“Biz kadınlar bazen en başından olmayanı oldurmaya çalışıyoruz. Böyle kodlanıyoruz. El attığımız her şeyi düzelteceğimize o kadar inanıyoruz ki ‘onu da’ düzelteceğimize emin oluyoruz. Ama eşek kadar adamlar değişmiyor, olmayandan da olmuyor. Ve evet ne yazık ki bizim bunu anlamamız için iyice sarsılmamız gerekiyor. Farkındayım çok zor; üzücü, gurur kırıcı, yorucu sıfırlanmak… Ama emin olun şahane yanları da var…”
Her gurur kırıcı davranışta devrilecek olsalar , yollarına nasıl devam edeceklerdi. İnsanın dikkatini odaklamayı öğrenmesi gerekirdi.
Reklam
“Benim için mutluluk,… unutulmaz bir anı tekrar yaşayabilmektir… Çukurcuma’daki eve yemeğe gittiğim akşamların her birini -en zorunu, en umutsuzunu ve en gurur kırıcı olanı bile- bugün büyük bir mutluluk olarak hatırlıyorum.”
Sayfa 270Kitabı okudu
Ait olmadığın bir dünyaya tutunmaya çalışmanın ne kadar gurur kırıcı bir his olduğunu tahmin edebiliyor musun???
Sayfa 137Kitabı okudu
ESAS ve MİZÂN ŞERİATTIR...
Faydalı hayâller, faydalı hâller doğurur. Sonra rüyalar gelir. Bunlar da zevki geliştirir. Daha sonra uyanıklık da rüyayı andırmaya yüz tutar. Bazı şeyler görülür. Bunlara vâkıa denilir. Bu hâller davet ve istidadı gösterir; başka bir şey ifade etmez. Bu hâle kapılan ve onunla yetinen sâlik de olduğu yerde kalır, yürüyemez ve "sülûk-yola giriş" kademelerini aşamaz. Mürşid ise bu hâllerin değersizliğini devamlı şekilde tekrarlamakla mükelleftir. Uyanıklıkla kendinden geçme hâline "Bîhudluk" derler. Bu hâlde görülen şeylerde "vâkıa" olur. Arkasından keşifler başlar. Keşifler gittikçe açıklaşır. Ehlinin gözünde bunların da kıymet ve ehemmiyeti yoktur. Esas ve mizân Şeriattır. Şeriata uygun olan keşifler doğru ve makbuldür. Şeriata aykırı olanlar ise nefs ve şeytanın telkinlerinden başka bir şey değildir. Onlara, itimatsızlık, red ve nefy ile karşılık verilir. Sâlik, keşiflerinin Şeriata uygun veya aykırı olup olmadığını fark edemezse sorar ve cevabını alır. Bu gibi tecelliler zikir içinde de, dışında da olur. Nasıl olursa olsun, mutlaka murad, maksad ve gaye olamaz. İtibardan düşüktür. Vaziyet Mürşide arzedilir, tevil ve tefsir derdine de düşülmez. Zira iyi tefsir ve tevil gurur vericidir; fenaları da kol ve kanat kırıcı... Bunların ikisi de sâlike zararlı olduğundan Mürşid tâbirde çekimser davranır. Zira sohbeti mânevî kazanç kaynağıdır; zara vesilesi değil...
Sayfa 151 - 152 Parçalar, -Efendi Hazretlerinin; ders, takrir ve mektuplarından- Zikre dair, 4. Basım, Büyük Doğu yayınlarıKitabı okudu
"En büyük adamların hayatlarında da bazı gurur kırıcı anlar olur."
Reklam
260 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.