"Sahi kaç veda kaldırabilir insan, diye düşündü. Tahmin ettiğinden çok daha fazlasını belki. Belki de tek birini bile değil. İnsan kalsa da gitse de asıl olan vedalardı. Bu, insana daha doğduğu anda söylenmeliydi."
9 yıl önce" Gölgesizler" kitabı okuduğum ilk Hasan Ali Toptaş kitabı olmuştu, güzeldi ama "Kuşlar Yasına Gider" çok da güzel bir kitap bana göre..Yine tertemiz bir Türkçe ile yazılmış. Cümlelerin etkileyici şekilde ifade edilmesi, betimlemelerin ölçüsünde olması ile Hasan Ali Toptaş'ın ne kadar usta ve büyük bir yazar olduğu bir kez daha net ortaya çıkmış. Hasta babası için Ankara-Denizli yollarını mesken tutan bir oğul, kocasına gözü gibi bakan bir eş.. Boğazınızda bir yumru; kulağınızda "Bu yol Pasin' e gider/Döner tersine gider/Şurda bir garip ölmüş/Kuşlar yasına gider." sözleri geçen "Bu Dağlar Kömürdendir" türküsü yankılanarak okuyacağınız hüzünlü ama bir o kadar da çok güzel bir kitap.Çok yaşa Hasan Ali Toptaş...
"Yerleri kaplayan kar yüzünden hiç farkına varmamışım ben, gide gide gitmiş, büyükçe bir havuzun ortasında yürümeye başlamışım. Ayağımın altındaki buz çatıradak kırılınca, daha ne oluyor demeye bile kalmadan paldır küldür suyun içine düştüm tabii. Üstelik düşmemle birlikte elimden kayan koltuk değneğini de kaybettim. Sonra işte ben orada, buz tabakalarının arasında can havliyle çırpınırken, yanımdan yöremden bir sürü insan geldi geçti ama hiçbiri, hiçbiri başını çevirip bakmadı oğlum. Anlıyor musun, hiçbiri...Sesime kulak veren de olmadı. Yeniden ağlamaya, gözlerinden yeşil yeşil yaşlar dökmeye başlamıştı babam. Olan olmuş, üzülme artık, dedim; dünya böyle, biliyorsun."