Goncourt Akademisi Edebiyat Ödülü, Fransa’nın en önemli edebiyat ödüllerinden olup bir yazara birden fazla kez verilmemektedir. Bu kuralın tek istisnası, ödülü 1956’da kendi ismiyle, 1975’te de Emile Ajar ismiyle yazdığı romanıyla alan Romain Gary’dir. Peki kimdir bu Romain Gary? Neden takma isimle bir roman yazmıştır?
14 yaşındayken annesiyle
Masonik Hiyerarşi
_LUCİFER(İblis) : Mason İlahı
_RT : 3 Kabbalistten oluşan En Üst Komuta Kademesi. (Tüm ezoterik bilgilere sahip Baş Hamam ve iki yardımcısı)
___
_13’ler Kraliyet Konseyi (Varlıklı Aileler)
_33’ler Konseyi (Kıdemliler)
_300’ler Konseyi - SANHEDRİN En Üst Yönetim Meclisi(Olimposlular)
___
_B’NAI B’RITH & BILDERBERG
Lady L. Soylu bir ingiliz kadını ,80. Yaşında açılmaması gereken bir sırrı ve hikayesini anlatır..
İhtiras, tutku , aşk ve yükseliş hikayesi. Aşık mı zeki mi anlamadım ! Her ikisi de .. Anarşist bir babanın kızı Lady L. Çok da güzel bir çocukluk geçirmemiş . Acılarla dolu. Sonra bir şekilde sokağa düşüyor ve yolu aşık olduğu anarşist bir adam ile karşılaşıyor. Soylu sınıf ve anarşistlerin çatışması. Bizim lady zekasıyla ikisinin tam ortasında aslında. Konunun merkezinde aşktan çok çatışmalar var, bombalar, silahlar vsvs..
neyse ihtiras dolu kitabın sonu da baya şok etkisi yarattı bende. Genel anlamda severek okudum. Yazarın en sevdiğim kitabı olmadı ama devam edeceğim
Lady L.Romain Gary (Emile Ajar) · Sel Yayıncılık · 202269 okunma
"Ah bu çok güzel" dedi Gigi. "Bayılıyorum bu filme."
"Adı neydi"
"Işıklar sönerken. Bu adam öyle yalancı ki, karısını asıl delinin o olduğuna inandırıyor..."
Gary kardeşi Dan'ı arı sokması sonucu kaybediyor, bu kayıp kendisine ve ailesinde ciddi sorunlar yaratıyor, annesi bu olaydan sonra kiliseyi bırakıyor, bu süreçten sonra Gary sürekli olarak kabuslar görmeye başlıyor, aradan biraz zaman geçtikten sonra ailesinin uyarılarını da dikkate alarak balik tutmaya gidiyor ancak burada siyah takım elbiseli gözleri alevli olan kişi ile denk geliyor, bu kişi Gary'e annesininde arı sokması sonucu öldüğünü söylüyor, devamı kitabı anlatmak olur güzel kitap ama içinde bulunan ikinci kısmı beğenmedim.
Romain Gary nam-ı diğer Emile Ajar külliyatını bitirmek istediğim nadir yazarlardan ve Biletiniz Buraya Kadar onun nadide eserlerinden biri.Eril bir dünya,60'ina merdiven dayamış zengin ama adım adım maddi gücünü tüketmek üzere olan bir adam,22 yaşında genç sevgili,ekonomik bunalımda bir Avrupa...Tükenmenin,yitirmekte olmanın,yetersizliğin,yok olmanın pençesinde oluşun hikâyesi.Cinsel anlamda sorun yaşamanın bir erkeği nasıl göçerttiği daha güzel nasıl anlatılır bilemedim.Yetersizlik zihni ve bedeni ele geçirdiğinde insan nasıl yalpalar,erkek olmak nelerle ölçülür,tükenmişlik hissi geldiğinde zihni insanı nasıl buhranlara tutsak eder öyle güçlü ve farklı şekilde anlatmış ki diğer tüm kitapları gibi buna da bayıldım.Romain Gary'nin her satırı güzel ve kıymetli.
