Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Rabbimiz çok açık ve net görev verdiği elçisinin görev tanımını yapmış. Bu görevin içinde Kur'an-ı Kerim'in vermediği hükümleri de elçisi verir helal haram koyma yetkisi de vardır. Benim hüküm verdiğim gibi hüküm koyma yetkisini de veriyorum türünden bir görevi var mı? Böyle bir yetki Rabbim vermemiş.
İslâm sisteminde hakimiyet; kanun koyma yetkisi yalnız ve yalnız tek bir merciye aittir. O merci ise Allah'tır. Bu artışmasız bir gerçektir. islâm devletinde haramlar (yasaklar) ve helaller (serbestler), Rasûlullah sallallahu aleyhye sellem'e Allah katndan gelen Kur'an ve sünnete göre belirlenir. Allah'ın haram kıldığı bir şeyi bütün insanlar helal (serbest) kabul etse bile Müslümanlara düşen Allah'ın hükmünü kabul etmek, bunun dışındakileri ise reddetmektir Çünkü Müslüman bilir ki; bu mesele ibadet meselesidir ve kişi kimin hükmünü kabul edip itaat ederse ona ibadet etmiş olur. Müslüman, ancak her türlü meselede yalnız Allah'ın hükümlerini kabul edip itaat ettiğinde yalnız Allah'a ibadet etmiș olacağını bilir. Allah bu konuda kendisine hiç bir ortak kabul etmez. Allah-u Teâlâ şöyle buyurmaktadır: Bilin ki (bütün yaratılanlar hakkında) mutlak hüküm verme yetkisi, sadece Allah'a aittir. (başkasına ait değildir) Çünkü O kendisinden başkasıa değil yalnız O'na ibadet etmenizi emretmiştir. (Yusuf:40) "Allah hüküm koymada kendisine ortak kabul etmez." (el-Kehf:26)
Reklam
İslâm sisteminde hakimiyet; kanun koyma yetkisi yalnız ve yalnız tek bir merciye aittir. O merci ise Allah'tır. Bu tartışmasız bir gerçektir. İslâm devletinde haramlar (yasaklar) ve helaller (serbestler), Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) 'e Allah katından gelen Kur'an ve sünnete göre belirlenir. Allah'ın haram kıldığı bir şeyi bütün insanlar helal (serbest) kabul etse bile Müslümanlara düşen Allah'ın hükmünü kabul etmek, bunun dışındakileri ise reddetmektir. Çünkü Müslüman bilir ki; bu mesele ibadet meselesidir ve kişi kimin hükmünü kabul edip itaat ederse ona ibadet etmiş olur. Müslüman, ancak her türlü meselede yalnız Allah'ın hükümlerini kabul edip itaat ettiğinde yalnız Allah'a ibadet etmiş olacağını bilir. Allah bu konuda kendisine hiçbir ortak kabul etmez. Allah-u Teâlâ şöyle buyurmaktadır: Hüküm vermek yalnızca Allah'a aittir. O, kendisinden başkasına değil yalnız ona ibadet edilmesini emretti." (Yusuf:40) "Allah hüküm vermede kendisine ortak kabul etmez." (Kehf:26)
"İslam nizamına aykırı olan her şey nerede olursa olsun, hakim güç onu emretse veya serbest bıraksa bile Müslümanlara haramdır. Çünkü hakim gücün kanun koymadaki yetkisi, kanunlarını İslam nizamının naslarına, genel esaslarına ve kanun koyma ruhuna uygun olması gibi şartlarla sınırlıdır.      Haram olduğunda ittifak edilen zina ve içki hadlerinin kaldırılmasının mübahlığını, Allah'ın nizamını kaldırmayı, onun yerine Allah'ın indirmediği hükmü koymayı helal saymak küfür ve dinden dönmedir." 
