Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
208 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
25 günde okudu
Bu kitapla doğu-batı ayrımına dair kafamda beliren bir sınır oluştu. Batı metaforlarla düşünüyor, doğu masalla. Buradan çıkarılması gereken sonuç; masalların bir tarafa bırakılarak insanların fikirlerinin metaforlarla gelişmesini beklemek değil, mesele çözümleyici akla sahip insanlar üretilmek isteniyorsa, onları pasifize etmek yerine aktifleştirerek hareket edilmesi gerektiği. Üstad, kendi dilinde olağanüstü bir kurgu sunmuş açıkçası. "çocuklar, neyin değişmesi, kimlerin ortadan kaldırılması gerektiğini açık seçik bilecekler ve sonunda fillere haksızlık etmediğimi anlayacaklardır. bu konuda çocuklara çok güveniyorum" derken, kendisine hayranlığım bir kez daha kat be kat artmıştır. Çünkü ancak bu kadar güzel anlatılabilir bir çocuğa ve ancak bu kadar yormadan hissettirilir. Yürekten tavsiyedir.
Filler Sultanı ile Kırmızı Sakallı Topal Karınca
Filler Sultanı ile Kırmızı Sakallı Topal KarıncaYaşar Kemal · Yapı Kredi Yayınları · 201710,3bin okunma
104 syf.
10/10 puan verdi
·
5 saatte okudu
Ben pek inceleme yazmayı beceremem. Tam ifade edememekten, yazara ve kitaba haksızlık etmekten korkarım.. O yüzden arka kapak yazısını paylaşmayı tercih ederim hep.. Söyleyebileceğim: Kale Arkası bir öykü kitabı olmasının yanında bizi çocukluğumuza götüren, samimi ve buram buram ekmek kokan bir kitap.. -arkakapak- "Kale Arkası, Galip Çağ'ın ikinci öykü kitabı. İlk kitabı Komşu Kapısı'nda çocukluk ülkesinin sokaklarında dolaşan Çağ, bu kitabında evlerin içine bakıyor, insanların yüzüne ve bir ırmak gibi akışına zamanın... Sanki bir şeyi arar gibi, tam bulmuşken tekrar yitirir gibi... Bir başka Adalı yazar, Sait Faik'in yolundan mı gidiyor Çağ? Dilin o patika yolundan... Yazmasa deli olmayacak belki ama yine de tutup kalemi öpecek bir hikaye kahramanı gibi... Maçı kale arkasından seyreden çocuklar gibi seyrediyor Çağ hayatı; öyle hüzünlü, öyle umutlu, öyle içten... Çocuk gibi... Tevazu dolu, usulca akan, sadelik dolu öyküler. İnsan sıcaklığı, aile, geçmiş özlemi, sadakat, mizah, samimiyet... Bir kalp haritası... Kitabı okuduktan sonra dudaklarınızda asılı kalan tebessümü, kirpiklerinizde asılı kalan gözyaşını bir aynaya emanet eder gibi... Galip Çağ, kaleyi değil, kalenin arkasını savunuyor; kendi yanağından öper gibi... Gerisi hikaye..."
Kale Arkası
Kale ArkasıGalip Çağ · Meserret Yayınları · 201520 okunma
Reklam
380 syf.
10/10 puan verdi
Enginli yüksekli kayalarımız Gamınan yoğruldu binalarımız Doğurmaz olaydı analarımız. İşte tam "Doğurmaz olaydı analarımız" sözünün haklı isyanıydı onların yaşamları. Boğazlarına bir lokma ekmek koyabilmek için kimi eşini çocuklarını, kimi yaşlı anasını, kimi de sözlüsünü bırakıp gitmişti köylerinden Çukurova' ya. Nice hayaller kurulup çıkılan Çukurova yolculuğu, tertemiz insanların düşlerini nasıl karşılayacaktı onca haksızlık varken. Kimi zaman diyaloglarda tebessüm ettiğim, ama daha çok yüreğimi burkan bir serüvendi "Bereketli Topraklar Üzerinde". Sımsıcak bir anlatımın, insanların bir dirhem ekmek kazanmak için nasıl bir yaşam mücadelesi verdiklerinin ilmek ilmek işlendiği, adaletin terazisinin hep çabalayanı dengeye getiremediği, içimizden bizim olan hikayemizdi. Tavsiye kitaplardan.
