Mr Mantran, bir derste, Gustave Flaubert’in bâzen bir virgülü yerine isâbetle koymak için 5 dakika düşündüğünü söylemişti de ben dâhil hepimiz bu manyaklık (!?) karşısında kahkahayı basmıştik. Boşuna . “Gülme komşuna, gelir başına!” ya da “Büyük lokma yut da büyük lâf etme!” dememişler. Seneler sonra benim de aynı maraza müptelâ olduğumu ve şu okumakta olduğunuz bölümün kaleme alınışının 3600 küsur dakika tutmuş ve tam 111 defa revizyondan geçmiş olduğunu; bazen de bir noktalama işâretinin yerinin en uygun neresi olacağı hakkında Gustave Flaubert’vârî arpacı kumrusu gibi daki-kalarca düşünmüş ve hattâ yakınlarımın tasdikine bile müracaat etmiş olduğumu itiraf etsem acaba bana inanır mıydınız?
Gönül kimi severse güzel odur.
Gemisini kurtaran kaptandır.
Gelen gideni aratır.
Gönülden gönüle yol vardır.
Görünen köy kılavuz istemez.
Görünüşe aldanma.
Göz iki, kulak iki,ağız tek; çok görüp, çok dinleyip az söylemek gerek.
Gülme komşuna, gelir başına.
Gülü seven dikenine katlanır.
Gün doğmadan neler doğar.