Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Hayat tırmanışındaki zirve!Ama zirvelerin de sorunu şu ki zirveden sonrası hep yokuş aşağı gidiyor. Zirveden bakınca önümde uzanan yılları görebiliyorum. Bu manzara hoşuma gitmiyor. Gördüklerim sadece yaşlılık,babalık ve dedelik.
Sayfa 210Kitabı okudu
Bütün gördüklerim içinde yalnız sensin hep görmek istediğim, dokunduğum her şey içinde, senin tenindir hep dokunmak istediğim.
Reklam
“Ben farklı bakmayı da denedim, fakat gördüklerim hep aynıydı.” Tolstoy
Tutarsız
Okuduklarım.. Dinlediklerim.. Üzerinden değil.. Gördüklerim.. Yaşadıklarım.. Üzerinden.. Değerlendiririm.. Genelde..
" Ben farklı bakmayıda denedim fakat gördüklerim hep aynıydı"
"Benimle sevişmeyi bu kadar çok mu sevdin?" dedi muzip bir ifadeyle ayak parmaklarını Clay'in göğüs kaslarına değdirerek. "Sevişmelerimize bayıldığımı biliyorsun. Sanırım senin anlamadığın kısım, diğer yaptıklarımızın da bir o kadar hoşuma gittiği. Ben bunun içindekinden," diye- rek Julia'ya doğru eğilip parmağıyla alnını işaret etti, "ve burada yaptıklarımızdan da hoşlanıyorum," der- ken parmağını bu sefer de Julia'nın dudakları üzerinde gezdirdi, "konuşmaktan yani." Ardından eliyle göğ- sünden aşağı doğru inerek kalbinin üzerinde durdu. "Ayrıca bunun içinde gördüklerim de hoşuma gidi- yor," dedi. Julia'nın kalbi iki kat hızlı atmaya başlamıştı ve bu ona o kadar yabancı bir duyguydu ki. Birilerine karşı böyle şeyler hissetmeyeli çok uzun zaman olmuştu. Bu onu bir taraftan korkuturken, diğer taraftan da kendini harika hissettiriyordu. Ama zaten birisinden hoşlan- mak da böyle bir şey değil miydi aslında? Tramplen- den havuza atlamak gibi? Clay'in elini avuçlarının ara- sına alarak göğsünün üzerinde tuttu ve Clay'in gözleri o anda sanki Julia evet demiş gibi ışıldamaya başladı, ki büyük ihtimalle de kabul etmiş sayılırdı. "Yani benim erkek arkadaşım mı olacaksın?" "Güzelim, erkek arkadaşın değil sevgilin olacağım, hem de tek sevgilin."
Sayfa 199
Reklam
Bilmiyorum. Aldırdığım da yok. Gördüklerim bana yetiyor.
İhsan Oktay Anar
İhsan Oktay Anar
Duman duman tükettim hayatımı. Ne kadar belirsiz gördüklerim, okuduklarım. Bilinmeyen bir dilde bana gülümseyen Açık bir kitap dünya.
Önce okuduklarım değişmeli sonra gördüklerim. Dinlediklerim değişmeli ve söylediklerim. Ben ancak böyle değişebilirim.
Reklam
Ben farklı bakmayı da denedim. Fakat gördüklerim hep aynıydı..
Abdülhak Hamit Bey, bir saltanatın şairi, eserleri Dolmabahçe Sarayı gibi bir şey. Süs, yaldız ve lisan azameti…… Osmanlı lisanının tasarrufunda eserler…… Osmanlı lisanı ile bakî veya onunla ifna olacak eserler. Bu eserler öztürkçeleştirildiği gün buhar gibi yok oluverir. Zira Abdülhak Hamid, bir Şeyh Galib olmadığı gibi, bir Yunus Emre de hiç değil, hattâ bir Yahya Kemal de değil. Abdülhak Hamid Bey’in eserleri Osmanlıca yaşadığı kadar ancak yaşayacaklardır. Halbuki, Osmanlıcayı yok etmek isteyen Dil Kurultayının, Dolmabahçe toplantılarına, Abdülhak Hamid Bey ne büyük bir zevkle giderdi. Ve orada, kurultayda, kendi lisanı olan ve bütün şöhretini borçlu olduğu Osmanlıcayı, tek bir defa bile müdafaa etmiş değildir
Sayfa 40
İyi geceler
Bu zamana kadar okuduğum kitaplar, yaşadığım deneyimler, gördüklerim, bildiklerim… acısıyla tatlısıyla kendimi bu yaşa kadar büyütüp yürütmenin, için kan ağlarken bile dik durabilmemim, elbet bunda da bir hayır vardır diyip kötünün içinde iyiyi görmemin, her defasında düştüğüm yerden daha güçlü kalkmamın ve her şeye rağmen diyebilmemin en büyük destekçisi inancımdı. Şuan nerde, ne vaziyette olursanız olsun kendinize inanmaktan asla vazgeçmeyin.
''Nefret ve kindir, bedeni yere indiren. Zamanla yaşlandık; ne bizi mahpus eden zindan, ne de ıstıraplı esen rüzgârlar etti huzursuz. Yalnız... bir kimlik problemiydi canımızı sıkan. Düştüğümüz yere mi aittik, yaşadığımız yere mi, ölümün sıcak bedenine mi... soruyordum her vakitte kendime, yalnızdım bu yerde; dostum ve arkadaşım diyerek yanında durduğum adamlar, beni anlamaktan uzakta, ıraktaydılar. Yoksa ben, ben değil miydim. Gördüklerim birer toz pembe kâbus muydu, çıldırıyor muydum yoksa; bilemiyordum, birçok şeyi bilemediğim gibi... ürkek ve korkak biçimde duruyordum yerimde, acı ve tevazu içerisinde bir çabaydı durmaksızın kıvranışlarım!'' Z.a
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.