"Hiç yeryüzünde dolaşmadılar mı, düşünecek kalpleri ve işitecek kulakları yok mu? Oysa gerçek şu ki kör olan gözler değildir, kör olan göğüslerde ki kalplerdir." (Hac, 22:46)
"Yeryüzünde hiç dolaşmıyorlar mı ki ibret almış kalplere yahut işitmiş kulaklara sahip olsunlar!
Şu bir gerçek ki gözler körleşmez, fakat göğüslerdeki kalpler körleşir."
Hac, 46
Onlar yeryüzünde dolaşıp gezmiyorlar mı ki, kendileri için akıllanmalarına sebep olacak kalpleri ve işitmelerine sebep olacak kulakları olsun. Şüphesiz gözler körelmez, ancak göğüslerdeki kalpler körelir.
İLK BAKIŞ...
Göz ; savaşı başlatan haberci...
Bakış; elde olmayan kader, ilahi kaza
Ve aşk; kalp ile göz arasında bir macera. Sonu zafere de çıkabilir , esarete de...
Çoook sonraları kalp göze diyecektir:
“ Beni bu onulmaz derde iten sensin. Safayı sen sürdün, acıyı ben çektim. Nimet senin , zahmet benim oldu. Sen sevinirken kaygılanan bendim hep. Bakışlarını arttırdıkça sen , dertlerimi çoğalttın benim. Zafere eren sen , hezimete uğrayan ben. Sen emirlerine itaat edilen hükümdar oldun, ben senin peşinde koşan tebaan. Sen emir, ben esir. Melik iken memlük ( kul) ettin beni. “
Sonra devam edecektir:
“ Ey göz ! Sen ikisin ben birim. İki kişinin bir ferde saldırıp onu öldürmesi zulüm değilde nedir?!.. Şimdi ağla o halde ; ettiğin zulmün cezasını çek bakalım!...”
Göz buna karşılık bir ayet okuyup susar: “ Gerçek şu ki ; gözler kör olmaz, ancak sinelerdeki kalpler kör olur”( Hac ,46)