İslâm sisteminde hakimiyet; kanun koyma yetkisi yalnız ve yalnız tek bir merciye aittir. O merci ise Allah'tır. Bu tartışmasız bir gerçektir. İslâm devletinde haramlar (yasaklar) ve helaller (serbestler), Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem'e Allah katından gelen Kur'an ve sünnete göre belirlenir. Allah'ın haram kıldığı bir şeyi bütün insanlar helal (serbest) kabul etse bile Müslümanlara düşen Allah'ın hükmünü kabul etmek, bunun dışındakileri ise reddetmektir. Çünkü Müslüman bilir ki; bu mesele ibadet meselesidir ve kişi kimin hükmünü kabul edip itaat ederse ona ibadet etmiş olur. Müslüman, ancak her türlü meselede yalnız Allah'ın hükümlerini kabul edip itaat ettiğinde yalnız Allah'a ibadet etmiş olacağını bilir. Allah bu konuda kendisine hiçbir ortak kabul etmez.
Sıfatı, mevkisi, makamı ne olursa olsun; hiç kimsenin, Allah'ın Kitabına muhalefet ederek helal ve haram koyma yetkisi yoktur! Kim bunu yaparsa, Allah'ın Kitabını tanımamış ve ilahlık taslamış olur.
Reklam
Hadis İnkarcıları
4. (56)- Mikdâm İbnu Ma'dîkerib (radıyallahu anh) anlatıyor: Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Haberiniz olsun, rahat koltuğunda otururken kendisine benim bir hadisim ulaştığı zaman kişinin: "Bizimle sizin aranızda Allah'ın kitabı vardır. Onda nelere helâl denmişse onları helâl biliriz. Nelere de haram
Sayfa 196 - 2.cildKitabı okuyacak
Halk kendi kendini yönetir diyenlere...
Emretme, yasaklama, helal sayma ve haram kılma yetkisi yalnız O'na ait. Başka bir değimle kanun koyma yetkisi O'nun tekelindedir. O'nun dışında bir yasama otoritesi yoktur. O cel ve eksiklikten uzaktır: O'ndan başka ilah yoktur."
İslâm sisteminde hakimiyet; kanun koyma yetkisi yalnız ve yalnız tek bir merciye aittir. O merci ise Allah’tır. Bu tartışmasız bir gerçektir. İslâm devletinde haramlar (yasaklar) ve helaller (serbestler), Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) ’e Allah katından gelen Kur’an ve sünnete göre belirlenir. Allah’ın haram kıldığı bir şeyi bütün insanlar helal (serbest) kabul etse bile Müslümanlara düşen Allah’ın hükmünü kabul etmek, bunun dışındakileri ise reddetmektir. Çünkü Müslüman bilir ki; bu mesele ibadet meselesidir ve kişi kimin hükmünü kabul edip itaat ederse ona ibadet etmiş olur. Müslüman, ancak her türlü meselede yalnız Allah’ın hükümlerini kabul edip itaat ettiğinde yalnız Allah’a ibadet etmiş olacağını bilir. Allah bu konuda kendisine hiçbir ortak kabul etmez. Allah-u Teâlâ şöyle buyurmaktadır: “Hüküm vermek yalnızca Allah’a aittir. O, kendisinden başkasına değil yalnız ona ibadet edilmesini emretti.” (Yusuf:40) “Allah hüküm vermede kendisine ortak kabul etmez.” (Kehf:26) Abdurrahman El-Muhacir Rasulullah'ın Hayatı ile İslam'ın Hareket Metodu - 1, Abdurrahman El-Muhacir Sayfa 41 - Hak Yayınları
