Nörologlar duygu ve hisler hasar gördüğünde karar alma becerimizi kaybettiğimizi keşfettiler. Bir şeyi iyi, kötü ya da nötr olarak işaretlememizi duygular sağlar.
İnsan bir zaman tüketicisidir. Üstelik bize ayrılan bu zaman oldukça sınırlıdır da. Ama yine de çoğumuz yapmak istediklerimizi sonsuza dek zamanımız varmışçasına erteleriz.
Çağdaş toplumlar kendine özgü bir olguyu da birlikte getirmiştir. İnsan eskisinden çok daha fazla sayıda insanla, çok daha kısa süreli, daha yüzeysel ilişkiler kurma eğilimindedir. Bu soğuk bir günde karşılaşan bir grup kirpinin öyküsüne benzer. Kirpiler ısınbilmek için birbirlerine sokulurlar, ama dikenleri birbirine batar. Birbirlerinden ayrıldıklarındaysa soguktan rahatsız olurlar. İleri geri hareket ederek sonunda dikenlerini batırmadan birbirlerini ısıtabilecekleri en uygun uzaklığı bulurlar.
İnsan doğaya olan bağımlılığından kurtulabilmek için diğer insanlarla bir araya gelerek teknolojiyi geliştirmiş, ancak bu kez de onun tutsağı olup olmadığı sorusu ortaya çıkmıştır.
Gelenekler ve töreler insana koruyucu bir ortam sağlar, ama onun toplum içinde farklılaşmasını ve kişiliğine yeni boyutlar katabilmesini de önemli ölçüde kısıtlar.
İnsan hem yapan hem bozan, hem seven hem kıran bir varlıktır. Bu çelişki kendisini ve diğer insanları anlayabilmesini güçleştiren en önemli etmenlerden biri olmuştur.
Bir ülkenin bölgeleri arasında, halkları arasında, azınlığı ile çoğunluğu arasında kültür düzeyi ayrımı bulundukça, yani ulusal kültür bütünlüğü sağlanmadıkça, evrensel ve insancıl kültürün oluşması da olanaksızdır.
“Dürüst ne demek? Ne kastediyorsun bununla Hermine?”
Ne bileyim, bir hayvana bak şöyle, bir kediye, bir köpeğe, bir kuşa, hatta hayvanat bahçesindeki o güzelim büyük hayvanlardan birine, bir Puma‘ya örneğin ya da bir zürafaya bak. Göreceksin ki hepsi de kusursuz yaratıklardır. Hiçbir hayvan yoktur ki, bir ara şaşırsın da ne yapıp edeceğini, nasıl davranacağını bilemesin. Hiçbiri sana yaranmak, kendini sana beğendirmek gibi bir amaç gütmez. Tiyatro nedir bilmez hayvanlar. Nasılsalar öyledirler.