“Kitaplar tohum gibidirler.Uzun yıllar bir yerde uyuyakalmış durumda olurlar, sonra da birden beklenmedik ve umut vadetmeyen topraklar da çiçek vermeye başlarlar...
🇵🇸🇵🇸🇵🇸🇵🇸🇵🇸
Hayber kalelerine sığınan yahudiler yiyecek ve içecek stokları ile Peygamber Efendimiz’in (s.a.s) gitmesini bekliyordu. Hayber kaleleri sağlam, yüksek bir yerdeydi. Ok atsan sana geri dönüyordu.Taş atsan yetişmiyordu. Bağırsan sesin yetişmezdi. Hayber yıkılmıyordu. Hayber fethedilmiyordu.
Günlerce bekledi İslam Ordusu ama yahudiler
Hacı Agalansak da mı Hacılansak, Hacılanmasak da mı Hacı Agalansak?
Efendim? Peki, peki yeterince anlaşılmadı farkındayım… Biraz daha açık olmakta fayda var...
Kitaba tam 35 alıntı yapmışım. Daha fazlasını pek ala yapabilirdim. 105 Sayfalık bir kitap nasıl bu kadar anlam yüklü olabilir, nasıl bu kadar halimizi ve ülkemizi anlatabilir size
📌
Hayber kalelerine sığınan yahudiler yiyecek ve içecek stokları ile Peygamber efendimizin gitmesini bekliyordu.
Hayber kaleleri sağlam, yüksek bir yerdeydi.
Ok atsan sana geri dönüyordu.
Taş atsan yetişmiyordu.
Bağırsan sesin yetişmezdi.
Hayber yıkılmıyordu.
Hayber fethedilmiyordu.
Günlerce bekledi islam ordusu.
Ama yahudiler kalelerden
Tolstoy ile bir çoğumuz, okul yıllarından öğretmenlerimizin ödev verdiği ‘İnsan Ne ile Yaşar’ kitabı sayesinde tanımışızdır. Ondan beri de kendime yakın hissettiğim, sevdiğim yazarlardandır. Birkaç kitabını okuduktan sonra, sevgili Öznur’un sayesinde Savaş ve Barış’a topyekün cesaret etmiş olduk.
Kitabın konusu; adından da belli olduğu üzere,
Çocuk, çiçeğe benzer ..Çiçek;hava su, toprak olmadan yaşayamaz.Çiçeğe su, toprak verip, güneş vermediğimizde çiçek boy atarak büyür fakat meyve vermez..
Karanlık bir odadasınız, odada dolaşırken çok karanlık olduğu için oraya buraya çarpıp duruyorsunuz.Kapının arkasında ışık olduğunu da biliyorsunuz, buna rağmen küçük bir gayret gösterip kapıyı açmak istemiyor, ışıktan faydalanmak istemiyorsunuz.Kitapların kapakları aynı kapıya benzer.Biz bu kapakları bir açıp okuyabilirsek ışığa kavuşacağız...
İnsanlar geride bıraktıklarıyla anılacaklardır.Ne mutlu , tohumu toprakla buluşturup her tarafı yeşertenlere, çöp yığınlarıyla dolu yeri güzelleştirebilenlere.