Çocukluğunu yaşayamamış büyük adam
MOMO:( Bir an önce büyümeye çalışan ve bir gün hiç tanımadığı babasıyla karşılaştığında 4 yaş birden büyüyen ve onun hiç büyümesini istemeyen Madama Rosa...
MOMO ve Madam Rosa arasında o kadar güzel bir bağ,sıcacık bir sevgi var ki ne Madam Rosa Momo'nun babası geldiğinde onu babasına verebilmiş,ne de Momo Madam Rosa'yı hastalandığında hastane köşesine bırakabilmiş.Yaşlı kadının kendini iyi hissedebilmesi için ölünceye kadar çırpınmış minicik yüreğiyle büyük adam Momo...
Momo dünyaya 1-0 geriden başlayan annesi fahişe olan Müslüman bir Arap.Henüz küçücükken bakılması için emekli bir hayat kadını olan Madam Rosa'ya veriliyor.
Momo 'nun anne özlemi,yaşadıkları Madam Rosa'ya olan bağlılığı,Madam Rosa' nın son zamanlarda yaşadığı hastalıkları ve Momo'nun onun için yaptıkları ,hissettikleri oldukça güzel bir dille anlatılmış.
Kitabın sonu hüzünlendirse de,okurken gülümsediğim anlar,ah Momo dediğim zamanlar oldu:)
Okuma listenize ekleyin derim...
Dostoyevski’nin birbirinden değerli on dört öyküsünden oluşan kitap Ergin Altay çevirisiyle sunulmuştur. Dürüst olmak gerekirse ben çevirmen konusunu bir takıntı haline dönüştürdüğüm için kimi öyküleri Nihal Yalaza Taluy çevirisinden okuyabilme arzusuyla farklı yayınevlerine yöneldim.
Kitabın, ‘Ön Söz’ kısmında Gary Saul Morson’un “Çelişkili
Merhaba arkadaşlar sosyal medyada
" Bir kitap ekle dünya okusun " başlığıyla paylaşılan kitaplardan bazılarını sizler için sıralıyorum. Hepsini yazamadım onun için kusura bakmayın.
1. Sol Ayağım - Christy Brown
2. Bitmemiş Öyküler - Tolkien
3.Veronika Ölmek İstiyor - Paulo Coelho
4. Enstitü - Stephen King
5.Romantika - Turgut
Bu kitabın bana kattığı en önemli şeylerden biri "kendi sevgi dilimi"
öğrenmem oldu. İnsanlara neden böyle davranıyorum ya da yaptıkları bazı şeylere diğer insanlarla kıyaslandığında bana neden daha fazla acı veriyor artık onu anladım. Genel olarak bazı sorularıma cevap buldum.
Bu kitap bir uygulama kitabıdır. Eğer bu kitabı
“Ah, bu çok güzel” dedi Gigi, “bayılıyorum bu filme.”
“Adı neydi?”
“Gaslight / Işıklar Sönerken. Bu adam öyle yalancı ki, karısını asıl delinin o olduğuna inandırıyor.”
"Ah bu çok güzel" dedi Gigi, "bayılıyorum bu filme."
"Adı neydi?"
"Işıklar sönerken. Bu adam öyle yalancı ki, karısını asıl delinin o olduğuna inandırıyor."
Ray neler yapıyor acaba diye düşündüm. Muhtemelen kaçamaklarına alet ettiği yatıyla okyanuslarda dolanıyor, başka Bayan Wagner'ları mağdur ediyordu. Belki liman yetkilileri onu sonunda yakalamıştı, belki de korsanların eline düşmüştü. Anlamadığı şuydu ki ; karadayken bile denizlerde kaybolmuş gibiydi."