Okuma Listem
DÜNYA EDEBİYATI 📚
*HOMEROS
İlyada Destanı ✓
Odysseia Destanı ✓
*DANTE ALİGHİERİ
Yeni Dünya✓
İlahi Komedya✓
TürkEdebiyatındaOkunmasıGereken100Eser
Türk Edebiyatında Okunması Gereken100 Eser olan kitapları umarım bitiririm😁🙈😁
1. İnce Memed ✨
2.Tutunamayanlar ✨
3.Saatleri Ayarlama Enstitüsü ✨
4.Huzur ✨
5.Kara Kitap, Orhan Pamuk
6.Anayurt Oteli ✨
7.Aylak Adam ✨
8.Aşk-ı Memnu, Halit Ziya Uşaklıgil
9.Benim Adım Kırmızı, Orhan Pamuk
10. Puslu Kıtalar Atlası, İhsan Oktay Anar
11.Sevgili Arsız Ölüm
Üç kuşak, üç ses, üç bakış açısı. Albay, albayın kızı ve albayın torunu. Bazen gerçek nerede bitiyor ya da nerede başlıyor anlamakta zorlanıyoruz Marquez'in düşsel kasabasında. Soyut betimlemeleri, içsel konuşmaları ve zihin oyunları bana Orhan Pamuk'un Sessiz Ev'ini ve bazen de Toptaş'ın Gölgesizler eserini anımsattı. Okurken Marquez'i etkileyen Faulkner'in yansımalarını da ve onunla bütünleşen bilinçakışı tekniğini de görüyoruz. Bildiğim kadarıyla Marquez'in ilk kitabı ve Yüzyıllık Yalnızlık eserinin temellerini attığı öykü. Yirmili yaşlarının başında yazdığı bu öykü, -bunu da göz önüne alırsak- beni en az Kırmızı Pazartesi kadar etkiledi. Bir kasabanın, Macondo halkının bir doktordan almak istediği intikam üzerine kurulu bir öykü. Kasaba halkının hislerini, düşüncelerini çok güzel yansıtmış Marquez. Doktorun cesedinin bulunması ve tabutun çivilenme işlemleri sırasında üç sesin bize yansımaları, bu sürede yirmi beş senelik anıların birer birer gün yüzüne çıkmasını okuyoruz. Herkese iyi okumalar. 
Gabriel Garcia Marquez
TürkEdebiyatındaOkunmasıGereken100Eser
Herkes biliyordur sanırım artık benim ÖlmedenÖnceOkunmasıGereken1001kitapListe takıntımı :)))
Bu yılki 1baska liste hedefim
benim liste takıntım bitmez tabi :)))
TürkEdebiyatındaOkunmasıGereken100Eser olan kitapları bitirmek umarım biter😁🙈😁
1. 
İnce Memed ✨
2.
Tutunamayanlar
Metinlerini varoluş ve yok oluş üzerine kurarak varoluşçuluğu taşraya taşımasıyla özgünlük kazanan, sade dilinden yükselen müzikle giderek hayatı yazıya, yazıyı ise büyülü bir hayata benzeten bir yazar... Yazma serüvenini “hayatı kelime kelime genişletmek” olarak adlandıran Hasan Ali Toptaş, metinlerini birer senfoniye de dönüştürerek dışarıyla içerinin, görünenle iç dünyanın, gerçeklikle rüyaların, somutla soyutun çarpışmasından doğan tekinsiz bir atmosfere çağırıyor okurunu. Tam bir yazı ustalığıyla, Türkçenin imkânlarını sonuna kadar zorlayarak, edebiyatın büyülü dünyasına kapılar açarak... Cennet’in oğlu kendini kendi varlığında yok etmişken, gerçekten kadının dediği gibi bir kez daha yok olmuşsa durum kötüydü. Bu işin sonu yavaş yavaş köyün tamamen yok olmasına dek gidebilirdi...
Gölgesizler
