3 güçlü kadının, farklı yerlerinden yaralanmış, örselenmiş bu 3 dirayetli kadının bir ip yumağına dönmüş iç dünyalarını ve birbirleriyle iç içe geçmiş hayat hikayelerini anlatan tatlı bir hikaye.
Hintli Smita
Kanadalı Sarah,
Sicilyalı Giulia.
Hepsi kendi hayat hikâyelerinde, meşakkatli yollarında, farklı yoldan aynı kapıya çıkan kadın yaşamlarında birer kahraman.
Giulia aile geleneği olarak devam eden peruk-postiş atölyesinde babasıyla çalışan işi öğrenme konusunda profesyonel olan bir kadın,
Smita ise bir Dalit(kast sisteminde en alt tabaka), adeta bir mikrop gözüyle görülen lakin oldukça asi ve onurlu kişiliğinin; onu en cesaret isteyecek davranışlardan birine yöneltmesiyle kızını okutmaya karar veren bir kadın,
Sarah ise ataerkil bir iş dünyasında ayakta kalmış, kalmaya çabalayan,güzel,çekici, başarılı ve maalesef meme kanserine yakalanmış bir kadın avukat.
Giulia'nın batmaktan kurtardığı atölyeye gelen saç,Hintli Smita ve kızı Lalita'nın kutsal olduğuna inandıkları bir ritüel ile kesilen gür saçları oluyor, işte bu saçlar da kemoterapide saçları dökülen Sarah'a ulaşıyor.
Konu bakımından çok ilham verici ve hoş bir kitap.
Dili -bence- basit ve sıradan.
Hani bazı zamanlar yormayan, üzmeyen hikayeler okumak isteriz ya işte bu onlardan biri.
Bu tarz bir ihtiyaç duyulduğunda okunacak kitap listesine alınabilir.
Keyifli okumalar.
