Sevginin başlangıçı bir bahanedir. Bu yalnızca Tanrı olan o sevgi idealine yöneltir.
Dudaklar kapalı olduğu zaman yürek konuşmaya başlar. Yürek sessizleştiği zaman ruh alevlenir ve yaşamı aydınlatır. Pek çok insan sukunetin ne anlama geldiğini bilmez.
Reklam
Yarı samimiyetin yarı içtenliğin hiç değeri yoktur.
Hazret-i Muhammed Aleyhissalâtü Vesselâm kendi kendine güneş gibi bir bürhandır. Ve keza o zâtın (A.S.M.) dört yaşından kırk yaşına kadar geçirmiş olduğu gençlik devresinde bir hilesi, bir hıyaneti görülmemiş ve bir yalanı işitilmemiştir. Eğer o zâtın yaradılışında, tabiatında bir fenalık, bir kötülük hissi ve meyli olmuş olsaydı; behemehal gençlik saikasıyla dışarıya verecekti. Halbuki bütün yaşını, ömrünü kemal-i istikametle, metanetle, iffetle, bir ıttırad ve intizam üzerine geçirmiş, düşmanları bile hileye işaret eden bir halini görmemişlerdir. Ve keza yaş kırka baliğ olduğunda iyi olsun, kötü olsun ve nasıl bir ahlâk olursa olsun rüsuh peyda eder, meleke haline gelir, daha terki mümkün olmaz. Bu zâtın tam kırk yaşının başında iken yaptığı o inkılab-ı azîmi, âleme kabul ve tasdik ettiren ve âlemi celb ve cezbettiren, o zâtın (A.S.M.) evvel ve âhir herkesçe malûm olan sıdk ve emaneti idi. Demek o zâtın (A.S.M.) sıdk ve emaneti, dava-yı nübüvvetine en büyük bir bürhan olmuştur. İşarat-ül İ'caz - 107
Hazret-i Eyyüb Aleyhisselâm'ın zahirî yara hastalıklarının mukabili, bizim bâtınî ve ruhî ve kalbî hastalıklarımız vardır. İç dışa, dış içe bir çevrilsek, Hazret-i Eyyüb'den daha ziyade yaralı ve hastalıklı görüneceğiz.
Sayfa 8
Müddessir Sûresi’nin inişiyle birlikte Allah Rasûlü -sallâllâhu aleyhi ve sellem- hemen kalktı. Hazret-i Hatice vâlidemiz, olanlardan haberi olmadığı için Allah Rasûlü’nün istirahat etmeden kalkmasına şaşırmıştı: –Niçin kalktınız? Dinlenmediniz! dedi. Allah Rasûlü -sallâllâhu aleyhi ve sellem- de: –Artık dinlenme vakti geçti! buyurdu ve yeni gelen vahyi Hazret-i Hatice’ye bildirdi
Reklam
1.000 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.