Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
“İnsan öldüğü zaman bütün amelleri kesilir. Ancak şu üç şey bundan müstesnâdır: Sadaka-i câriye, istifade edilen ilim ve kendisine duâ eden hayırlı evlâd.” buyurmuştur. (Müslim, Vasıyyet, 14) Bu hadîs-i şerîfler, vefat etmiş mü'minlerin, sağlıklarında yaptıkları ve vefatlarından sonra da devam etmekte olan hayrâtlarından fayda göre- ceklerini, ayrıca hayatta olan yakınlarının ve mü'min kardeşlerinin duâ ve infaklarından istifade edebileceklerini beyân buyurmakta ve onları bu hayırları işlemeye teşvik etmektedir. Gerçekten, âhirete intikâl etmiş bir mü'minin ardından, sevâbı ona âit olmak niyetiyle birçok hayırlar yapılmalıdır. Yukarıdaki hadîs-i şerîf muk- tezâsınca, vefat eden bir mü'minin hayrâtı devam ettiği müddetçe ecri de devam eder ve amel defteri kapanmaz. Vefat ettiğinde yalnız başına kabir âlemine girip dünyaya vedâ eden bir mü'min için, vârislerinin ve gerçek dostlarının bir vefâ borcu olarak muhtelif hayırlar yapmaları, en fazîletli ameller cümlesindendir.””
Sayfa 436
Zaten Rasûlullah Efendimiz, hadis ve Sünnet'i dışlayanların zuhûr edeceğini, daha evvel bildirerek şöyle buyurmuşlardır: "Sizden biri, (rahat) koltuğuna kurulup Allâh'ın, Kur'ân'dakilerin hâricinde haramlarının bulunmadığını mı zannediyor? Haberiniz olsun, vallâhi ben nasihatte bulundum, emrettim, birçok şeyide yasakladım. Bunlar, Kur'ân'ın bir misli kadar, belki de daha fazladır..." (Ebû Dâvûd, Harâc, 31-33/3050) "Şunu iyi biliniz ki bana Kur'ân-ı Kerîm ile birlikte (onun bir) benzeri de verilmiştir. Dikkatli olun; koltuğuna kurulan karnı tok bir adamın: «Siz sadece şu Kur'ân'a sarılın! Onda bulduğunuz helâli helâl, haramı da haram kabul ediniz yeter!» diyeceği (günler) yakındır.." (Ebu Davud, Sünnet, 5/4604; Ahmed, IV, 131) Bunlar, hakîkaten mûcizevî hadîs-i şerîfler... Zira bizler, Peygamber Efendimiz'in haber verdiği o günlere, yani Sünnet-i Seniyye'nin gözden düşürülmek istendiği zamana ulaşmış bulunuyoruz. Bu zamanın fitnelerinden kendimizi ve neslimizi muhafaza için, dînimizi doğru öğrenmeye gayret etmeliyiz.
Reklam
"Hadîs-i Şerifler olmasaydı biz zekâtı nereden, ne kadar vereceğimizi katiyen bilemezdik! Namazı nasıl kılacağımızı katiyen tayin edemezdik. Çünkü Kur'ân-ı Kerim'de "Namaz kılın, zekât verin!" diyor, ama detay hadîs-i şeriftedir. Binâenaleyh bu güzel gayretler, Peygamber Efendimiz'in sünnet-i seniyyesi, Hadîs-i şerifler, Kur'ân-ı Kerim'in en iyi anlaşılmasını ve hayata en güzel tarzda uygulanmasını sağlamıştır."
Sayfa 17 - Servet YayınlarıKitabı okuyor
İslâm ümmetinde hadîs-i şerîfler bir kültür birliği meydana getirmiş, bir davranış birliği sağlamıştır.. Bir Pakistanlı, bir Sudanlı, bir Mısırlı, bir Cezayirli ile; Balkanlar'daki bir müslümanla, hadisi iyi bilen bir insanla, her yönden çok rahat uyuşabilir, anlaşabilir.. Hadîs-i şerîflerden doğan bir beraberlik, zevk birliği, davranış birliği, yaşam şekli birliği meydana gelmiştir..
