:D
"Çocuk yapmayan kadın yarımdır." diyordu. Peki, o zaman 16 yıldır evli olan oğlu Burak'ın eşi yarım mı? Öyle ya hâlâ çocukları yok... Ya Sümeyye, evlendi ama malum sebepten asla çocuk sahibi olamayacak. O da mı yarım?
. . . Yaradılışını biliyorum . . . sinir bozucu ve dayanılmazsın ve seninle yaşamak bana çok zor geliyor. Bütün iyi özelliklerin süper-akıllılığınla kararıyor ve böylece dünya için işe yaramaz hale geliyor . . . kendin hariç herkeste kusur buluyorsun . . . bu yüzden etrafındaki insanları üzüyorsun - hiç kimse böyle zorlayıcı bir tavırla düzelmek ya da aydınlanmak istemez, hele ki senin gibi hala önemsiz olan biri tarafından. Kimse bu kadar çok kişisel zayıflığı olan biri tarafından eleştirilmeye dayanamaz, özellikle küçümseyici tarzın, en küçük bir hata olasılığından bile şüphelenmeden kehanette bulunurcasına şöyle şöyle diye ısrar etmen. Bundan daha az kendin olsan ancak gülünç olurdun, ama şimdiki halinle çok sinir bozucusun . . . . Diğer binlerce öğrenci gibi Gotha'da yaşayıp eğitim görebilirdin . . . ama bunu istemedin ve atıldın . . . . Senin olmak istediğin gibi yaşayan bir edebi dergi olmak sıkıcı, iğrenç bir şey, çünkü insan onun sayfalarını basılı olan dergiye yapabildiği gibi atlayamıyor ya da bir süprüntüyü yaptığı gibi sobanın arkasına fırlatamıyor."
Sayfa 151 - Kabalcı Yayınevi / Johanna Schopenhauer mektubuKitabı okudu
Reklam
Ölümün farkında olmanın, üzerinize düşen gölgesini kucaklamanın avantajını aklınızdan çıkarmayın. Böyle bir farkındalık, karanlığı hayatın kıvılcımlarıyla birleştirir ve hala elinizdeyken hayatınızı güçlendirir. Hayata değer vermenin yolu, her şeyi en derin şekilde sevmenin yolu bu yaşantıların sonunda kaybolacağının farkında olmaktır.
Sayfa 132
Ey mü'minlerin emîri! Öğrendiğime göre Cebrâil aleyhisselâm Rasûl-i Ekrem (s.a.v.)'e gelerek: -"Ey Allahın Rasûlü! Allahü Teâlâ cehennemin körükçülerine körüklemelerini emrettiği esnâda sana gelirim." dedi. Bunun üzerine Rasûl-i Ekrem (s.a.v.): -"Yâ Cebrâil! Cehennemi bana anlat." buyurdu. Cebrâil'de: -"Allahü Teâlâ
Sayfa 530Kitabı okudu
Ama ben yine de hâlâ 12 yaşındaymışım gibi davranmaktan hoşlanıyorum. Herkes söylüyor bunu, özellikle de babam. Bu biraz doğru sayılır, ama tümüyle de doğru değil. İnsanlar bazen, bir şeyin tümüyle doğru olduğunu sanırlar. Ben böyle şeyleri pek sallamam, ama birileri bana yaşıma uygun davranmam gerektiğini söylediğinde canım sıkılır. Bazen yaşıma göre daha olgun davrandığım da olur -ciddi söylüyorum- ama buna kimse dikkat etmez. İnsanlar hiçbir şeye dikkat etmiyorlar zaten."
384 syf.
5/10 puan verdi
·
8 günde okudu
Evet çok hüzünlendim ama kime , öyle bir zamanda Türkiye'nin yoksul bir tarihinde gençliğini yaşamış Ayşe Kulin. Ama ne yaşamış gerçekten yorucu ve hüzünlü bir hayat zengin eşler, havuzlu villalar, sürekli Avrupa tatilleri, Avrupa'da okutmak zorunda kaldığından ayrı düştüğü çocukları. Damı akıtan ve kalorifer döşetmekte para bulamadıkları villa, borçtan Porche aracının arızasını gideremeyen koca. Hiç işsiz kalmayan tüm kapıların kendisine açık ve maaşların da dolgun olduğu bir iş hayatı, soğukta kaloriferi yanmayan villada sucukları şöminede pişirirken sırtları üşüyen Kulin ve ailesi gerçekten hüzünlü bir hayatmış. 1964-1984 yılları arası gerçekten de Türk halkı için fakirlik zorluk ezilmişliğin yıllarıydı ama bunlar uğramamış yazarımıza. Neyse ki bu yıllarda kanal D dizilerinde ki gibi mutlu ferah bir yaşamın olduğunu okumakta mutlu etti bizi. Ama hâlâ anlamadım nerde bu hayatta ki hüzün. Kitabın adı şükür olsa daha isabet olurdu. Psikolojimi bozdun Ayşe abla.
Hüzün - Dürbünümde Kırk Sene (1964-1983)
Hüzün - Dürbünümde Kırk Sene (1964-1983)Ayşe Kulin · Everest Yayınları · 20104,489 okunma
Reklam
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.