Dil, konusu felsefi ve sosyolojik bir olgu olarak her dönem filozofların ilgisini fazlası ile çekmiştir. Jean-Jacques Rouesseau bu eserin de dil üzerine olan düşünce ve fikirlerinin anlatmaktadır. Rousseau için açıklanması gereken önemli şeyin dillerin nasıl ortay çıktığını bilinmesi olmuştur. Bu konu üzerinde gözlemlerini anlatır. Şöyle der: “Beliren ilk zorluk,
dillerin nasıl olup da bir zorunluluk haline gelebildiklerini tasavvur edebilmektedir; çünkü insanlar arasında hiçbir haberleşme bulunmadığı gibi buna gereksinme de olmadığı için dil zorunlu olmadıkça ne bu buluşun zorunluluğu ne de olanağı anlaşılacaktır." Rousseau için diğer önemli konu ise bir şekilde ortaya çıkmış dillerin nasıl yaygınlaşmaya başladığıdır. Bu iki hareket noktası bu eserin temelini oluştur. Doyurucu bir çalışma olarak konuyla ilgilenlere tavsiye ederim.
Taaşşuk-ı Talat ve Fitnat
Edebiyatımızın batılı anlamda yazılmış ilk romanı olan #taaşşukıtalatvefitnat ı #türkiyeişbankasıkültüryayınları nın günümüz türkçesine uygun sadeleştirilmiş haliyle okuma fırsatını buldum.
Talat ve Fitnat’ın aşkının anlatıldığı romanda o dönem de yapılan evliliklerin, toplumun bakış açısının kültür değerlerinin bir aşk üzerinden görme şansınız oluyor. Bir kadının sevdiği adam tarafından sevildiğini bilmesi bunun ruhunda uyandırdığı güzel hisler ve sonu hüzünle biten bir aşk hikayesi. Ben çok beğendim..Keyifli okumalar..
Kitap Alıntıları:
”'Haberleşme kavuşmanın yarısıdır.' derler. Demek ki kavuşmak ne büyük bir mutluluk.”
"... Gönülden gönüle yol vardır..."
“Hem sevmek hem de sevdiğin kişi tarafından sevilmek! Dünyada bundan iyi şey yoktur.”
Avrupa'da aldatılmış koca simgesi olarak geyik boynuzlu erkek ortaçağdan itibaren simgeleşmiş ve gravürlere yansımıştır. Boynuzlamak, boynuz takmak Batı dillerinde boynuz "horn-korn" sözcüğüyle genellikle ortak köktendir ve Vikingler gibi birçok kavim miğferleri ne boynuz taktığı gibi, içme kabı, haberleşme borusu (korna) olarak kullanımı uzun süre devam etmiştir. Bu boynuzların, Büyük İskender ve sözcük anlamı iki boynuzlu olan Zülkarneyn efsaneler zincirinde ki gibi dünya egemenliğini, güç ve iktidarı gösterdiği ve anlamının tersine döndüğü anlaşılıyor.
Eşref Sencer Kuşçubaşı ya da namı diğer adı Kuşçubaşı Eşref..
Roman Osmanlının son dönemlerini, efsane olmuş bir casusus olan Kuşçubaşı Eşrefi merkeze alarak anlatmaktadır. Geniş katmanlı olay örgüsü usta bir kurmacayla etkili bir üslub ile okura sunuluyor. Tarihi bir roman olan bu eserde gerçekler üzerine bina edilen kurmaca gayet akıcı bir dille