Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
PEYGAMBER EFENDİMİZİN (S.A.V.) TORUN SEVGİSİ Peygamber Efendimiz Hazreti Muhammet Mustafa (s.a.v.), çocukları çok severdi. Bir yerde çocuk gördüğü zaman onlara selam verir, saçlarını okşar, öpüp koklardı. Çocukların hal ve hatırlarını sorar, onlarla oyunlar oynardı. Bazen atına ya da devesine bindirip onları gezdirirdi. Çocukları eğlendirmeyi ve onlarla güzel vakitler geçirmeyi severdi. "Çocuğu olan, onunla çocuklaşsın." buyurarak anne ve babalara çocuklarıyla ilgilenmelerini tavsiye ederdi. Peygamber Efendimiz (s.a.v.), torunları Hazreti Hasan ve Hazreti Hüseyin'i de çok sever ve onlar hakkında: "Bunlar, benim oğullarım ve kızımın çocuklarıdır. Allah'ım! Ben onları seviyorum! Onları sen de sev! Onları seveni de sev!" diye dua ederdi. Ebu Eyyub el-Ensari (r.a.), bir gün Peygamber Efendimizin (s.a.v.), huzuruna girmişti. Torunları Hasan ile Hüseyin efendimiz, önünde oynuyorlardı. "Ya Resûlallah! Sen bunları çok mu seviyorsun?" diye sordu. Peygamber Efendimiz (s.a.v.): "Nasıl sevmem? Onlar, benim dünyada öpüp kokladığım iki reyhanımdır?" buyurdu. Peygamber Efendimiz (s.a.v.), şöyle buyurmuştur. "Hasan ve Hüseyin'i seven beni sevmiş, onlara kin besleyen de bana kin beslemiş olur! Hasan ve Hüseyin, Cennet'teki gençlerin efendileridir!"
Bize göre, Eyyüb'un (a.s.) soy kütüğü şöyledir. İys oğlu Zirah, oğlu Mus, onun oğlu da Eyyüb'dur. Eşi de Rahime Hatun'dur. Hazreti Eyyûb'una yeri ve yurdu Şam ilinde Saniye kasabasındaydı. Dimaşk'la Remle arasındadır. Yedi yıl oranın halkını dine çağırdı. O kadar halktan ancak 3 kişi ona uydular. Hazreti Eyyüb'un yedi oğlu ve üç kızı vardı
Sayfa 296 - 1.ciltKitabı okudu
Reklam
Hazreti Eyyub yaşamının başlarında zengin biri iken yaşamının ortalarında fakir biri olmuştu. Hiçbir zaman serveti Eyyub (a.s.)’ı Allah’ın yolundan onu ayırmamıştır. Şam civarında yaşayan insanlar için peygamber olarak gönderilmiştir. Peygamberliğinin gereğini her zaman yapmış ve insanları Allah’a iman etmeye ve Allah’a ibadet etmeye çağırmıştır.
Aşure gününün üstünlük sebebi hakkında...
Hz. Âdem'in (a.s) tevbesi kabul edildi, yine Hz. Âdem (a.s) bugün yaratıldı ve cennete girmesi de bugüne rastlar. Arş, Kürsî, gökler, yeryüzü, güneş, ay, yıldızlar ve cennet bu gün yaratıldı. Hz. İbrahim bu gün yaratıldı ve yine bu gün ateşten yanmaksızın kurtuldu. Yine bu gün Hz. Musa (a.s) ile yanındaki müminler, suda boğulmaktan kurtuldular, Firavun ve adamları bugün boğuldu. Hz. İsa (a.s) bu gün doğdu ve yine bugün göğe çıkarıldı. Yine bugün Hazreti İdris (a.s) göğe çıkarıldı. Nuh'un gemisi bu gün Cûdî tepesinde karaya oturtuldu. Hz. Süleyman'a muhteşem saltanat bugün verildi. Hz. Yunus (a.s) balığın karnından bu gün çıkarıldı. Hz. Yakub'un (a.s) bugün gözleri yeniden açıldı. Hz. Yusuf'un kuyudan çıkarılması bu güne rastlar. Hz. Eyyub (a.s) tutulduğu hastalıktan bu gün kurtuldu. Yeryüzüne ilk yağmurun düşmesi de bu güne rastlar.
Sayfa 555Kitabı okudu
Hiçbir mazeretin arkasına saklanmayın.Peygamber Efendimiz(s.a.v.) bakın ne buyuruyor:"Muhakkak ki Hazreti Allah dört kimseyi dört grup insana delil olarak gösterecektir:Zenginlere Davut oğlu Süleyman Aleyhisselamı,kölelere Yusuf Aleyhisselâmı,hastalara Eyyüb Aleyhisselamı,fakirlere İsa Aleyhisselâmı."
Yahya b Eyyüb anlatiyor: Duyduğuma göre, Hz. Ömer zamanında sürekli mescide devam eden dindar bir genç vardı. Hz. Ömer, onun bu hâlini çok severdi. Gencin yaşlı bir de babası vardı. Genç, yatsı namazını kılar kılmaz, babasının yanına dönerdi. Eve dönüş yolu üzerinde de bir kadın vardı. Kadın, gence tutulmuş ve gönlünü ona kaptırmıştı. Sürekli
Sayfa 414Kitabı okudu
Reklam
merasimle defnedilmesini söyledi. Fatih Sultan Mehmed şehrin fethinden sonra, fonksiyonunu büyük ölçüde yitirmiş olan Ortodoks Kilisesi’ni, Hıristiyan halkın temsil edilmesi için yeniden ihya etmiş; Patrik Gennadios ise İstanbul Ortodoks Kilisesi’nin reisliğine atanmıştır. Yahudi cemaatine, havralarına sahip olma hakkı tanınmış, Ermeni cemaatinin
Allah Teâla, Eyyüb aleyhisselam'ı; “Benim başıma (bu) dert geldi, Sen merhametlilerin en merhametlisisin.” (Enbiya/83) demesinden dolayı övmüştür. Yakup aleyhisselam'ı da, “Ben (taşan) kederimi, mahzunluğumu yalnız Allah'a şikayet ediyorum.” (Yusuf/86) demesinden dolayı övmüştür. Musa aleyhisselam'ı da; “Ey Rabbim! Gerçekten ben, bana indireceğin her hayıra muhtacım.” (Kasas/24) demesinden dolayı övmüştür. Peygamberlerin ve Resullerin sonuncusu, Hazreti Muhammed Mustafa (s.a.v.) de; “İlahî! Kuvvetimin zaafa uğradığını, çaresiz kaldığımı ancak sana arz ederim.” diyerek Allah'a şikayette bulunmuştu. Buna göre, Allah'a yapılan şikayet, hakiki sabra zıt değildir. Zira bu şikayet kulun derdini yalnız Allah'a arz etmesinden ibarettir. Şikayeti yalnız Allah'a arz etmek ise sabrın ta kendisidir.
11 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.