaya, hayatın bizden aldıklarını geri kazanmaya, unutulanları hatırlamaya, kayıpları onarmaya, yaşamın bin bir işaretinde tecelliyi yakalamaya, sıkıntıdan umut devşirmeye bir adım niyetine okudum...
Karabatak 63. sayı okuma notları
Dergiyi okurken Twitter'da paylaştığım notlar...
Karabatak Dergisi 63. sayısı masamda, öylesine açayım dedim nefis bir Hüseyin Akın şiiri okudum. "Unutmaktır bağlayan insanın çenesini" dediği günden beri severim şiirini.
"Aklımda Kalan" isimli şiirine şöyle başlamış Akın:
"Korkulukta kuzguni bir kuş sendeler
O kız
Size bir solukta okuyacağınız, düşüneceğiniz, gördüğünüz fakât dile getirmekte zorlandığınız pekçok şeyi, belleğinizin güneş gören odalarında ağırlayacağınız bir eserden söz edeceğim.
Türk şiirinin yeni ustaları, dergilerin mutfağında yepyeni bir akımın öncüleri olarak edebiyatın seyrine ışık tutuyor. Çalışkan, bulunduğu yerin zeminini ve ruhunu sahiplenen, kendi çizgisini şiire duyduğu saygıyla kuvvetlendiren yürekli insanlar yetişiyor.
Gökhan Ergür, İtibar Dergisi'nin, yakından takip ettiğim şairleri arasında... Said Yavuz, Furkan Çalışkan, Mehmet Şamil... Belki de şiirimizin seneler sonra en önemli isimleri olacaklar...Mevsimleri vefa, minvalleri aşk olsun...
Gökhan Ergür'ün Üzüntü adlı eseri bir ilk kitap olmasına rağmen, oldukça başarılı ve dolu.
Her dizede etrafını dikkatle seyreden ve bunu en keskin ve kestirme cümle ile yüreklere indiren bir nazarla gözgöze geliyorsunuz. İnsanın doğasına, bir psikolog olma ayrıcalığını da kullanarak, zerafetle eğilen, eşyadan kopmadan, günü ve zamanı dar kalıpların insafına bırakmadan kucaklayan 22 neşide...
İmgelerin duyguyu ezgin bir yarışta, başıboş ve kimliksiz bıraktığı şiirimsilerden ayrılan sizi yormayacak nefis dizeler.
Benim gibi seri kitaplar okurken bir parça soluklanmak isterseniz, ruhunuza iyi gelecektir...
Şiir okumalar...
Sosyal medya aracılığıyla tanıdım Gökhan Ergür’ü. Psikoterapist ve aynı zamanda yazar olan kendisinin o sıra çıkan “İnsaniyet Namına” kitabını edinmiştim. Günümüz yazarlarına biraz önyargıyla yaklaşırım fakat okuduktan sonra iyi ki bu şansını yakalamışım demiştim. Aynı dönemin çocukları olmamızdan mı, yoksa topluma ve dünyaya bakış açısından mı
250 syf.
·
Puan vermedi
Dergi okumalarına devam ediyorum. Lacivert dergi, ocak sayısında ''Hakikat Ötesi Yalan Terörü'' dosya konusuyla okuyucu karşısına çıkıyor. Derginin yazarları farklı disiplinlerden ''post-truth'' kavramıyla ilgili yazılar kaleme almış genel olarak. İbrahim Halil Üçer ve Ömer Türker ile bir de röportaj yer
Uzun zamandır beni bu kadar meraklandıran bir kitap olmamıştı. Okurken hiç bitmesin istedim. İnsana dair bu kısa yazılar ruha şifa gibiydi. Özellikle "Terzi Baba ve Mesut İnsanlar Fotoğrafhanesi" tekrar tekrar okudum. Ayrıca çok güzel alıntılar ile karşılaştım. Yeni yeni kitaplar keşfettim. Bizi, bize anlatan bu kitabı okumanızı tavsiye ederim.
Alıntılar Gelecek...
