Dediler, durursan kapanmaz yara Ben ve gölgem yine düştük yollara
Yaram var, havanlar dövemez merhem; Yüküm var, bulamaz pazarlar dirhem. Ne çıkar, bu yola düşmemiş gölgem; Yollar ki, Allah’a çıkar, bendedir.
Reklam
Benim asıl özüm, yeryüzündeki gölgem dedikleri şeydir bence. Biz ruh işlerine bakarken, tıpkı güneşe suyun içinden bakan istiridyeler gibiyizdir bence... Bedenim asıl varlığımın tortusudur ancak. İsteyen alsın bedenimi, evet alsın, çünkü o, ben değilim... Ruhuma gelince, Jüpiter gelse batıramaz onu.
Şahidiyim Kan içinde kalmış kalbimin Gölgem kısalırken ayakuçlarında Acıdan rol çalan, çaldıkça acıyan Örtüyor kusurunu kesik bir yüz Kendi mahfilini son olmaya adayan Gün ağarınca Kendi mezarlığımdan öteye geçemiyorum Çıkmaza giriyor bütün bekleyişler Her şeyi yeniden, yeniden öğrenmek için Masalını yıkarak başlayan bir adamın Yanında neyi açıklar ki yokluğum Bir teselli En çok aynada şık durur Gözlerin hangi renk fark edemezsin Kavuşmak dersin parmakların sımsıkı Başka türlü ifade etmek imkansızken Bir düş kırıklığı mıydı sustukların
gölgem eğildi de bir suya seni gördüm, hem bildim, elbette sevdim bir çiçek solmuşsa koklandığı içindir rengini dünyaya bıraktığı içindir bunu bildim, çünki seni sevdim seni ve senin o ad konulmamış rengini, kanımı akıştıran kokunu*
Yirmi dokuz dallı sefirayım ben, Her bir dalında tinime gebe bir kuş Her bir yaprağında yeraltına değen gölgem Aşkın tanrılaştırdığı sefira ağacıyım. İran dilinde başka, Hint dilinde başka Mitolojide başkayım ben Öteki alemi , hislerim Yeri ve altını , bedenim Tanrı'yı da aşka benzeten dokunuşlarım Yaşlarım var benim .
Reklam
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.