Çizgilerimiz vardı. Neye göre çizgilerimiz? Örflerimize dönüşen aile kavramını yücelten İslamın getirdiği kaideler vardı. Zamanla günlük hayatta İslamdan beslenildiği unutularak yerini alan yazısız kurallarımız diyelim.... Savaşın bir boyut daha değiştirip birlik ve beraberliğin bozulması, kültür ve manevi tahribatın meydana gelmesi... Kurbağa deneyi gibi aniden sıcak suya girmek değil de yavaş yavaş... Unutmayın şeytan direkt yap demez, sonunda yapmaya giden yolun girişini gösterir. Direkt tesettürden çık demez mesela, önce boydan kısaltılır, sonra şuradan bir daraltma, şuradan bir tutam gösterme vs vs diye gider süreç. Yolun girişi böylece gösterilmiş ve oraya bırakılmış olur insanoğlu bu gibi örneklerde olduğu gibi. Yasalar, Diziler, Filmler, Kitaplar, Sosyal Medya, Moda vs vs. Biz artık normalite çizgisinin değiştirildiği ve inandırıldığı, vicdanın ve sağduyunun arka plana atılıp pasifize edildiği, aldatmanın adını aşkına sahip çıkmak gibi bir kelime oyunu ile "yanlış isimlendirme/kategorize etme" dünyasında yaşıyoruz. Elimizde telefon, İnternet gibi bedava sunulan şeylerin bizden çok şey sömürdüğü yerine atalet duygusu ile başbaşa bırakıldığımız toplumda "hiçbir şey yapamam" algısı oluşturulan neslin kapısındayız. Peşin olanı seven insanoğlu için bu zamanla hazzın peşine takılma sürevenini ve binleri nesilleri sürü psikolojisi ile önce dayatılan inanca sonra da sorgusuzca yaşamaya itiyor gibi... Olaya sosyolojik, toplumsal, siyasi açıdan bakmak gerek...