Ey düşmanım, sen benim ifadem ve hızımsın;
Gündüz geceye muhtaç, bana da sen lazımsın!...
Sayfa 483Kitabı okudu
Bezdik yüzlerini görmekten, gözlerine bakmaktan gece gündüz.
Bizi de götür, Keloğlan, padişah sarayının olduğu o kente,
ayağımızda demir çarık, elimizde demir asa, kırk gün kırk gece,
kimi yollarda yayan yapıldak, kimi Anka'nın sırtında,
gak deyince su, guk deyince et.
Kaf
Sen, beni sadece gece görüyorsun da bana aşkını veriyorsun; beni gündüz görsen, elime sadaka verirsin !
Sayfa 344Kitabı okudu
"Gündüz vakti düşüncelerimizden sürgün edilişlerinin öcünü almaya gelen kovulmuşlara geceleyin gizli bir kapı, ansızın açılıverir. Biz onları savdığımızı zannederken, gece sahnemizde yeniden boy göstermek üzere Truva Atı'ndan inip ortalığı birbirine katmak için saatin on ikiyi vurmasını bekliyorlardır."
Sayfa 64Kitabı okudu
'Kahraman yaratma özlemi, hepimizin içindeki totaliter eğilimi, güçlü bir kişiye gönüllü olarak boyun eğme ihtiyacını gösterir. Kahramana duyduğumuz gereksinim, kendi içimizdeki güvensizlikten doğar.'
''Birbirimizi anlayamayacağımız korkusuyla, sözcükleri gereğinden çok fazla kullanıyoruz. Konuşmamanın , iletişim kurmayı reddetme anlamına çekilmesinden, kabalık olarak görülmesinden korkuyoruz. Ayrıca çok fazla konuşuyoruz. Sessizlik bizi ürkütüyor. Sessizliği denetleyemiyoruz. Oysa sessizlikte, sezinlediğimiz ama tanımadığımız dürtülerin, özgürlüğün ve gelişigüzelliğin son noktası saklıdır.''
Sayfa 35 - İletişim Yayınları
Güldüm
“Sırıtma.” Dedi
Okul bostan
Öğretmen korkuluk
Öğrenci karga
Bir daha gülmedim
Devletin gözünün içine bakılmaz
Küçük yaşta öğrendim...
"Izdırabın sonu yok sanma, bu alem de geçer,
Ömr-i fani gibidir, gün de geçer, dem de geçer,
Gam karar eyliyemez hande-i hurrem de geçer,
Devr-i şadi de geçer, gussa-i matem de geçer,
Gece gündüz yok olur, an-ı dem adem de geçer"