Mehmet Akif Ersoy
İstiklal marşı yazarımız Mehmet Akif Ersoy… “Kahraman Ordumuza” başlığı ile kurtuluş savaşından çıkmış bir millete bu adla şiirini hediye etmişti. Şiirini safahat adlı kitabına koymamıştı. Bunun nedeni kendine sorulduğunda: “Bu benim değil, milletimin malıdır.” Diyordu. Bu marşı yazan şair, sadece yazmamakla kalmayıp bunu bir
İnsanlar, yaşadıkları çevrede devamlı olarak bir şeylere ihtiyaç duyar ve bu ihtiyaçlarını karşılayabilmek için de çalışmaya yani emek vermeye mecbur kalır. Çünkü hepimizin bildiği üzere bu hayatta emek vermeden yemek olmuyor. İşte bu sebeptendir ki insanlar günümüz dünyasında birer köle olarak nitelendirebileceğimiz şekilde çalışıyor ve monoton,
İnsan hiç kula kulluk eder mi,
Hele ki gönüllüyse buna akıl erer mi?
Montaigne’in en yakın dostu olan La Boetie, sivil itaatsizlik ve şiddetsiz direnişin ilk savunucularından biridir. Hani bana arkadaşını söyle sana kim olduğunu söyleyeyim ifadesi anlam kazanmıyor değil bu bilgiyle. Lakin herhalde bu ifade de günümüzde pek anlamı kalmadı sonuçta
Huxley 1932 yılında yayınladığı bu romanında, 1. Dünya Savaşı’nın akabinde, özellikle Amerika’da gözlediği teknolojik gelişmenin insanlığın geleceğine etkisini kurgulamış ve Zamyatin’in “Biz” isimli kara ütopyasından etkilenmiştir.
“Cesur Yeni Dünya” Londra’da, A.F.632’de geçmektedir. A.F derken günümüz takvimindeki milada göre değil...
Yazarın okuduğum ilk kitabıydı. Yazım dili noktasında sıkıntı çektim. Kitap ilk defa 1961 yılında basılmış. Yazarın kitapta şöyle bir ifadesi var:
“Kitapta, on beş yıldan beri derslerimde denediğim Türkçenin yeni gelişmelerine uyan bir dil kullanılmıştır. Bu bakımdan bulunacak tutarsızlıklar, aksaklık ve başarısızlıklar, sırf benim olanlar bir