"Sinsi bir hastalığın önlenemez şekilde her geçen gün ölüme yaklaştırdığı bahtsız birinden, hançerle işkencesine bir anda son vermesini isteyebilir misin?"
Kısacası kitap dedi ki: Beni sadece duygusal yönü hep ağır basan, acı çekmekten zevk alan mazoşistler okuyabilir. #goethe bu eserinde, yaşadığı olumsuz bir çok durumdan kaçarak kurtulmak ve yeni bir hayata başlamak isteyen bir gencin, sakin bir Alman kasabasına olan seyahatini ve seyahatinden sonraki aşk serüvenini ve bu serüvenin çıkmaza girişini anlatıyor. Eser isminden de anlaşılacağı üzere bu gencin iç sıkıntı ve bunalımları anlatılıyor. Ama bir fark var. Olağanüstü anlatılıyor. Alman işi yani.
Ana karakterin zaaflarının tümü şu alıntıyla da özetleniyor aslında :
"Ah birazcık kaygısız olmak, beni şu güneşin ışıdığı dünyada insanların en mutlusu yapardı."
Kitapta diğer okuduğum romanlara kıyasla ölüme duyulan özlem, kurtulma, huzura erme arzusu da anlatılıyor. Bir diğer muhteşem yanı altını çizecek sayısız cümleden oluşması. (Ben rahat 10 cümlenin altını çizmişimdir) Kurşun kalemle tabi ki, fosforlu kalem ya da mürekkepli kalemle çizenlerin ruh hastası olduğu kanaatindeyim.
Her neyse Goethe okumak ayrıcalıktır. Duygu yoğunluğunu damarlarına kadar yaşamak isteyenler için biçilmiş kaftan.