Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

128 syf.
·
Puan vermedi
Hepinizden nefret ediyorum ama tek başıma da canım sıkılıyor
Yozo babasının işinden dolayı küçük yaşta insan ilişkilerindeki sahteliğin çok yakın bir tanığı olmak zorunda kalmıştır. Bu durum tüm yaşamını etkilemiş, insanlığa güvenmeyi bırakın ondan korkunç derecede ürkmüştür. Hizmetkarlarla yaşadığı bir olay da bu durumu pekiştirmiştir. Bu olayı güvenmediği için ailesine bile anlatamamıştır. #187994204 Bu alıntı çok güzel özetliyor bu durumu. Günümüzde de durum çok farklı değil. Bir çocuk bir istismardan ya da ciddi bir problemden bahsettiğinde yetişkinler hemen 'çocuğumuzun hayal dünyası geniş' ya da "dikkat çekmek için yapıyor" diyip olayın üstünü kapatıyor. Yozo'nun tek sorunu ilişkilerdeki sahtelik, anlam verilmeyen toplumsal değer yargıları ve sıkıcı günlük rutinler mi? Hayır. Onun asıl sorunu yaşamının başlarında, onu yaşama bağlayan bir sevginin, sıcak bir ilişkisinin olmaması. Annesinden hemen hemen hiç bahsetmiyor, babası hep işiyle meşgul, ildışı seyahatlerde, birçok kardeşi var ama o işini yapan hizmetkarların elinde büyüyor. Kalabalık bir ailede yapayalnız büyüyor. Yozo bütün insanlığı sevmiyor ama bu insanlığın içinde kadınları ayrı bir sevmemişliği var. İnsanlıktan korkuyor ama kadınlardan daha fazla korkuyor. Bunun sebebi de kadınların erkeklere karmaşık gelen ruh dünyasını anlayamamış olması. Çünkü insan en çok bilmediği şeylerden korkar. Kitabında erkekleri genelleyip gömdüğü alıntı yok ama kadınlar için aynı durum söz konusu değil. Dazai kadınları sevmese de kadınlar onu beş intihar girişiminin üçünde ona eşlik edecek kadar çok seviyor. Kadınların ona yaklaşma sebebleri çok iyi sır tutması ve depresif bir ruh halindeyken kadınların baskın gelen merhamet duyguları olabilir, (kitaptan çıkarımım). Kadınlar içinde kendine yakın hissettiği için en çok fahişeleri seviyor. Neden onları kendine yakın hissettiğini de uzun uzun açıklıyor kitapta. #188048106 Özetlersek bu kadınlar da tıpkı Yozo gibi insanlığın bütün çirkin taraflarını görüp insanlıktan diskalifiye oldukları için diyebiliriz. Yozo ve Yabancı'daki Meursault karakterleri birbirlerine müthiş derecede benziyorlar. Fakat ikisini birbirinden ayıran çok büyük farklar da var. Mesela Mearsault hayatı olduğu gibi dümdüz yaşarken, Yozo gerçek kişiliğini sır gibi saklayıp toplumda tutunabilmek için bambaşka sahte bir kişilik ediniyor. Gerçek kişiliğini saklamak için çok büyük emek harcıyor. Meursault, annem dün veya bugün öldü hatırlamıyorum diyor. Ama Yozo maske gibi çok basit birşeyi istemiş gibi görünmek için "birşeyler hissedebildiğini" gösterebilmek için gecenin bir yarısı kalkıp gizlice babasının defterine birşeyler karalıyor. Meursault'nun davranışlarında Id baskınken Yozo'nunkilerde superego baskın diyebiliriz. Yozo'nun gerçek benliği ile ideal benliği arasında kocaman bir uçurum var ve Yozo bu uçurumda sonsuz bir düşüşe geçmiş durumda. Her iki karakterin de II. Dünya savaşının etkilerinin devam ettiği yıllarda oluşturulmuş olması neden bu kadar hissizleştikleri konusunda bir ipucu veriyor. Hissizleşmek kendini duygusal anlamda koruyabilmak için çok güçlü bir savunma mekanizması. Yozo bir yerde Hristiyanlığı tercih ettiğini söylüyor. İnsanların doğuştan suçlu ve günahkar olduğuna inanan Yozo'nun bu tercihi, insanların günahkar olarak doğup vaftiz edilmeleri gerektiğine inanılan Hristiyanlık inancıyla çok iyi örtüşüyor. Yozo'nun yitirdiği insanlığa bir zamanlar sahip olduğunu da söyleyemeyiz. Yani Yozo hiçbir zaman insanlığını yitirmedi çünkü hiçbir zaman ona sahip olamadı. Kitabın orijinal