Bereketli Topraklar Üzerinde
Bereketli Topraklar ÜzerindeOrhan Kemal · Everest Yayınları · 20205,8bin okunma
184 syf.
10/10 puan verdi
·
6 saatte okudu
Rüzgâr artık bir Demirsoy değil Mecaz Adam olmuştur ve birçok kişi yazdıklarını takip etmeye başlamıştır. Takipçilerinden bir çok mesaj gelirken bir gün mesajlarının içinde Yağmur’ dan gelen bir mesaj olduğunu görür. Yağmur ile yapmış olduğu mesajlaşmalar sonrasında Yağmur’ un Berker’ den ayrıldığını, Rüzgâr’ a haksızlık yaptığını düşündüğünü, her gün Rüzgâr’ ın bir gün gelebileceğini düşünerek evinin ışıklarını kontrol ettiğini öğrenir. Rüzgar artık Yağmur’ dan ikisini anlattığını görünce evine ve Yağmur’ a geri döner… Bi harfini bile bırakmadım kitap gerçekten mükemmel bi şey herkese rahatlıkla önerebileceğim bi kitap...
Bana İkimizi Anlat
Bana İkimizi AnlatAhmet Batman · Destek Yayınları · 20149,9bin okunma
231 syf.
·
Puan vermedi
A.Koestler gazeteci olarak gittiği ispanyada casusluktan tutuklanarak hücreye atılır. Malaga'da faşistlerden kaçma fırsatı varken ve zamanı bolken kaçmaz. Neden kaçmaz? İnsanların kaçmaması çoğu zaman üşengeçliktendir. Kaçmaya üşenir, üşengeçlik cesaretle karıştırılan bir davranıştır. Çoğu cesaret vurdumduymazlıktan gelir. Danton gibi. Danton
Ölüm Hücresi
Ölüm HücresiArthur Koestler · Can yayınları · 198814 okunma
413 syf.
·
Puan vermedi
·
11 günde okudu
Cengiz Aytmatov ile üç mevsim
''herkes istedigi gibi inceleme yazabilir''diyen https://1000kitap.com/Nordavind 'dan destek alarak yine bir inceleme girişiminde bulunuyorum :) okudugum hele ki begenip etkilendigim kitaplar hakkında inceleme yazmayınca onlara haksızlık ettigimi düşünüyorum.bu nedenle
Cengiz Aytmatov
Cengiz Aytmatov
'un okudugum en uzun ve en kapsamlı kitabını kendimce yorumlamaya çalışacagım.bu kitabında arkadaşlıgı,sadakati,vefakarlıgı,evlat sevgisini,çaresizligi,imkansızlıgı okudum.karakterler arasında gezerken üç mevsimi yaşadım sanki.nayman ana ile kışı,yedigey ile yazı,kazangap ile sonbaharı hissettirdi bana.ilkbaharı kimseye yakıştıramadım çünkü umut dolu bir hikaye okumadım. savaşın getirdigi her türlü kötülügü bir karakterin sırtına yükleyerek,savaşın kazanılan ya da kaybedilen topraklar degil dagılan aileler,kaybolan gençlikler,yaşanamayan çocukluklar,gerçekleştirilemeyen hayaller,yasaklar ve en kötüsü çaresizligin kabullenişi oldugunu anlatmış satırlarında. bütün bunların içinde bir de ütopik bir yaklaşımla bilim kurgu tadında bir uzay meselesi var ki düşünmeye deger.belli ki yazarımızın böyle bir hayali varmış ve bu kitabın arasına sıkıştırmış.bu bölüm sessizce başlamış ve yine sessizce kapatılarak akışı bozmadan bir mesaj verme çabasında. eklemek istedigim bir nokta da kitabın en güzel ve en ilginç bölümünün siyasi sebeplerle yayınlanamamış olmasıdır.bu nedenle herkesin özgürce ama karalamadan,özgürce ama ayrıştırmadan yazabilmesi dilegiyle...
Gün Olur Asra Bedel
Gün Olur Asra BedelCengiz Aytmatov · Ötüken Neşriyat · 202145,7bin okunma
Reklam
136 syf.
