Yine bir Ahmet Ümit klasiği yine ters köşe olan bir ben .. bir cinayet romanı olmaktan ötede bir kitap . Son sayfasına kadar heyecanla okudum, bitirince yine kendime gelemedim doğrusu. Yaşanmış gerçekleri , yaşananları göz önüne sermiş yazar , okurken yaşananlar yer yer göz yaşartsa bazı gerçeklere bir şey yapılamıyor yada güç yetmiyor artık adına her ne denirse. Kitaptaki beni en çok etkileyen söz cehennem boşalmış şeytanlar aramızda , bundan daha doğru bir söz olamaz dedim okurken günümüzü anlatan en net en doğru cümle.. kısaca okumaya değer bir kitap :)
Kırlangıç ÇığlığıAhmet Ümit · Yapı Kredi Yayınları · 201931,5bin okunma
...
Birisi Neron oluyor. Roma’yı ateşe veriyor. Ateşin alevlerini seyretmekten, çocuklarını, kadınları, şehir sakinlerinin ağlama
inleme ve feryatlarını dinlemekten zevk alıp, şiir söylüyor, resim yapıyor.
Diğeri özgürlükçü bir insan. Gelip kendisini kurtarmaması için polisin gözünden uzak bir yerde, arkadaşından başına benzin
dökmesini istiyor, kibrit çakıp kendini ateşin alevlerine teslim ediyor. Böylece bir milleti, bir insanı, bir insanı korumuş olabilsin.
Öncelikle belirtmek istediğim en önemli konu kitapta harika bir harmanlama var.Kitabı okurken hem günümüzü hem de geçmişi aklima getirmedigim bir an bile olmadi diyebilirim.Bu konuyu en iyi anlatan söz sanirim "tarih tekerrürden ibarettir" olurdu.Diplomasi ancak bu kadar sembolize olarak anlatilabilirdi.7 kural,domuzlar,diger hayvanlar hepsi bir canliyi, karakteri temsil ediyor aslinda.
Kitap kisa ama oz okumanizi tavsiye ederim.
Hayvan ÇiftliğiGeorge Orwell · Can Yayınları · 2020245,9bin okunma
Günümüzü en güzel anlatan söz. Eskiden insanlar eşyaların bile kusurunu kapatırdı. Kırıldığında yapıştırır, eskidiğinde yama yaparlardı.
Şimdi ise birbirlerini kırıp eskitiyorlar. Hevesle başlanan her yol yarım kalıyor. Eğer sen eksiksen bir başkasının seni tamamlamasını bekleme. 🌸
"Gerçekten farklı olanlar, farklı olmaya çalışmazlar ki.."
Neredeyse 1 ayda bitirdiğim bu kitabın incelemesini yazıyorum şimdi. Bu kadar uzun sürede okuduğuma bakmayın, okuyunca bırakamadığınız bir havası var kitabın.
Konusuna gelirsek, baş karakterimiz Deniz Kürşat'ın ağzından anlatılıyor hikaye. Hem geçmişi hem de günümüzü anlatan bölümleri var.
Her şey Kürşat'ın gazete de gördüğü bir kütüphane soygunu haberiyle başlıyor. Bu haber Kürşat'ın çok ilgisini çekiyor çünkü kendisinin ve arkadaşlarının üniversitedeyken yaptıkları aklına geliyor.
Kürşat ve arkadaşları ( Cengiz, Umur, Eylem, Beliz ) üniversite okurken büyük bir eyleme imza atmaya karar vermişlerdir. İnsanlara kitap okuma alışkanlığı vermek, reklamlardan uzak tutmak için MERAM adı verilen bir topluluk kurarlar. Bu eylemleri tüm ülkeyi etkiler.
Kitapta bu eylemi yaparken ki süreçlerini ve çabalarını okuyoruz. Ayrıca Kürşat'ın büyüdüğünde neler yaptığını da..
Umarım anlatabilmişimdir. Konusu çok güzeldi keşke yazar daha güçlü bir kalemle anlatabilseydi ama ilk eseri olduğu için bu hatayı göz ardı edebiliriz.
"Ben buradayım sevgili okuyucum, sen neredesin acaba?"
Söz İstiyorumZafer Köse · Mevsimsiz Yayınları · 20062 okunma
Not: Bu eserin incelemesine nasıl başlayacağıma bir türlü karar veremediğim için biraz karışık bir inceleme olabilir.
Tarihi araştırmanın bir çok yolu vardır. Bu araştırmaların değer kazanması da öncelikle kaynakların sağlamlığıyla ölçülebilir. Özellikle daha uzun geçmişe gittikçe, kaynak azlığı yüzünden, arkeolojik kanıtlar daha fazla önem
1940larda ki sosyalizmi ele almaktadır. Kitap kahramanlarını insanlar üzerinden değil hayvanlar üzerinden ele almıştır. Kitabı bitirdiğim zaman tek düşündüğüm şuydu " İnsanlar hiç mi hiç değişmiyor? "kitapta sıkça vurgulanan "Yedi Emir" apaçık bir din eleştirisi, "On emir' i" bilmeyen yoktur sanırım? Sanırım kitabı en iyi anlatmam için en geniş kavram bencillik olacak. Çünkü kitapta geçen her 'kötü davranış' bencillikten doğuyor. Domuzlar tarafından oluşturulan sisteme bir başkaldırış var. Çünkü insanlar -kitaptaki haliyle hayvanlar- benliklerine dokunan dogmalıktan nefret ediyor. İsyan başlarken baştaki domuz -yani Napolyon- herkes eşit olacak diyor, çiftlikteki hayvanların başlangıç için tek gayeleri bu. İsyanı kazanınca ise - o meşhur söz- "eşitiz ancak biz daha eşit olmalıyız" düşüncesi boy gösteriyor. Napolyon kendi çıkarları için sürekli yayımladığı 7 emiri değiştirip duruyor. İşin özü ne mi oldu? Çok çabuk unuttuk ülkede olanları. Unutmak ve kanıksamak en sevdiğimiz şeyler oldu. X kişi ne yaparsa yapsın her zaman haklıdır kafasından çıkmadığımız sürece bize her yer Hayvan Çiftliği olacak.
Günümüzü anlatan bir kitap.Yıllar yıllar öncesinde yazılmış olsa da…!
İnsan olmak başka iş, insanlık başka iş.
Günümüzü ve yaşadığımız dönemi çok iyi anlatan bir söz aslında değil mi ?
Mükemmeliyeti ararken kendimizi kaybediyoruz.
İnce Memed 2, Yaşar Kemal
İnce Memed 2Yaşar Kemal · Yapı Kredi Yayınları · 202029,3bin okunma