ismi "Ningen Shikkaku" Türkçe'si "İnsanlıktan Diskalifiye" ye göre kulağa daha hoş geliyor yine de. Yozo medeniyet/uygarlık olarak geldiğimiz noktaya eleştiriler yapmış bir karakterdir. Yozo'yu, tutulacak hiçbir tarafı olmayan psikolojik sorunlu, şımarık bir çocuk olarak nitelemek belki de konfor alanımıza yapılan bu eleştirileri başımızdan savmak için başvurduğumuz bilinçli olmayan bir savunmadır. Saygı görmek meselesi Saygı da sevgi de gerçekten birçok yerde hak edilmiş olmaları gerektiğini düşünüyorum. Mesela insanlar şunu sorguluyor: sırf bizden önce dünyaya geldiği için bir insan neden saygıyı hak etsin? Ya da kan bağımız olduğu için bazı insanlar neden sevgimizi hak etsin? Yukarıdaki alıntıda Yozo, doğasının kötü olduğuna inandığı için saygıyı hak etmediğini düşünüyor ama devamında ailesinin konumundan dolayı saygı görme tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu söylüyor. 'Büyüklere saygı' otoriteyi korumak için mi? Akrabalarımızı neden her türlü koşulda sevmemiz gerekir? Yozo 'elalem' dediğimiz toplumu, toplumsal değerleri içinden gizlice yargılayıp reddediyor ama söz konusu kadınlar oldu mu yine tökezliyor. Sırf bakireliğinden etkilenerek bir kadınla evleniyor ve sonrasında kirletildiğini düşünerek, ona acıdığı için ondan kopuyor. Kadınları anlamaktan daha zor seni anlamak Yozo'cum. Yaşamım utançlarla dolu derken bunu da kastediyor mu acaba? Bu olayda Yoşiko'yu talihsiz bulduğum nokta ise masumiyeti değil, kendisine bunu yapan birine müdahale etmek yerine, kaçıp ruhsal travma yaşayan bir eşinin olmasıdır. Bu çirkin olayı yapan bir erkek (dükkancı), buna tanık olup seyirci olan da yine iki başka erkek (Horiki ve Yozo), ama kahramanımız 'kadınların hiç olmadığı bir yere gitmek' istiyor onları sevmiyor... Teknoloji, makina, robot ve arabalarla çok az fiziksel güç kullanmak zorunda kaldığımız günümüz dünyasında gerçekten halen üç öğün yemek yememiz gerekiyor mu? Dazai çok karamsar bir yazar. Eğer bir sevgi pıtırcığı iseniz bu kitabı okusanız bile sahip olduğunuz yaşama bakış açınızdan dolayı onu tam olarak anlayamayabilirsiniz, sadece modunuzu düşürür. Herkesin kitap okuma amacı ve bir kitaptan beklentileri farklı olduğu için kitabı "herkesin okuması gereken bir kitap" olarak nitelemekten özellikle uzak duruyorum. Her kitap herkese iyi gelmeyebilir. Ya da bir kitap yaşamımızın bütün dönemlerine hitap etmeyebilir. Sağlıklı düşünemediğimiz, doğru yargı kalıplarına henüz sahip olamadığımız ve dolayısıyla sağlıklı kararlar alamadığımız bir dönemde bu tarz bir kitap okumak alacağımız kötü kararlar ve negatif düşüncelerimiz için sadece pekiştirici olur. Gizli intihar düşünceleri olan birinin eline herkesin okuması gereken bir kitap diye bu kitabı vermek ona yapacağınız en büyük kötülük olur. Yozo da çocukluğunun bir döneminde kendisine hüzünlü hikayeler anlatan hizmetkarların bu davranışlarını bir istismar (kitabın farklı çevirilerinde bu kelime geçiyor) olarak nitelemiş ve bir insana yapılacak en büyük kötülüğün bu olduğunu söylemiştir. Bknz. #188031440 Kitabın çevirisiyle ilgili bir takım sorunlar var gibi okuduğum incelemelerde kafalarda soru işareti bırakmış. En komiği sanırım "Japon edebiyatının' 'Japonca mektuplar' şeklinde çevrilmiş olması :) Bir diğeri ise hizmetçilerle yaşanan olay: farklı çevirilerde istismar, acıklı olayların anlatılması, ya da cinsel istismar mı şeklinde kafalarda soru işareti bırakmıştır. Yazarın Tutumu/Ton Edebiyatta "tutum" ya da "ton" dediğimiz şey yazarın anlattıklarına karşı olan tavrı/tutumudur. Yazar burda boğucu bir ciddiyete sahip. Okurken melankolik olmamak gerçekten elde değil.