8/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Aklımdaki Van Gogh karakterini yıkan bir kitap oldu. Kulaklarını kesen ressam olarak biliriz ya hepimiz, intihar ederek (kendisini göğsünden vurmuş) hayatına son vermiş. Hikaye bu olunca ve bendenizin eksikliği olarak çok araştırma yapmayınca ; son derece sorunlu , ailesiyle sorunları olan bir karakter canlanıyordu kafamda. Hatta bu kitapta o agresifliği hissedeceğimi düşünüyordum. Ancak kitap benim algılarımı altüst etti. Gerçekten kardeşini seven bir abinin kardeşine mektupları... Agresif bir adam beklerken son derece naif bir karakter çıktı karşıma. Evet ara ara bazı çelişkiler dikkatimi çekse de Van Gogh artık kulağını kesen ressam değil benim zihnimde :) Çeviri güzeldi ancak açıklamaların eksik olduğunu düşünüyorun. Sadece çevrilmiş. Kafka'nın Babaya Mektubu'nu da yakın zamanda okuduğum için belki Kamuran Şipal'in çevirisiyle kıyaslayarak Azra Erhat'a haksızlık ediyor olabilirim , bu konuda emin olamadım. Ancak gerçekten iyi bir araştırma yapıp kitabı okumuyorsanız ve bazı ressamları bilmiyorsanız kitabı okurken kendinizi araştırma yaparken buluveriyorsunuz. Bunu önlemek için belki ek açıklamalar konulabilirdi. Nacizane fikrim bu yönde. Eski bir arkadaşım zamanında bu kitabı bana bir günde bitecek müthiş bir kitap diye tavsiye etmişti. Evet müthiş bir kitap ve bence de mutlaka okunmalı. Ama arastırmaya dalanlar için bir günde bitecek bir kitap değil bence. Sindire sindire okumak en güzeli değil mi ? :)
Theo'ya Mektuplar
Theo'ya MektuplarVincent Van Gogh · Remzi Kitabevi · 20186,2bin okunma
136 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
# hattuşaş zamanı gibi fi tarihinde geçen , o zamanki kralın ve etrafındaki dalkavukların çevirdikleri dolapları ve yalakalıkları anlatan bir roman. okuyunca önce hiç birsey anlamıyorsunuz , sonra 1945li yıllarda yaşamış birilerine danışınca kralın İnönü , etrafındakilerinde zamanın devlet tayfası oldugunu anlayıp vay anasını diye dank edip
Dalkavuklar Gecesi - Z Vitamini
Dalkavuklar Gecesi - Z VitaminiHüseyin Nihal Atsız · Ötüken Neşriyat · 20197,2bin okunma
54 syf.
10/10 puan verdi
·
1 saatte okudu
Kitaplığın önüne geçtim oturdum. Bir şiire ihtiyacım vardı ama şiir kitaplarım bitmişti. Ben öyle sanıyordum. Bir baktım son gelenler arasından bir şiir kitabı beni çağırıyor. Okuyum, okumayım derken ilk şiiri ile beni kendine çeken bir kitap ile karşılaştım. Şairin adını ya da kitabın adını daha önce hiç duymamıştım, burada da denk gelmedim. 23 dakika sürdü okumam. Evet, belki şaire haksızlık sayılacak bir süre ama o kadar güzel ve kendini bulduran şiirler var ki.. Hemen okumak istedim. Uzun uzun dörtlükler yerine daha kısa dörtlük bazen beyitler şeklinde yazılmış dizeler ile karşı karşıya kaldım. Şair öyle beylik laflar etmemiş ya da anlaşılmayan kelimeler kullanmamış. Saf şiirciler gibi bir anlayış içinde diyebilirim. Tam da oturur şairin üzerine bu libas bence. Sıcak, içten, samimi.. Anlatımlarının içinde yüzdüm. Boğuldum dersem yanlış anlam çıkar diye düşünüyorum. Yüzdüm ve bir açıklığa çıktım, orada kendimi buldum sanki dizelerde.. "bu gelen sen misin içime merdiven dayayıp beni böyle dışarı çıkaran çırılçıplak" Bazen bazı şeyler anlatılamaz, bazı şeyler de çok kolay söze dökülür. Bu gece benim içimi söze döken bu dizeler oldu. Yeni bir şair keşfetmenin mutluluğu içinde şu dizeler ile bitiriyorum incelemeyi , "kendini aynalarda çoğaltan bir şehrin en çirkin yerlerinde bile ölüm güzelliği yatar atlarla köyden köye giden gelinlerin çeyizlerine yağan kar ; tabutlar." Keyifli okumalar, sayın okurlar.
