Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Kaderi çok güzel açıklamış. ( kaderimizden şikayet etmeyelim.)
Bir astronomi uzmanı, yaptığı hesap sonucu güneşin tutulacağını tespit ederek önceden haber veriyor. Günü gelince de güneş tutuluyor. Şimdi güneş bu uzman haber verdiği için mi tutuluyor? Yoksa güneş tutulacağı için mi uzman bunu önceden tespit edip bildiriyor? Başka bir ifade ile astronomi uzmanının, güneşin tutulacağını bildirmesi mi güneşin tutulmasına sebep oluyor? Yoksa güneşin tutulacağı mı uzmanın önceden bunu bildirmesine sebep oluyor. Şüphesiz, güneşin tutulacağı, uzmanın bunu tespit edip önceden haber vermesine sebep olmuştur, yoksa uzman bunu haber verdiği için güneş tutulmuş değildir. Işte bizim yapacağımız işleri Cenab-ı Hakk'ın önceden bilmiş olması da bunun gibidir. Yani biz kendi irademizle yaptığımız işleri Cenab-i Hak sınırsız ilmiyle önceden bilip takdir ediyor.
Kendi kendime sordum: “Tüm hüzünlü temalar arasında, insanların evrensel kavrayışına göre en hüzünlü olanı hangisidir?” Belirgin yanıt ölüm oldu. “Ne zaman” diye sordum, “tüm temaların bu en hüzünlüsü en şiirsel hale gelir?” Daha önce oldukça ayrıntılı bir biçimde açıklamış olduğum gibi, burada da yanıt açıkça ortadadır. “Güzellik’le en yakın biçimde birleştiği zaman. Şu halde, güzel bir kadının ölümü tartışılmaz bir biçimde dünyanın en şiirsel konusudur.
Sayfa 65 - CANKitabı okudu
Reklam
Ne güzel açıklamış
Dünya Kaynaklarının oburca tüketimini neredeyse azizlik mertebesine çıkardığımız, çocuklarımıza dengesiz hayatlar süren insanları örnek almalarını öğrettiğimiz ve nüfusun büyük kısmını seçkin bir azınlığa köle olarak tanıttığımız sürece bela arıyoruz demektir. Ve bela da bizi bulur.
Sayfa 12 - E-PUG
Ne güzel açıklamış
"Bazı insanların hayatında bazı ölümler geri dönülmez değişikliklere yol açar; Bir daha hiçbir şeyin eskisi gibi olamayacağı değişikliklere... Herkesin hayatında da böyle olduğu sanılır. Hayır, herkesin hayatında böyle olmaz. Bazıları hayatlarından eksilenlerin yasını tuttuktan sonra, geriye dönüp kaldıkları yerden Aynen sürdürürler hayatlarını. Daha kalpsiz olduklarından değil, yalnızca böyle olduklarındandır bu. Kimileriyse yas tutmayı bilmez. Ya hiç yas tutmazlar, ya da bütün ömürlerini tuttukları yasa çevirirler; bu sefer de geriye hayat kalmaz."
Sayfa 38 - Metis Yayınları
Ahmet Haşim, keyfi yerinde olduğu zaman güzel espriler yapabilecek zekâ ve zarafete sahip bir entelektüeldi. Bunun çok örnekleri görülmüştür. Çağdaşı, yazar ve şair Sahabettin Süleyman kendisine bir gün şöyle demiş: — Haşim, biliyor musun, birkaç gündür kafamda önemli bir fikir saklıyorum. Ahmet Haşim şu görüşü açıklamış: — Aman, onu daha fazla tutma! Zavallı tek başına kim bilir nasıl sıkılır?
"Son olarak, icranın besteyi tuzağa düşürmemesi için beste artık duyulmak için bile değil, sadece hayal edilmek üzere tasarlanacaktır. Kardeşlik vaatlerine içedönüklük tehditi eklenecektir." Bu ne muhteşem bir beyandır böyle. Fiilin fikrin önüne geçmemesi gerektiği durumunu müzik vasıtasıyla net bir şekilde açıklamış. Odak noktasının eylemler değil de felsefe olduğunu çok güzel bir şekilde belirtmiş. İcra ve bestenin kardeşliğinin de öznel çıkarlarının çatışması sonucunda nasıl da kendine kapanacağını çok güzel bir şekilde anlatmış.
204 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.