Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
He­kimler kimi hastalıklarda yarar bulunduğunu bilirler: Yokluklarında daha büyük dengesizlikler biçiminde orta­ya çıkacak işlevsel bir düzensizliği kendi yordamlarınca giderirler. Böylece, mutlu kabızlıklar ve gökten inme ek­lem yangıları vardır.
Yaş­lanmakta ve ölmekte olan insanlar için yaşamlarının top­lumsal veçhelerinin, diğer insanlarla olan ilişkilerinin bil­hassa önem kazanmasının sebebi, tam da kör ve kontrol edi­lemez doğa süreçlerinin onlar üzerinde su götürmez bir şe­kilde güç kazanması olabilir. Bununla birlikte insanların do­ğa süreçleri üzerindeki kontrollerinin bu noktada
Sayfa 96 - PdfKitabı okudu
Reklam
Hekimler ilaçların tadını iyileştirmek için içine şeker koyarken bilge insanlar da tatsız insanlarla uğraşırken mizahı kullanırlar.
İnsanlar yediklerinin çeyreğiyle yaşar, geri kalan üç çeyreğiyle hekimler yaşar.
Hekimler olarak gündelik işlerimizi yürütürken kendimizi korumaya alıyoruz. Biz ve onlar diye ayrı kategoriler üzerinden düşünüyoruz, hastalarımızı pençesine alan kaderin bize aynı şeyleri yapmayacağını varsayıyoruz. Görünmez bir kalkanın, hayali bir koruyucu ekipmanın arkasına sığınıp kendimizi ayrı bir yere koyuyoruz. Ve bunu akla mantığa uydurmaya çalışıyoruz. Genç bir doktorken hastalıkları yaşlılıkla bağdaştırıyoruz. Yaşlandıkça, hastalarımızın yaş ortalaması bize kıyasla düştükçe böyle düşünmek giderek zorlaşsa da ısrarla kendimizi kandırmaya devam ediyoruz; insanların hastalıklarını yoksulluğa, yanlış yaşam tercihlerine, genetiğe, artık kendimizi onlardan ayırabilecek ne bulursak ona bağlıyoruz. Bunlara duygusal açıdan inanıyoruz, ama mantıken bunların her şeyi açıklamaya yetmediğini biliyoruz. Tabii ki yaşam tarzımız ve kişisel koşullarımız ölme ve hastalığa yakalanma ihtimalimizi etkiler, buna kimsenin şüphesi yok. Fakat dürüstçe bir muhasebe yapacak olursak, hayatın rasgele, öngörülemez, neredeyse zar atışına bağlı bir tarafı olduğunu da sık sık tecrübe ediyoruz.
Sayfa 145 - Metis BilimKitabı okudu
İnsanın zaman zaman yaraları ile tuhaf bir ilişkisi oluyor: Bitsin istiyoruz, kabuk bağlıyor mesela fakat kaşımaya devam ediyoruz. Bilerek. Ne tuhaf. Afşar Timuçin, "İyileşen yaraya ikide bir dokunmanın ne anlamı var?" diye bu yüzden sitem eder. Bu eziyeti ne kendimize ne bir başkasına yapmalı sevgili okur. Yaralar yaşandığıyla kalmalı.
Reklam
Bir hastalığı kökün­den iyileştirecek ilaçları yapan çok yetenekli hekimler tanıdım. Bunlar, merhem ya da ilaçlarını basit insanlara kutsal sözler söyleyerek ve duayı andıran cümleler oku­yarak veriyorlardı. Bu duaların iyileştirme gücü oldu­ğundan değil, kutsal sözlere duyulan güvenin uyandırdı­ğı ruh, ilacın bedensel etkinliğine daha hazır olduğu için.
Hekimler yalan söyleyebilir avutmak için ölen adamı Yüreğin hıçkırıkları yalan söylemez .
“Hekimler ilaçların tadını iyileştirmek için içine şeker koyarken bilge insanlar da tatsız insanlarla uğraşırken mizahı kullanırlar.”
"Yerli hekimler «nele», «inatuledi», «absogedi» diye üçe ayrılırlar. Son iki görev, öğrenimle kazanılan ve sınavlarla denetlenebilen bir ilaç ve dua bilgisini öngörür. Oysa nele’nin yeteneğinin doğuştan olduğu varsayılır. Bu yetenek, hastalığın nedenini, yani özel ve genel yaşamsal güçlerin kötü ruhlar tarafından kaçırıldığı yeri aracısız bulguIayabilen bir uzgörüye dayanmaktadır."
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.