Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Ya bu gece Güvercinler Yüreğimden başka bir ülkeye Göç etmişlerse.
Kelimeler buseleşsin ve güvercinler gibi, kuğular gibi uçsun sana..."
Reklam
Büyükler sayılardan hoşlanır. Onlara yeni bir dostunuzdan söz açtınız mı, hiçbir zaman size önemli şeyler sormazlar. Hiçbir zaman: ” Sesi nasıl? Hangi oyunu sever? Kelebek toplar mı?” diye sormazlar. “Kaç yaşındadır? Kaç kardeşi var? Kaç kilodur? Babası kaç para kazanır?” diye sorarlar. Ancak o zaman tanıdıklarını sanırlar onu. Büyüklere: “Pembe kiremitten bir ev gördüm, pencerelerinden sardunyalar, damında güvercinler vardı.” derseniz, o evi bir türlü gözlerinin önüne getiremezler. Onlara: “Yüz bin franklık bir ev gördüm” demeniz gerek. O zaman: “Aman ne güzel!” diye bağırırlar.
"güneşe sırtımı verdim denize bakmıyorum bulutlara küsüm kimse bilmez mekânda kırk gün kırk gece içimi çektim korkmayın benden güvercinler elim cebimde yüreğimde sevgilim sakıncasızım"
Sayfa 59
Yetişkinler rakamlara bayılırlar. Onlara yeni bir arkadaştan bahsettiğinizde size esas gerekli şeyleri hiç sormazlar: “Ses tonu nasıldı? Sevdiği oyunlar neler? Kelebek koleksiyonu var mı?” Onların soruları genelde şunlar olur: “Kaç yaşında? Kaç tane erkek kardeşi var? Kaç kilo?” Sadece bu şekilde onu tanıyabileceklerine inanırlar. Eğer yetişkinlere, “Çatısında güvercinler ve pencerelerinde sardunyalar olan pembe tuğladan muhteşem bir ev gördüm…” derseniz bu evi hayal etmekte zorlanırlar. Oysa onlara şöyle demek lazım: “Yüz bin liralık bir ev gördüm.” O zaman sevinçle, “Ne kadar da güzel!” diye haykırırlar.
Ataol Behramoğlu
Eylül Sabahının Serinliği Eylül sabahının serinliğini Yaprakların serinliğini Ciğerlerime dolduruyorum Sessizlik ve serinlik Birleşiyor Yıkanmış güvercinler Ve çok uzakta bir tren sesi Her zaman yeniden başlamak duygusu Doğuyor içimde Her uyanışımda Düşmanlarımı bağışlıyorum Daha çok seviyorum dostlarımı Her uyanışımda Eylül sabahının serinliğini Yaprakların serinliğini Yüreğime dolduruyorum
Reklam
Avuçlarını tuttuğum çocuklar büyüyemeden düşer toprağıma… Diriliş muştuları söyler semamda dolaşan güvercinler… Bir talihsizliği silmek için döner durur zaman… Mekan bu yeri gülistan eylemek ister. Yanan evler, yıkılan binalar arasında dirilir en güzel çiçekler… Karanlığın tam orta yerine uyanır savaşın çocukları… Anneler en cesur çocuklarını savaş alanında doğurur. Ölümün düğün yeri olduğu yerdeyim. Sığınağı Allah olanın derdi yoktur. Havarileri yetişir teselli için Hz. İsa’nın… Hz. İsa’nın doğduğu yer benim… Darlık arasında genişlik bulanların, isyanın tuzağından kurtulanların yaşadığı yerdeyim. İmanıyla dirilenlerin kalbindeki aşk benim… Hz. İsa’nın ruhunu kuşanır gibi… Hüzünlü bir coğrafyada zaferi kazanır gibi… Ben Filistin’im…
Sayfa 80 - DİBKitabı okudu
1.000 öğeden 971 ile 980 arasındakiler gösteriliyor.