Tutunamayanlar
Tutunamayanlar
'da da toplum yergisi, topluma tutunamama ve intihar var ama Oğuz Atay o kadar esprili bir ton kullanmış ki okurken bazen gözlerim yaşarmasına rağmen hemen ardından gülümsemişimdir. Bu kitapta ise hep hüzünlendim. Yazarın tutumu edebi bir eser için herşeydir. Kitapta en sevdiğim olay: Yozo'nun toplumu deşifre etmesidir. Arkadaşı "fazlasını toplum kabul etmez" diyor. "Kim bu toplum sen değil misin?" diyor Yozo ama içinden. İnsanlığımı Yitiriken Sanat Kitapta söz sanatları yok denecek kadar az olmasına rağmen birçok sanatçı ve sanat eserleriyle karşılaşabiliriz. Hayyam- Rubailer - Farsça'dan İngilizce'ye, İngilizce'den Japonca'ya çevrilirken evrim geçirmiş olsalar da Yozo'nun bazı düşünceleriyle uyumlu oldukları söylenebilir. Van Gogh - Café Table with Absinthe - Yarısı boş bir bardak absent (içindeki boşluğu anlatmak için bir metafor olarak kullanmış ya da açık istiare sanatı var) Dostoyevski - Suç ve Ceza - Ortada bir suç var ve bu suç Yozo'yu dehşete düşürmüş kafasını alak bulak etmiştir. Suça sebebiyet olarak gördüğü masumluk onun eşinde en çok sevdiği şeydir halbuki. Yozo ne yapacağını bilemez bir halde bu durumu sorgular. Toplumsal değerleri reddetmesine rağmen yine aynı durum karşısında diğer erkeklerin (toplumun) ne yaptığını araştırır. Soseki - Ben Bir Kediyim - bu eser hakkında fazla bilgim yok küçük bir araştırma yaptım ve şu sonuca ulaştım: Sevilmeyen bir kedi insan doğasını araştırmak için onların etrafında dolanıyor ve insan doğasına ait pek de hoş olmayan gerçeklerle karşılaşıyor. Yozo ise pek de ciddiye alınmayan kişiliğini gizleyerek soytarı kişiliyle insanlar arasında yaşıyor ve insanlığa dair yine hoş olmayan gözlem ve tespitler yapıyor. Modigliani - pek fazla tanımadığım için bağlantıları keşfedemedim. İthaki yayınlarından okuduğum kitabın kapağının güzelliğinden bahsetmemek çok büyük bir eksik olur. Koitsu Tsuçiya'ya ait "Benkei Bridge" tablosu aşık olunacak güzellikte. Kitabı okumasam bile evde, okulda hep gözümün önünde bulunduruyorum :d Türk Felsefeci
Oruç Aruoba
Oruç Aruoba
Zilif
Zilif
adlı eserinde der ki: "Dünya benden ben olmamı istemedi. Beni ben olarak tanımadı." Aruoba sırtını dönüp gitti ama Yozo şunları söyledi: "İnsanlar beni dibine kadar dehşete düşürmesine rağmen onlardan ne yaparsam yapayım kopamıyor gibiydim." İntihara giderken bile dehşete düştüğü bu insanlardan kopamadı onlarla birlikte gitti intiharlara. 2 Ocak 2023 tarihli güncelleme İncelemeye kadın parantezi; Dazai bu kadar kadını kendisiyle beraber intihara götürmeye nasıl ikna etti? Kadınların ona karşı sevgisi bu kadar güçlü müydü? Yoksa onun yaşama karşı bakış açısı intihara götürecek kadar etkili miydi? "Bana göre" ikisi de değil. Dazai her ne kadar intihara götürdüğü bu kadınların ismini bile hatırlamayacak kadar figüranlaştırsa da kadınların her birinin hikayesinde kendisi birer figürandır. Bu kadınlar kendi hikayelerinde baş kahramandır ve çocukluktan/aileden getirdikleri yaraları ya da davranış kalıpları vardır. Ögretildikleri bu (yanlış) davranış kalıplarına uygun seçimler yapmaya ya da yaralarını irdeleyecek tercihler yapmaya meyilli olurlar. Bu durum sadece Dazai romanında değil gündüz kuşağı programlarında ya da toplum vicdanını yaralayan haberlerde de görülebilir. Bir kadın eşinden şiddet görür ve bu şiddeti kabullenip onunla yaşamaya devam eder. Ya da bir kadın bir adamın katil olduğunu bile bile onunla duygusal bir ilişkiye girer ve sonuç olarak kendisi de bu katilin kurbanı olur. Bu karşı tarafla değil tamamen kendisi ile ilgili bir durumdur. Aşağıda ismini verdiğim kitaplarda bu durum çok güzel bir şekilde açıklığa kavuşturulur. Kurtlarla Koşan Kadınlar'da kötü