contens, contenu, inhalt. innehall,
içindekiler, tedexul û yên me...
Zimanê me zimanekî zor zor,pir û gelek û zaf dewlemende. Bi rastî hela tewr-xwedê kêmanîya wan bide- (pardon! nede) hin zimanzanên me hene ku bi kar û bar û şuxul û xebatên xwe yên îlmî-zanistî zimanê me hîn dewlemendtir dikin, ber bi pêş de dibin.
Hela tewr gava ku bi
İnsan aslında her zaman mı bencildi? Başkalarına yardım ederken bile aslında gene kendimizi mi düşünüyorduk? Ya da ölen bir dostu için üzülüp ağlayan biri, aslında sonuç olarak gene kendisi; kendi içindeki kaybı ve pişmanlıkları için mi ağlardı? Ancak dünyada düşmüşlere omuz vermekten başka ne anlamlı olabilirdi ki? Hele ki sen de dibe doğru yuvarlanmaktaysan…
İçkiye benzer bir şey var bu havalarda
Kötü ediyor insanı, kötü…
Hele bir de hasretlik oldu mu serde;
Sevdiğin başka yerde,
Sen başka yerde;
Dertli ediyor insanı, dertli.
İçkiye benzer bir şey var bu havalarda,
Sarhoş ediyor insanı, sarhoş.
"Hele narlara, narlara... Hele ekine ekine... Kaplan sökemez ekine... Hele toprağa toprağa, can eksen biter toprağa. Hele başağa, başağa... Hele sürmeli başağa."