Büyükler sayılara bayılırlar. Onlara yeni bir arkadaşınızdan bahsettiğinizde gerekli soruları asla sormazlar. "Sesi nasıl?" diye sormazlar mesela. "Hangi oyunları sever?Kelebek koleksiyonu yapıyor mu?" diye sorduklarını asla göremezsiniz. Onlar sadece, "Kaç yaşında? Kaç kardeşi var? Kaç kilo? Babası ne kadar kazanıyor?" diye merak ederler. Bunları öğrenince arkaşınızı tanıyabileceklerini sanırlar. Büyüklere, kırmızı tuğlalı, pencerelerinden sardunyalar sarkan, çatısında güvercinlerin uçuştuğu çok güzel bir ev gördüm" derseniz bu evi gözlerinde canlandıramazlar bile. Onların anlayabilmesi için, "Yüz milyonluk bir ev gördüm", demeniz gerekir. İşte o zaman, "Aa, ne kadar da güzelmiş!" derler.
Eğer dostluğumuz zaman ve uzaklıkla sınırlıysa, o yok demektir. Zaman ve uzaklıkla sınırlı olmayanı yaşıyoruz biz. Uzaklığı yenince hep aynı yerdeyiz, zamanı yenince hep aynı anın içindeyiz. Böylece her an için birlikte olacağımızı düşünmedin mi?