Esirlerin salıverilmesinden sonra Tiflis'te çıkan Kafkas adlı ga­zetede, avulda geçirdikleri esaret günlerinin hikayesi yayınlan­dı. Gazetenin yazdığına göre "ilk akşam, tanışmayla geçti." Bu denli dehşet verici bir akşamı, sosyal kaynaşma çağrışımı yapan bir ifadeyle tarif etmeleri ilginç. Fakat Şamil, daha ilk günden esirlere
Şamil'in oğlu Cemaleddin esir alınıp St. Petersburg'a getirileli on üç yıl olmuştu. Bu on üç yıl içerisinde Şamil, Zümrüdüan­ka gibi Ahulgo'nun küllerinden yeniden doğmuş ve Kafkasya'ya hakim olmuştu. Rus askerleri, akın akın bu dev gibi adama sal­dırmış ancak geri çekilmek zorunda kalmıştı. Bu on üç yılda, esir olarak St.
Reklam
1830-1850 yılları arasında çok sayıda dikkate değer şahsiyet Kaf­kasya'da boy gösterdi. Bu adamlardan bazıları, tarih sahnesinden silinmeden önce oldukça büyük roller oynadı. Bazıları, tarihin arka odasında hiç gelmeyecek sırasını bekledi. Bazıları, uçsuz bu­caksız bozkırı aşıp göğe doğru yükselen dağların gölgesinde bir­kaç saat geçirdi ve
Ama sen şu an busun ve bunu kabullenmek zorundasın. Çünkü seni mutsuz eden her şeyden kurtulmanın tek yolu onları kabul etmek. "Ben buyum, ben böyleyim ve kendimi her şeye rağmen seviyorum'' diyerek kendine ve zamana bırak ki zaman her şeyi düzeltmene yardım etsin. Çabala, çok çabala ve zamana güven. Çünkü hayat sana hediyeler sunmasa bile, zaman senin en büyük destekçindir. Hani hep diyoruz ya, "Her şey anını bekler diye..." Mutluluk anını bekliyor. Aşk anı bekliyor: Arkadaşlık anını bekliyor. Güzel olan her şey zamanını bekliyor. Aynı şekilde kötü olan her şey de... Hayatı kabullen, kendini kabullen, güzellikleri kabullendiğin gibi kendi felaketini de kabullen. Kendini güzel olan her şeye hazırladığım gibi kendini bir felakete de hazırla. Birinden duyduğun bir cümle bile bir felaket olabilir senin için. Ama sen buna da hazır olmalsın. Ayakta kalmalısın, yıkılmamalısın, ışıklarını yakmak ve karanlıkta kalmamalısın. Ama kendini karanlığa da hazırlamalısın. Çünkü hayat bize her zaman ışıklar sunmaz. Hayat bazen karanlıkta kalmamızı ister ve biz bunu kabul etmeliyiz. "Tamam hayat..." demeliyiz, "Karanlığını da kabul ediyorum aydınlığını da. Güzelliklerini de kötülüklerini de. Mucizelerini de felaketlerini de.. Sana dair her şeyi ve kendimi kabulleniyorum hayat. Sen busun ve ben buyum." Kabullenmek kurtuluştur. Kabullendiğimiz anda başlar hayat: Ve sana söz veriyorum, en sonunda her sey çok güzel olacak... Söz, bu sefer Ege sözü değil İzmir sözü hem de !
Sayfa 347Kitabı okudu
ayrılık mektubu
Ortalık henüz tamamen kararmamış olduğu halde perdeleri kapadı ve lambayı yaktı, masanın başına geçerek, kurşunkale­miyle ve acele acele yazmaya başladı: "Ömer! Seni bırakıp gidiyorum. Bunun bana ne kadar acı geleceğini, hayatta senden başka hiç kimsem olmadığını bilir­sin ... Senin de benden başka kimsen olmadığını biliyorum. Buna rağmen
Sayfa 261
Aynanıza bakın, derin bir nefes alın ve size bakan o güzel insana bir öpücük üfleyin. Her gün daha da güçleniyorsun. Aynanıza, geçmişinizi serbest bırakmanıza ve yolunuza daha olumlu düşünceleri yansıtmanıza yardımcı olduğu için teşekkür edin. Hayat seni seviyor, ben de öyle! Bugün ayna çalışmanız, kendinizi sevmenizi, başkalarını affetmenizi ve hak ettiğiniz mutlu yaşama sahip olmanızı engelleyebilecek bir duygu üzerindedir. Bu duygu korkudur. Korku, bugün gezegende savaş, cinayet, açgözlülük ve güvensizlik şeklinde yaygın. Korku kendine güvenmemektir. Korkunuzu yenebildiğiniz zaman hayata güvenmeye başlayacaksınız. Hayatın seninle ilgilendiğine güvenmeye başlayacaksın. Uluslararası en çok satan kitabında Korkuyu hisset . . . ve Yine de Yap, Susan Jeffers şöyle yazdı: “Hayatta tamamen yeni bir şeye yaklaşırken herkes korku hissediyorsa, yine de dışarıda bu kadar çok kişi korkuya rağmen bunu yapıyorsa, o zaman şu sonuca varmalıyız: korku sorun değil.Asıl meselenin korkunun kendisi değil, nasıl yaşadığımız olduğuna inanıyordu. ambar o. Korkuya bir güç konumundan ya da çaresizlik konumundan yaklaşabiliriz. Korkuya sahip olduğumuz gerçeği önemsiz hale geliyor.
Reklam
316 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.