olduğunu bile bile mavi sakalla evlenmeye razı olan kız hakkında şöyle bir açıklama var. "Canavarla evlenmeye böyle rahatlıkla razı olunması, aslında kızlar daha çok küçükken, genellikle beş yaşından önce yapılan bir seçimin sonucudur. Kızlara, her türlü tuhaflığı –ister sevimli, isterse de sevimsiz olsun- görmezden gelmeleri, onları hoşa gider hale getirmeleri öğretilir." Seninle Başlamadı'da "İnsanlar genellikle farkında olmadan yaralarnı tetikleyecek bir eş seçerler." "Babanız annenize kötü davrandıysa erkek çocuk olarak siz de partnerinize benzer şekilde kötü davranabilirsiniz böylece babanız tek başına "kötü adam" olmayacaktır. Kız çocuk olaraksa size kötü davranan veya kendinizi mesafeli hissedeceğiniz bir partner seçebilirsiniz. Annenizden daha mutlu olmak sizin için zor olacaktır." "Ebeveynlerimizi reddettiğimizde, onlara benzediğimiz yanlarımızı da göremeyiz. Davranışlar içimizde reddedilmiş halde kalır ve sıklıkla çevremizde insanlara yansırlar. Buna karşılık, reddettiğimiz davranışlara sahip arkadaşları, sevgilileri veya iş arkadaşlarını hayatımıza çekeriz. Böylece bu dinamiği fark etmemiz ve iyileştirmemiz için bize sayısız fırsat sağlar." "Travma ve İyileşme", "Kadının Hiç (mi) Suçu Yok" ve "Görünmeyen Yaralar" kitapları da kadınların neden katillerini ya da istismarcılarını eş olarak seçtiklerini çok güzel açıklıyor. Buraya kadar okuduğunuz için teşekkür ederim...
Kurtlarla Koşan Kadınlar
Kurtlarla Koşan Kadınlar
Seninle Başlamadı
Seninle Başlamadı
Görünmeyen Yaralar
Görünmeyen Yaralar
Kadının Hiç (mi) Suçu Yok
Kadının Hiç (mi) Suçu Yok
Travma ve İyileşme
Travma ve İyileşme
İnsanlığımı Yitirirken
İnsanlığımı YitirirkenOsamu Dazai · İthaki Yayınları · 202333,4bin okunma
··
4 artı 1'leme
·
19,5bin görüntüleme
Sibel okurunun profil resmi
"İnsanlığımı Yitirirken"in çeviri süreci... Peren Ercan sadece bir çeviri yaptı ama bu röportajda bir çeviriden çok daha fazlası var :) kayiprihtim.com/haberler/edebiy...
Bu yorum görüntülenemiyor
Sibel okurunun profil resmi
google.com/url?sa=t&source... İlgilenenler için Yozo'nun kişiliğinin analiz edildiği 82 sayfalık İngilizce bir tez.
Sibel okurunun profil resmi
"'İnsanlığımı Yitirirken' Osamu Dazai'nin Japonya'da çok başarılı olan edebi eserlerinden biridir. Özellikle seçtiği tür genel halka ulaşabilir. Buna rağmen ruhsal desteğe ihtiyaç duyanlara önerilmez..." (s. 75) ijel.amikveteran.ac.id/index.php/ijel/...
Yaren okurunun profil resmi
Mükemmel bir analiz olmuş çok beğendim okurken hep aklıma Yabancı’daki Mearsault karakteri gelmişti. Hep ikisini kıyaslamıştım. Analizinde bunu görmek beni çok mutlu etti ve aralarındaki farkı da çok güzel anlatmışsınız.🤩
Sibel okurunun profil resmi
Güzel yorumunuz için teşekkür ederim 🌸
Fatma BELLİ okurunun profil resmi
Merhaba, kitabı yeni bitirdim ve kitap hakkında ne yazılmış diye uygulamaya girince sizin incelemenizle karşılaştım. Gerçekten bu kadar detaylı, her cümleyi farklı argümanlarla destekleyen bir incelemeye daha önce rastlamamıştım. Çok çok verimli bir inceleme olmuş okudukça her cümleye hayran kaldım. Ve bence de herkesin okuması gereken bir kitap olarak nitelendirilmesi yanlış olur, ruh yaşı ve psikolojisi çok önemli kitabı okuma zamanı açısından. Kaleminize sağlık, teşekkür ederim 🌸
Sibel okurunun profil resmi
Güzel yorumunuz için teşekkür ederim 🌸
Eylül Türk okurunun profil resmi
Tahlil dediğimiz şey de böyle bir şey sanırım :) Büyük keyifle okudum... Zihninize sağlık.
Sibel okurunun profil resmi
Teşekkür ederim 🌸
Şeyma uçar okurunun profil resmi
elinize,yüreğinize sağlık.çok beğendim🤍
Sibel okurunun profil resmi
Bilmukabele güzel dilekleriniz için ♥
11 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.