Bu kitabı okumamış olanlara önererek ve bu yazının zaten kitabı okumuş olanlar için yazıldığını belirterek başlayayım çünkü bu yazı, kitaba dair küçük bir özet, beğendiğim kısımlara yeniden bir göz gezdirme ve yanlış bulduğum kısımlara dair farklı bir bakış açısı sunma şeklinde ilerleyecek. Ayrıca muhtemelen biraz uzun olacak. Bazı noktalarda
Prens
Siyaset Kuramının Baş Yapıtı . . .
Bu eseri hiç okumamış birinin siyaset hakkında yorum yapması durumunda bu yapılan yorum, içerik itibariyle sığ kalacağı gibi ayrıca parçaları tamamlanmamış bir puzzle gibi eğreti duracak , o anlatılan kişinin zihninde oluşan ana tablo tam olarak
Tüm erdemler içinde, ‘bir tersliği haz verici bir zorluğa dönüştürebilme’ becerisinden daha faydalı, hayatta kalma için gerekli ve hayat kalitesini diğerlerinden daha fazla geliştireni yoktur.
bir insan bir kurdun neyini anlatacak da o bizim için ilgi çekici ve heyecanlı olacak? diye düşünebilirsiniz. Fakat bu kitap, ne kadar abartsak da hakkını veremeyeceğimiz dehşet bir eser.. bu romanı okuyun, neden biliyor musunuz? içinde ne isterseniz var, felsefe, kapitalizm, Marksizm, sosyalizm, faşizm, psikoloji, toplum bilimi, insanın doğa ile
Charles Darwin teorisinin Hıristiyan ortodoksluğu karşısında şansının olmadığını biliyordu. Bu insanların diğer hayvanlardan ayrılamaz olduğu anlamına geliyordu. İnsanlar, Tanrı'nın suretinde yaratılmak yerine, maymun benzeri ataların soyundan geliyorlardı. Böylece
Tüm muhafazakar ideolojilerde olduğu gibi, faşist 'ideoloji'nin de en temel noktası, tarihsel olarak var olmuş ve dolayısıyla değiştirilebilir toplumsal koşulların 'doğal' ve değiştirilemez olduğuna ilişkin savıdır. Aklın ve onun 'talep'lerinin karşısına, kan ve toprak gibi natüralist-irrasyonel güçler konumlandırılmaktadır. Halk ve halkın
Muhafazakar düşünce insanın doğasının hem biyolojik hem de duygusal ve bilişsel olarak kusurlu olduğunu sıklıkla dile getirmiş ve bu kusurlu doğayı insanların birbirlerine ihtiyaç duyuyor olmalarının temeli olarak görmüştür. Batı dünyasında ortaya çıkan muhafazakar düşüncenin insanın doğasının kusurlu olduğuna dair kanaatini Hristiyan inancının
Öğrenebileceğimiz tüm erdemler içinde, bir tersliği haz verici bir zorluğa dönüştürebilme becerisinden daha faydalı, hayatta kalma için gerekli ve hayat kalitesini diğerlerinden daha fazla geliştireni yoktur.