Kemal Sayar kitaplarındaki kendinizi yazara yakın hissettiren üsluba alışkın okurlar için yeni şeyler söylemeyeceğim. Bu eserler hakkında benim en çok dikkatimi çeken nokta; Psikiyatri, tasavvuf, modern dünyanın sorunları ve medeniyetimizin bu sorunlara ilişkin cevaplarıyla ilgili çok derin konuları sıradan insanların anlayabileceği bir üslup ve
'
İyi hissetmek için 24 Karar 🕊️🌝🍒
1.2024'te hayallerinizi ertelemeyin.
2.Sabahları daha erken kalkmaya çalışın. 🔔
3.Haftalık hedefler koyun, planlar yapın.📝
4.Hayatı kaçırmayın!
5.Size iyi gelecek kaliteli hobiler edinin.
Dino Buzzati'nin 1940 yılında yayımlanan Tatar Çölü, kısa bir görev umuduyla gittiği çöldeki Bastiani Kalesi'nden bir türlü dönemeyen ve oradaki hayatın sıradanlığına alışarak rutinleri içinde kaybolan Teğmen Drogo’nun öyküsünü anlatıyor.
Başlangıçta, 4 ay gibi kısa bir sürede döneceğini düşünmesine rağmen gerekli adımı atmaya bir türlü cesaret edemediği için bu süre uzuyor. Daha sonra da kahramanımız ortama alışmaya başladığı ve kalede kalmak istediği için kendine çeşitli bahaneler üretiyor. Drogo, sürekli bir şeyleri bekliyor ve 4 aylık olacağını düşündüğü görev süresi ise maalesef bir ömre uzuyor.
Yazar, kitapta uzun ve durağan bir dönemi anlatmasına rağmen, kalede her an bir şey olacakmış hissi verdiği için askerler gibi okuyucuyu da beklentiye sokuyor ve açıkçası sıkmıyor. Kurgusu, oldukça iyi ve betimlemeleri ise gayet güzeldi.
Okurken kimi zaman Drogo'ya çok kızdım fazla silik ve çekingen bir karakter olduğu için ama düşününce zaten gerçek hayatta da böyle karakterler çıkmıyor mu karşımıza? Hep bir şeyler olacağı hayaliyle bekleyen, bunları gerçekleştirmek için bir adım atmaktan aciz, geleceğini ve hayallerini erteleyen ve sonunda geriye dönüp baktıklarında boşa bir ömür tüketmiş insanlar.
Bence oldukça başarılı bir baş yapıttı. Yazar, Drogo'nun ve Drogo gibi insanların iç dünyasını, okuyucuya oldukça güzel bir şekilde aktarmış. Bunu yaparken de okuyucuya kendisini ve hayatını sorgulamasına da fırsat vermiş. Keza okurken durup düşündüğüm bir çok yerler olmadı değil. Kesinlikle okunması gereken eserler arasında yer alması gereken bir eser bence. Kitapla kalın...
Hayallerinizi ertelemeyin!
Yaşamınıza renk katacağına inandığınız bir şeyi ertelemeyin!
Ruhunuzu, beyninizi geliştirecek, zenginleştirecek, kültür ve sanat uğraşlarıyla olabildiğince erken tanışın. Sakın ertelemeyin!
Sevmeyi ertelemeyin!
Eğlenmeyi, hele de gülmeyi sakın, sakın ertelemeyin!
Sayfa 100 - Altın Kitaplar Yayınevi, 13.basımKitabı okudu
Şu karantina dönemi bittikten sonra doya doya sarılmak istediğiniz birisi var mı ?
Sevdiklerine doya doya sarılmanın piskolojiye etkisini bu aralar daha iyi anlıyor insan ...
Ve şunu öğretti bu olay bizlere. Ertelememek gerekliymiş bazı şeyleri..
O halde bundan sonra,
Hayallerinizi ertelemeyin.
Sevdiklerinize onları sevdiğinizi söylemeyi ertelemeyin.
Sarılmayı ertelemeyin.
Hoşlandığınız insana, hislerinizi açmayı ertelemeyin.
Yaşamayı ertelemeyin.
Mutlu olmayı ertelemeyin.
GÜLMEYİ ERTELEMEYİN 😊
Hayat bir gündür, ve o gün tam olarak Bugün ...
Hayatın tadını çıkarın ve ertelemeyin
hayallerinizi...
En çılgınca hayallerinizi bile yapabilmek
için elinizden geleni yapın!
Hayat sevdiğiniz şeyleri yapabildikçe
güzelleşir ve anlam kazanır!
Hayallerinizi, ideallerinizi, aşklarınızı ve sevgilerinizi asla ertelemeyin... Hayalleriniz, ulaşmak istediğiniz, varmak istediğiniz yer, olmak istediğiniz insan nefesiniz gibi olmalı...