Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
O da haklı, ben de haklıyım, sen de haklısın. Hepimiz haklıyız. Peki haksız olan kim?
.. karı koca görünümünde bir yatakta buluştuğumuz o menzilden bu yana, -duyuların önüne geçilmez mantığıyla- bir gün ar­zuyu tutku biçiminde allayıp pullayıp işi sonuna dek götürü­rüm diyordum kendi kendime; gün doğunca yaptığıma piş­man olmaya da razı olabilirdim. Ama şimdi Marta'nın, görü­nüşte olduğundan çok daha fazla gerçekte karım olduğunu söylüyorum kendi kendime ve onunla birleşeceğim gün, ne oyun ne sarhoşluk ne de duyuların taşkınlığından olacak bu; en coşkulu ve en haklı eylem olacak.
Sayfa 92 - YKY, 56. Baskı, Çev. Samih Rifat
Reklam
Haklı olduğuma inansam bile husumetten hiç huzur bulamam.
—— “. Siz sanıyorsunuz ki haklı olmak tüy gibi hafif bir şey…. Haklı olmanın bile kendi iniçinde bir külfeti var……. “ ——
Duyduğun en haklı isyan bu arada :)
Ben erkeğin insanından bile hoşlanmayıp kocamla geçinemedim.Şimdi periye nasıl varacağım?
456 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
esir şehir üçlemesi'nin üçüncü ve son kitabı olup, ilk kitaptan beri aklımda kalan soru işaretini cevaplandıran roman. -spoiler- kurgu başarılı, samimi ve gerçekçiyken kamil bey'in kuvayi milliyeci olma hızı içimde hep bir boşluk oluşturdu. düşünce altyapısı henüz yeterli değildi. evet esir bir şehirde olmaktan rahatsızlık duyuyor ama
Yol Ayrımı
Yol AyrımıKemal Tahir · İthaki Yayınları · 20192,898 okunma
Reklam
Hatalarını yüzüne vurmadığım için herkes kendini haklı zannediyor
200 syf.
·
Puan vermedi
Ef sa ne
Sayfamın ilk kitap yorumunu yakın zamanda okuyup çok memnun kaldığım Söyleme bilmesinler ile yapmak istiyorum. Şermin Yaşar ile fevkalâdenin fevkinde bir tanışma hikayemiz oldu. Kitabı kabaca anlatmak istersem bir baba ve üç oğulun hikayelerini anlatıyor demek isterim ama bu kadar yüzeysellikte kitaba haksızlık olur.( Eee yani bi zahmet) Şöyle anlatayım efenim; sanki Şermin Yaşar roman karakterlerini birer birer özel bir odaya almış anlat dinliyorum diyip kayıt cihazını başlatmış. İlk Ethem başlıyor arkasından Emin abisi geliyor. Böyle böyle ölmüş anneleri bile anlatıma dahil oluyor. Hepsi hikayesini anlatırken hepsiyle empati kurdum,üzüldüm,kederlendim,içlendim sende haklısın be kardeşim ! diyip tek tek sarılmak istedim. Kimin yerine o koltuğa otursam o haklı. Hak vere vere kitap bir baktım bitmiş. Bu kitap aslında iki şeye dikkat çekmiş. AİLE VE EVLİLİK. Aile dediğimiz şeyin temeli sevgi ile sağlam atılmayınca oluşan çatlaklardan dökülen kıskançlığın, sevgisizliğin o boşluk hissinin akıp gittiğini görüyoruz. Evlililik dediğimiz şeyin o kadar basite indirgenmeyeceğini, aynı yastığa baş koyduğun insana yabancı kaldığını, gönül bağı kurmadan ömrünün nasıl çöp olduğuna şahit oluyoruz. Her şeyin sevgi ve aitlik hissiyatıyla şekillendiğini söylemesem olmaz. Sevgiyle, okumayla kalın.
Söyleme Bilmesinler
Söyleme BilmesinlerŞermin Yaşar · Doğan Kitap · 20234,956 okunma
Arap Diyarında Dahi Emsali Yoktur"
Fatih Sultan Mehmed, Timurlu Devleti'nin önde gelen matematikçi ve astronomi âlimlerinden Ali Kuşçu'yu Istanbul'a davet etmişti. Büyük âlim yol boyunca büyük merasimler, birbirinden kıymetli hediyelerle karşılandı. Üsküdar'a geldiginde Sultan Mehmed Han bir kadırga donatıp Rum diyarının âlimlerini onu karşılamaya gönderdi. Bunlar arasında İstanbul Kadısı Hocazâde Muslihuddin Efendi de vardı. Karşı kıyıya geçmek için kadırgaya bindiklerinde Ali Kuşçu, ilmî bir bahis açılmadığına dikkat çekmek için, "Hayret! Rum denizi dalgalı değil." dedi. Hocazâde "Çok derin olduğundan hafif rüzgârla dalgalanmaz." cevabını verdi. Ali Kuşçu, Hürmüz Denizi'nde (Basra Körfezi) gördüğü med-cezir hadisesini anlattı. Hocazâde'ye bu hadisenin nasıl meydana geldiğini izah etti. Bir vakit sohbetten sonra sözü Seyyid Şerif Cürcânî ile Allâme Teftâzânî arasında geçen mübahaseye getirdi ve Allâme Teftâzânî'nin görüşünü tercih ettiğini söyledi. Molla Hocazâde, "Ben de önceleri öyle olduğunu zannediyordum. Lakin iyice tahkik ettiğimde Seyyid Şerif'in haklı olduğunu gördüm. Bunu da kitabımın haşiyesinde yazdım" dedi. Hizmetçilerinden birini evine gönderip ilgili kitabı getirmesini istedi. Yazdığı hâşiyedeki delilleri arz etti. Ali Kuşcu, bir vakit mütâlaa ettikten sonra Hocazâde'nin görüşünü kabul etti. Ali Kuşçu, İkinci Mehmed Han katına çıktığında padişah kendisine, "Hocazâde'yi nasıl buldunuz?" diye sordu. O da "Rum ve Acem diyarında emsalsiz biri" deyince padişah "Arap diyarında dahi emsali yoktur" dedi.
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.