İslâm sisteminde hakimiyet; kanun koyma yetkisi yalnız ve yalnız tek bir merciye aittir. O merci ise Allah’tır. Bu tartışmasız bir gerçektir. İslâm devletinde haramlar (yasaklar) ve helaller (serbestler), Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) ’e Allah katından gelen Kur’an ve sünnete göre belirlenir. Allah’ın haram kıldığı bir şeyi bütün insanlar helal (serbest) kabul etse bile Müslümanlara düşen Allah’ın hükmünü kabul etmek, bunun dışındakileri ise reddetmektir. Çünkü Müslüman bilir ki; bu mesele ibadet meselesidir ve kişi kimin hükmünü kabul edip itaat ederse ona ibadet etmiş olur. Müslüman, ancak her türlü meselede yalnız Allah’ın hükümlerini kabul edip itaat ettiğinde yalnız Allah’a ibadet etmiş olacağını bilir. Allah bu konuda kendisine hiçbir ortak kabul etmez. Allah-u Teâlâ şöyle buyurmaktadır: “Hüküm vermek yalnızca Allah’a aittir. O, kendisinden başkasına değil yalnız ona ibadet edilmesini emretti.” (Yusuf:40) “Allah hüküm vermede kendisine ortak kabul etmez.” (Kehf:26)
Sayfa 41 - Hak Yayınları
Reklam
Helal-haram koyma yetkisi kendisine ait olan Yüce Allah, din adına hareket eden bazı kimselerin, kendisinin haram kıldığı şeylerin dışında, haram-helal ihdas etme me girişimlerini şu ayetiyle uyarmaktadır: “Ne dersiniz? Allahın size indirdiği rızkın bir kısmını haram ve bir kısmını helal kıldığınıza göre, Allah mı size izin verdi yoksa Allah’a iftira mı ediyorsunuz?” (Yunus, 10/59)
Sayfa 126 - DİB YayınlarıKitabı okudu
İnsanoğlu, Tanrı adına hayatını yönlendirici bir şeyi / bir kimseyi devreye soktuğunda sorun başlamıştır. Bakın, konuyla ilgili bir âyette Yüce Allah ne diyor: “Medine çevresindeki bazı Yahudiler de tıpkı Hristiyanlar gibi tevhid inancını bozmuş, din büyüklerini (haham ve rahiplerini) ilahlaştırmışlardır.” (Tevbe 9/30-31) Meşhur sahabi Hâtem-i Tâî’nin oğlu Adî bu âyeti dinleyince: “Ya Resûlâllah! Yahudiler ve Hristiyanlar hahamlara ve rahiplere tapmazlar ki!” diye itiraz edecek oluyor. Fakat Cenab-ı Resûl diyor ki: “Evet onlara ‘Rabbimiz/ilahımız sizsiniz.’ demediler; o şekilde tapmadılar ama onların helal kıldığını helal bilip haram kıldığını haram saydılar. Oysa helal ve haram koyma yetkisi tamamen Allah’a aittir.” buyuruyor. (Bkz. Tirmizî, hadis no: 3095)
Sayfa 41 - Marmara Akademi YayınlarıKitabı okudu
Aslında, sizin tevhid gerçeğini ikrar edip etmemeniz, uygulayıp uygulamamanız Allah’a bir nakîsa veya kemal izafe etmez; bu, sizin hayatınızı etkiler. Yoksa, “Lâ ilâhe illâllah.” demişsiniz, dememişsiniz, “Allah vardır veya yoktur.” demişsiniz O’nun açısın dan bir şey ifade eder mi? İnsanoğlu, Tanrı adına hayatını yönlendirici bir şeyi / bir kim seyi devreye soktuğunda sorun başlamıştır. Bakın, konuyla ilgili bir âyette Yüce Allah ne diyor: “Medine çevresindeki bazı Yahudiler de tıpkı Hristiyanlar gibi tevhid inancını bozmuş, din büyüklerini (haham ve rahiplerini) ilahlaştırmışlardır.” (Tevbe 9/30-31) Meşhur sahabi Hâtem-i Tâî’nin oğlu Adî bu âyeti dinleyince: “Ya Resûlâllah! Yahudiler ve Hristiyanlar hahamlara ve rahip lere tapmazlar ki!” diye itiraz edecek oluyor. Fakat Cenab-ı Resûl diyor ki: “Evet onlara ‘Rabbimiz/ilahımız sizsiniz.’ demediler; o şekil de tapmadılar ama onların helal kıldığını helal bilip haram kıldı ğını haram saydılar. Oysa helal ve haram koyma yetkisi tamamen Allah’a aittir.” buyuruyor. (Bkz. Tirmizî, hadis no: 3095)
Sayfa 41 - Marmara Akademi YayınlarıKitabı okudu
Alimlerin veya Müslüman bireylerin vicdanlarına/içtihatlarna/fetvalarına dayanarak "helal-haram" koyma yetkisi yoktur.
23 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.