Hadîs-i şerîfte: "Beş şey beş şeye bedeldir." buyrulmuştur. Yani beş fena haslet vardır; işlenildiği takdirde işleyenlerin başına beş bela gelir, demektir. Bu belalar cezalardır: 1-"Bir kavim ahidlerini bozdukları zaman Allah Teâlâ da onların düşmanlarını kendilerine ğalib kılacaktır." Yani gerek Allah Teâlâ'ya ve
Sayfa 85 - Dilara Yayınları, 6. Baskı: 2015Kitabı okudu
Cihad
Cihâd, lugatta cehd ile çalışmak mânâsına gelir. Istılahta, insanları İslâm dinine çağırmak, kabul etmeyip, insanların bu çağrıyı işitmelerine, işitenlerin iman etmelerine mâni olan diktatörlerin orduları ile kıtâl, yani harb etmektir. Dolayısıyla harbin sebebi, Müslüman olmayanların düşmanlığıdır. Cihâd, sulhü temin etmek için yapılır. Nitekim Kur'an-ı kerîm ve hadîs-i şerîfler, cihâdın sebebini i'lâ-i kelimetullah, yani Allah'ın adının yüceltilmesi olarak bildirir ki İslâmiyetin her yerde işitilmesini teminden ibarettir.
Reklam
Kıyâmet gününde şefâat etmek haktır. Bunu bildiren çok hadis-i şerifler vardır. Ancak şefâat etmek, Allah teâlâ'nm izin vermesiyle gerçekleşir. O bu izni peygamberlere ve sâlih kimselere verir. Şefâat, büyük günahların affedilmesi için de yapılır.
Elimizde Kur’an gibi bir hazine ve Hadis-i Şerîfler gibi yol gösterici varken sahte mutluluk reçetelerine ihtiyacımız yok. Mutluluk çok yakınımızda sıkıntılardan kurtuluş reçetesi güzel dinimizde, huzur İslam’dadır.
O kötü o iğrenç o pis ilacı veya şurubu şeker şerbeti gibi içersin Öyleyse gel kendine bir defa İnsaf eyle bir veya iki günlük dünya marazından ötürü sözü doğru olmayan hekimin Yıldız bakı'nın sözlerine inanıp kendine ne kadar zahmet verirsin oysa sen Kur'an ayetleri hadis-i Şerifler haberlerle Kendine ilaç vermezsin ve Neden elimi azaplardan benliğini kurtarmaya çalışmazsın bunlara güvenmeyerek Kur'an'ı Hadisi kabul etmeyerek Allahu Teala'nın buyruğuna uymazsın yasaklarından kaçınmazsın kendi hevana ve hevesine uyarsın
17- . Meşekkat teysîri celbeder. Zor ve takat getirilmeyecek işlerde kolaylık yolu aranır. Yani, zorluk kolaylığı getirir zorluk kolaylığa sebeb olur. Darlık zamanında genişlik gösterilir. Mesela, borcunu ödeyebilmesi için borçluya taksit im. kânı tanımak veya bir kimsenin borçlusundaki alacağını havale yolu ile başka birinden almasının caiz olması gibi. Bu madde, fıkıhtaki istihsan (örf ve zaruret, umuma fayda için kıyası buna göre yapmak)dır. Bu prensibin delili șu âyet-i celîle ve hadis-i şeriflerdir. Ayet-i celileler: "Allah size kolaylık diler, zorluk dilemez" "Allah size kaldıramayacağınız yükü yüklemez" Hadis-i şerifler: "Dinde hayırlı olan, kolaylık göstermektir" "Kolaylaştırınız, zorlaştırmayınız; müjdeleyiniz, nefret ettirmeyiniz"
Reklam
Cuma günü Kehf sûresini okumak sünnettir. Bu konuda Ebû Said el-Hudrî ve başka sahābīlerden rivayet edilen hadis-i şerîfler vardır.
Sayfa 306Kitabı okudu
Sünnet
Sünnet kelimesinin dinimizde üç ma'nâsı vardır. (Kitâb ve sünnet) birlikde söylenince, kitâb, Kur'ân-ı kerim, sünnet de, hadis-i şerifler demekdir. (Farz ve sünnet) denilince, farz, Allahü teâlânın emrleri, sünnet ise, Peygamberimizin “sallallahü aleyhi ve sellem” sünneti ya'ni emrleri demekdir. (Sünnet) kelimesi yalnız olarak söylenince islâmiyyet ya'ni bütün ahkâm-ı islâmiyye demekdir.
Din düşmanlarının, âyet-i kerime ve hadis-i şerifler ile süsledikleri, yaldızlı yeni fetvâlara, kitâblara, mecmu'a ve gazetelere aldanmamalıyız.
988 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.