(...)
Akşama kadar bu köşede bekledi. Ara sıra ayağa kalkıp
dizlerini ovuşturuyor, sonra tekrar çömelerek kafasının içindeki
sisli boşluğa gözlerini çeviriyordu. Düşünmesi ve tahayyül
etmesi kendisine hoş gelecek hiçbir şey mevcut olmadığı için,
bu boşluk ona bir dinlenme gibi geliyordu.
Birkaç kere anası aklına geldi. Onun ağlamaklı
Nigâr Hacızade
Belaruslu gazeteci-yazar Svetlana Aleksiyeviç, savaşı, şahidin anlatma yükümlülüğünü, edebiyatını, ömrü boyunca yanı başında olan sesleri anlatıyor.
Kaybedilmiş Bir Savaş Üzerine: Svetlana Aleksiyeviç’in Nobel Edebiyat Ödülü
Nobel Edebiyat Ödülü’nün bu yılki sahibi Belaruslu yazar Svetlana Aleksiyeviç, 7 Aralık’ta ödül
OLİGARŞİK KOLEKTİVİZMİN TEORİ VE PRATİĞİ, Emmanuel Goldstein
Birinci Bölüm
Cehalet Güçtür.
Bilinen tarih boyunca, olasılıkla Neolitik Çağ'ın sona ermesinden bu yana, dünyada üç tür insan olagelmiştir: Yüksek, Orta ve Aşağı. Bunlar kendi içlerinde de pek çok alt bölüme ayrılmışlar, sayısız ad taşımışlar, sayıları ve birbirlerine karşı
Hey dostum. Birinin bana iyi olduğumu söylemesine ihtiyacım var. Lütfen ne kadar iyi göründüğümü söyler misin?
-------------------
Orijinal adı “Papillon” olan 1973 yapımı “Kelebek” filminin iki sahnesinde geçen şu replik, filmin ana temasını ortaya koymaya yetiyor aslında:
– “Hey! Sizi pislikler! Ben hala buradayım!”…
Bu meydan okumayı yapan
-Ağır spoiler içerir.-
Kitabı okumadan önce Feride’yi Hayat Bilgisi’ndeki Afet Hoca gibi hayal etmiştim. Onun gibi yapılan yanlışlara cesurca karşı çıkabilecek, bu yolda karşısına çıkan zorluklara tek başına, bir erkeğe muhtaç kalmaksızın göğüs gerebilecek biri sanmıştım. Feride iki kez alenen çocuk istismarı olan duruma ses çıkarmadığı gibi,
Hımmm...
Kitabın arka kapağını okuduğumda Descartes'in "Düşünüyorum öyleyse varım!" sözüne atıfta bulunulmasını ve "Düşlüyorum öyleyse varım!" minvalinde değerlendirilmesini etkileyici bulmuştum. Kitaba hevesle başladım. Ama...
İhsan Oktay Anar'ın Osmanlı kültürü ve daha da özelleştirilecek olursa Kostantiniye (bu tabir de pek
Sorularla Risale
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
3. BÖLÜM
RİSALE-İ NUR’UN ÖNEMİNİ KAVRAMA
1. İhtiyacınız olduğuna inanın ve dert edinin!
Hepimize her gün 24 saatlik zaman verilir. Sabahın ilk ışıklarıyla emanet aldığımız bu hazineyi ertesi günün sabahına kadar kullanırız. Rabbimiz, günlük sermaye konusunda eşit davranmıştır hepimize. Hiç kimsenin daha az veya
Yıllar öncesinde daha 7-8 yaşındayken senin memleketine gitmiştim ve şimdi düşünüyorum da ikimiz de küçük bir çocukken anne babamızın yanında birbirimizi görerek geçmiş olabilir miyiz? Ah ne müthiş bir his hayal etmesi bile..