Hava yağmurluydu. Tren ara sıra şiddetli sağanakların arasın­dan geçiyor, pencere camları, vagonların üstü, yanları dakikalarca kamçılanıyor, bazen su serpintilerinin içeriye girdiği bile oluyor­du. Sonra bu şiddet duruyor, gök biraz yukarıya çekiliyor, yüksekte açık mavi, menevişli tek bir çiçek gibi tepemize asılıyor, o zaman manzara gülüyor,
Sayfa 266 - Dergâh YayınlarıKitabı okudu
Bizim tefeci-bezirgan finans-kapital toplumu burjuvazinin özgür girişimi,ilerici,özgürlükçü aşamasını tatmadı. Batılı aydının geçmişinde,burjuvazinin,Batu burjuvazisinin ilerici çağının büyükleri yatıyor. Bacon var, Descartes var, Montaigne, Rabelais, Diderot var o düşüncenin temelinde. Bizde kapitalizmin en gerici yanıyla,tekelci biçimde , finans-kapitalizmi olarak geldi çöktü yedi bin yıllık Babil attığı tefeci-bezirgan toplumumuza. Kırım Harbi'nden bu yana örtülü ya da açıkça para babalarının elindedir kapılar. Kapayıverirler. Aydın işsizlik korkusunda, açlık korkusunda,can korkusunda. Öylesine büyümüş ki bu korku; nedeni,türü,nerden,nasıl çıktığı da unutulmuş da salt korku kalmış. Put olmuş korku,beyinleri sınırlıyor. Kocaman bir karanlık. Umutsuz...
Reklam
Kıyamete kadar dünyayı aydınlatacak olan bu nur kaynağı evde, geceleri aydın kılacak bir lamba bile yoktu. Bunu ifade etmek için bir gün Annemiz şöyle diyecekti: -Resulullah (sav) zamanında kırk gece geçirirdik de o evde ne bir kandil ne de kandile benzer bir şey yanardı. Zira o gün kandillerde kullanılan yağ, aynı zamanda yemek için katık olarak kullanılırdı. Bir başka ifadeyle yiyecek imkânının bulunmadığı dönemlerde bu değeri aydınlatmada kullanmak akıl kârı değildi. Annemiz bunu şöyle ifade etmektedir: -Şayet o gün biz, lamba yağına malik olmuş olsaydık, onu yemekte kullanırdık!
Her şeyden önce İttihat ve Terakki’nin Türkçülüğü korumak, yükselmesi için çaba vermek, ilkelerinin en başında gelir. 1908 kongresi kararları içinde bu olgu önemli bir yer tutar. 1911 nizamnamesinde ise bu amaç için (13 maddesi) gece mekteplerinin açılması ve faydalı kitapların neşredilmesini ilke olarak benimser. İzmir şubesinin kurduğu Milli
"Eğer bir gün güneşin batar, karanlık çökerse gönül ülkene, umudun bahçesine uğraşmayı sakın unutma; çünkü orada hiç solmayan bir yaşam ışığı saklıdır. Hazan olmuş ağaçların dalları orada filizlenecek, kuruyan toprağın yeşerecek ve sen yeniden tohuma duracaksın. "
Rıfat Ilgaz'ın hastaneye yatışı ile ilgili, Başdan gazetesinin, 28.1.1949 gün ve 25. sayısında şu haber verilmiştir: "... hastaneden çıkan Ilgaz, on gün kadar savcılıkta ifadeler ve muhakemelerle meşgul olmuş ve tekrar hastalığı arttığından yatağa düşmüştür. Rıfat'ı para ile yatıracak bir hastane dahi bulunamamış, nihayet Vali Vekili Haluk
Reklam
149 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.