Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gruptaki havanın bir anda değişmesine sebep olan şey siyah saçlı çocuğun keskin bakışlarını onlara yöneltmesi olmuştu. Otoritesini hissetmemek için duygu eksikliği problemi yaşamak gerekirdi. “Ne zamandan beri kendi içimizde kavga eder olduk?”diye bir soru dudağından döküldüğünde gözlerimi kırpmadan ona bakıyordum. İlk kez duyduğum ses bende tarif edemediğim bir duygu karmaşası yaratmıştı. Bunu daha önce yaşamamıştım. Onu ilk gördüğüm günden beri aklımdaydı ama sadece şapkası ve köpeğiyle hatırladığım bir çocuktu. Sesinin nasıl olabileceğini hiç düşünmemiştim. Bakışlarını bir anlığına bile bana çevirmedi. Kahverengi gözlerini tekrardan bahçe kapısına doğru çevirdiğinde Bora arkasına yaslandı. Suzan da oturduğu yere iyice sindi. Gergin havayı hissediyordum ama onunla konuşmak isteyen yanım ağır basıyordu. Beni fark etmesini istiyordum. Görmezden gelmesi gurur kırıcı ve sinir bozucuydu.
384 syf.
3/10 puan verdi
·
5 günde okudu
Her türlü aptalın önde gideni yapıyor yazar kadınları. Kitabı okurken ilk başlarda yerinde tespitleri işle baya ilgimi çekmişti kitap. Ancak ilerledikçe yazar adeta gömüş tüm kadınları. Nasıl da sınırları zorlayarak inceden inceden bazen de aleni kadın okurlarına tabiri caizse resmen gerizekalı, işe yaramaz muamelesi yaptı yani. Tüm erkekler ne yapsa yeridir mesajı verirken kadın daime alttan almayı bilmeli , varlık amacına uygun davranmalı falan filan.. Tamam yazara bir çok konuda katılmakla ve okudukça valla doğru söylüyor dedim tabi ki. Ama hakaretler gerçekten fazla kaçtı bence. Bu kadarı gurur kırıcı yani.. Kadınlara egoist diyor ya sevgili yazarımız asıl egoistin önde gideni kendisi...
Bütün Kadınlar Aptal Sen Hariç
Bütün Kadınlar Aptal Sen HariçErdal Demirkıran · Kashna Kitap Ağacı · 2017909 okunma
Reklam
DAILY MAİL gazetesinde Sir Charles Tawsend'in bir demeci yayımlandı. Lloyd George'u birkaç kez uyarmış olan Tawsend şöyle diyordu: "Başbakan Lloyd George ve arkadaşları, Türk gururunun ne anlama geldiğini anlamadılar. Anlasalardı İngiltere bu gurur kırıcı duruma düşmezdi"
Halk Okulu: Kışla Daha İsveç egemenliği dönemindeyken Finler’in kendi anayasa kurumları vardı. Bu yasa gereğince Finler’in Seym denilen bir parlamentoları vardı. Kendilerine mahsus posta pulu ve para birimleri vardı. Az sayıda da orduya sahiplerdi. Finler, Rus egemenliğine geçtikten sonra da bu kurum ve haklarını korudular. Ancak
Ben de kendimden bir örnek vereyim: Füsun'un 1982 Nisanı'nda takmaya başladığı bu Buren marka incecik kol saatini görür görmez, bunu yirmi beşinci doğum gününde Füsun'a benim hediye edişim, bugün kayıp olan kutusundan saati çıkardıktan sonra Füsun'un annesi ve babasının görmeyeceği (kocası Feridun evde değildi) bir ara, açık mutfak kapısının arkasında beni yanaklarımdan öpüşü ve sofrada hep birlikte otururken saati annesi ve babasına mutlulukla gösterişi ve beni çoktan beri ailenin tuhaf bir üyesi gibi kabul eden annesiyle babasının bana tek tek teşekkür edişleri canlanır gözümün önünde. Benim için mutluluk, bunun gibi unutulmaz bir anı tekrar yaşayabilmektir. Hayatımızı Aristo'nun Zaman'ı gibi bir çizgi olarak değil de, böyle yoğun anların tek tek her biri olarak düşünmeyi öğrenirsek, sevgilimizin sofrasında sekiz yıl beklemek bize alay edilebilecek bir tuhaflık, bir saplantı gibi değil, şimdi yıllar sonra düşündüğüm gibi Füsunların sofrasında geçirilmiş 1593 mutlu gece gibi gözükür. Çukurcuma'daki eve yemeğe gittiğim akşamların her birini en zorunu, en umutsuzunu ve en gurur kırıcı olanını bile bugün büyük bir mutluluk olarak hatırlıyorum.
Sayfa 312Kitabı okudu
DAILY MAİL gazetesinde Sir Charles Tawsend'in bir demeci yayımlandı. Lloyd George'u birkaç kez uyarmış olan Tawsend şöyle diyordu: "Başbakan Lloyd George ve arkadaşları, Türk gururunun ne anlama geldiğini anlamadılar. Anlasalardı İngiltere bu gurur kırıcı duruma düşmezdi"
Reklam
Yarın öleceqimizi bilsek tüm kırgınlıkları unuturuz ama biz sonsuza kadar yaşayacakmış gibi KIRICI ve GURUR'luyuz..!
512 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
Savaş zamanı da olsa en ağır şartlar içerisinde bulunsa da insan, kalp işte... Ne zaman dinler ne mekan. Osmanlı' nın ağır, gurur kırıcı çöküşünü gözler önüne sererken bu kitap diğer yandan aşkı çaresizlik ve acı içerisinde kendilerinde bulmasına sayfalarında yer verir. Baba da olsa evlat da olsa yolların nasıl ayrıldığı gerçeği de cabası üstelik. Kendi kendine aşkı sorgulayan genci anlatan yazar en sonunda aşın emek, sabır, her şartta ve her koşulda kabul göreceğine gence yaşatır....
Mütareke Yıllarında Aşk
Mütareke Yıllarında AşkOsman Aysu · Ephesus Yayınları · 201796 okunma
477 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.