Lacivert Dergi 86’ncı sayısında “Hakikat ötesi- Yalan terörü” dosyasıyla raflarda yerini alıyor.
Hakikat ötesi dosyasında Prof. Dr. Ömer Türker ile “Bizim için kalıcı çözüm Hz. Peygamber’dir” başlığıyla post-truth olarak adlandırılan ve günümüz dünyasının gerçeklik algısını doğrudan etkileyen bu kavramı, onu bugünlere getiren düşünsel süreci ve
Ruhu İyileştirme Yolları kitabıyla tanıştığım Gökhan Ergür hocam ile İnsaniyet Namına adlı kitabıyla yoluma devam ediyorum.
İnsaniyet Namına; sizleri,insan hallerini anlatan bir yolculuğa davet ediyor. Modern yaşam deneyimlerinin doğurduğu bilişsel açmazları ve ruhsal yaşantıları pisikodonamik bir yaklaşımla analizi eden Gökhan Ergür, dünyadan kaçıp kendi dünyasını kuranların , birbirini bir daha hiç görmeyen âşıkların , bir kenarda kalmış hayatların "evde olsa yemez" diyen annelerin , bazen mutlulukların, gün aşırı yalnızlıkların ve o yeri asla dolmayan boşluk hissine ayna olup yaralarına bir merhem önerisi sunuyor okuyucuya.
Ben ,bana merhem olacak şeyi buldum mu bilmiyorum ama siz umarım okudukça bulursunuz. Şimdiden iyi okumalar. :)
Herkese merhaba ️bu sefer sizlere çok severek ve beğenerek okuduğum "İnsaniyet Namına" adlı kitapla geldim..
...
Kitabı okudukça bazen duygulandığım, bazen tebessüm ettiğim, bazen ise uzun uzun düşündüğüm oldu. Hani bir şeyler okuduğumuzda ya da bir film izlerken bazen kendimizi buluruz ya, "bak işte evet bende böyle yaşamıştım", "bende böyle hissetmiştim" deriz, işte kitabın bazı kısımlarında kendimi böyle bir halin içinde buldum.. Her yazısı güzel yazarın ama özellikle "Anneyle" ilgili olan yazısını okurken çok duygulandım.. İnsan yaşamaya devam ettiği müddetçe ne görür bilemez ama başına gelen iyi veya kötü şeylere rağmen yaşamına nasıl devam edeceğini ve nasıl mücadele edeceğini "Galip'tir Bu Yolda Mağlup" yazısını okurken daha iyi anlamış oldum.. Çiçekleri çok seven biri olarak️ "Saksıda Büyüttüğün Çiçekler" yazısını da beğenerek okuduğumu söylemeliyim. Kitabın en çok samimi, içten, doğal bir dille yazılmasını, hayallerden çok gerçek hayatlardan bahsediyor oluşunu, birçok şiir, kitap, müzik hakkında da tavsiyeler veriyor oluşunu çok beğendim.. Ve tabii ki bu güzel kitabı mutlaka okumanızı tavsiye ederim..
“Birbirimizin mahvına göz yumuyoruz ve hepimiz biraz suçluyuz bu pasif intihar girişiminde.” diyen bir yazarın hızlanan, acımasızlaşan dünyada mahvolup gitmememiz için yazdığı, bizi kendimize getirmeye çalıştığı bir eser. Güncel mesellerle ilgili denemeler var. Özlenen çocukluğumuz, kaybettiğimiz mahallemiz, sevdalarımı, dostluklarımız ve daha neler neler.. Altını çizdiğim yerler öyle çok ki, zaman zaman okuyup silkelenmemi sağlayacak satırlar.
Ben biraz uzun sürede okudum ancak çok güzeldi. Tavsiyedir.
"Üzüntüden" gibi "İncelikli Haytalar Albümü'de" çok güzeldi. Fakat bu sefer şiirleri okurken çok hüzünlendim... Özellikle "Gömülü Yas" şiiri ben de ayrı bir yer edindi... Hem yara hem de şifa olacak bu kıymetli kitabı tüm şiir seven arkadaşlara tavsiye ederim.
