Hoşgeldin 2012 imiş. Bosversene 2012 'yi kutlamayı. ... mezar taşımızın üstünde son nefes tarihi 2011 yazmadığı için, asıl kutlamayı bunun için yapalım. Hayatın değerini, yaşadığımız günler adına kutlayalım dimi. Bizler yaşamadığımız günün kutlamasını yapıyoruz
Kitabı; Kitap Ağacı topluluğunun Eylül Ayı kitabı seçilmesi sebebiyle okudum. İncelemeye nasıl başlasam bilemiyorum ama bir şeyler karalayacağım inşallah verimli olur sizlere. Kitabın türü polisiye diye geçiyor ama buna bakarak bu kitabı okumaya kalkmayın. Çünkü kitabın içinde derin bir felsefe, ortaçağ tarihi, bilim, siyaset ve din konuları
Günün 24 saate, çemberin 30 dereceye bölünmesi, güneş ve ay tutulmalarının dönemsel olduğunun ortaya çıkarılması gibi. Ay tutulmaları kesinlikle, güneş tutulmalarıysa belki önceden bilinebiliyordu. Thales Babillilerden almıştı bu bilgileri.
Tuhaf bir şey bu: Birtakım sokaklar, apartman numaraları, kent adları, günün belirli saatleri, bazı telefon numaraları, şehirlerarası birtakım kodlar, belirli insan sesleri, bazı vapurların limanlara varış ve dönüş saatleri, eskiden sık sık duymak istediğim bazı gülüşler, sözler, çok merak ettiğim birtakım haberler, bir iki doğum tarihi, bir sokağa günün belirli saatlerinde gölgelerin düşüşü, ve bir evin yeri benim için tüm önemini yitirmiş bulunuyor şu anda.
Tarihi,birçok geçici hevesin ve "devletin yararı gereği" yapılan anlaşılmaz düzenlerin alanları olarak gördükten sonra,Saint-Savin kendisine büyük "dünya makinesi"nin nasıl hileci olduğunu,nasıl "rastlantının kötülükleri" altında ezildiğini anlattığı sırada henüz oradaydı.
Güzel geçen o günün ardından yatağa girerken
şiirin geri kalanını da hatırladı:
Altın pırıltılarla devranı rakkaselerin /
Ve tahta kutularda upuzun yatan ölüler.
Sevgili ölülerini düşündü Zehra.
Dedesinin niye uzun zamandır uğramadığını merak etti.
(Mezarda rahatı yerinde olmalıydı ki gelmiyordu.)
Ama iki gece sonra hayatının en