Kendini Aynalarda Çoğaltan Şehir
Kendini Aynalarda Çoğaltan ŞehirMustafa Aydoğan · İz Yayıncılık · 19973 okunma
189 syf.
7/10 puan verdi
Kötülüğün yaygınlaştığı toplumlarda ahlâkî endişelere yer vermeyen çoğunluk, refahın getirdiği şımarıklıkla zevklerinin peşine düşerek günaha gömülmüşlerdi. Sonuçta Allah’ın gazabını hak eden birçok kavim çeşitli felâketlerle yok olup gitti. Onların bu duruma düşmeleri Allah’ın zulmü değil kendi davranışlarının bir sonucudur. Çünkü Allah kötülüklerden vazgeçip durumlarını düzeltmeye çalışanları helâk etmez. Onlar inançlarını ıslah etmek, durumlarını düzeltmek maksadıyla gönderilen peygamberleri tanımadılar, kendilerine verilen fırsatı değerlendirmediler; haksızlık ve yolsuzluklar son derece arttı, artık ilâhî cezanın şartları oluşmuştu, sonunda cezalarını buldular. Bir toplumda iyiliği tavsiye edip kötülüğü önleyecek, hak ve adaleti tesis edecek kimseler bulunduğu sürece o toplum yok olmaz: Bunlar bulunmadığı takdirde o toplumun yok olması mukadderdir.
Kur'an'da Peygamberlere Karşıt Güçler
Kur'an'da Peygamberlere Karşıt Güçlerİbrahim Çelik · Kişisel Basım · 20012 okunma
Reklam
228 syf.
6/10 puan verdi
·
67 günde okudu
Oruç Aruoba ile ilk tanışma kitabımdı. Çok çok farklı bir dili vardı gerçekten, benim için sürükleyici okudum bitti bir kitap değil de baş ucu kitabı olarak ara ara açıp okunmalık bir kitaptı. Altını çizdiğim post-it yapıştırdığım o kadar sayfa var ki hangi alıntıyı yazacağımı bilemedim. Pek felsefe ile anlaşamayan birisi olarak bazen bazı cümleleri tekrar tekrar okudum burda ne demek iştenmiş diyerek. Bu durum bazen çok fazla keyif verirken, bazen de çok sıkıldım açıkçası. Anlamaya çalışırken yorulduğum zamanlar oldu ve bu yüzden kitap elimde haddinden fazla süründü. İlişkiler, tutkular, hayat üzerinde o kadar fazla cümle vardı ki kendinizi bulmamak imkansız. Ancak bu duyguları bu kadar fazla eleştirmek, her kelimeyi her anlamı ile irdelemek doğru mudur? Bilemiyorum. Biz düşünüyor muyuz ki gerçekten her kurduğumuz cümle ne anlamlara geliyor diyerek, karşımızdaki düşünüyor mu? Belki de düşünmeliyizdir... İşte kitabın bende ki etkisi tam olarak böyle oldu. Muallakta kaldım. Sevmedim diyemem çok büyük haksızlık etmiş olurum, sevdim de diyemem benim için çok farklı bir dünyaydı. Ama yinede herkesin bir şans vermesi gereken bir kitap olduğunu düşünüyorum. Özellikle farklılık arayanlar için...
İle
İleOruç Aruoba · Metis Yayınları · 20183,380 okunma
144 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
1 saatte okudu
Değindiği bir çok konu da insanların bazı şeyleri sorgulamasını sağlayacak türdendi. Belkide farkında olmadan toplumun bunu normal görmesiyle ya da eşek gibi farkında olup genede kadınlara haksızlık yapan, kadınlara kendini değersiz hissettiren insanları ve buna göz yumanları bu kitapta oldukça sık görebilirsiniz. Ülkemizdeki toplumun seksenlerin sonu ve doksanlarda kadına bakış açısına bu kitapta şahit olabilirsiniz. En önemlisi de bir kadının çocukluktan yetişkinliğe geçiş hikayesini bu kitapta çok tatlı bir dille okuyabilirsiniz.
Run Gülüzar Run
Run Gülüzar RunAyşegül Kocabıçak · Hep Kitap · 20171,061 okunma
Geri199
1.500 öğeden 1.486 ile 1.500 arasındakiler gösteriliyor.