Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Sözünde durmak
M.Akif bir gün arkadaşlarından Eşref Edip’le öğle yemeğinde buluşmak için sözleşmişlerdi. Eşref Edip Vaniköy’de oturuyordu; kendisi Beylerbeyinde. Öğleden bir saat evvel oraya gidecekti.o gün öyle bir yağmur vardı ki, her taraf sel oldu.Eşref Edip, Mehmet Akif’in böyle bir yağmurda gelmeyeceğini düşünmüştü.Bu sebeple hizmetçiye döneceğini söyleyerek, evden çıkup yakın bir komşuya gitti.Yağmur devam ediyordu.O evden çıktıktan bir süre sonra Mehmet Akif, o yağmura rağmen Eşref Edip’in evine gelmişti. Eşref Edip, evine döndüğünde onun geldiğini hizmetçiden öğrenmişti. Akif sırılsıklam bir halde olmasına rağmen içeriye girmemiş, ‘’selam söyle’’ diyerek yağmura aldırmadan gerisin geriye gitmişti. Eşref Edip ertesi gün kendisini bulmuş durumu anlatarak özür dilemek istemişti. Ama Mehmet Akif bu olaydan dolayı kırılmıştı.Ve Eşref Edip’e şu unutulmayacak cevabı veriyordu. — Bir söz ya ölüm veya ona yakın bir felaketle yerine getirilmezse mazur görülebilir….
Kadınları sanat ve hislilik nezaketinde erkeklerden üstün buluyorum. İyi yazan kadınların çoğaldığı şüphesizdir.
Sayfa 21 - Timaş Yayınları / Hüseyin Rahmi GürpınarKitabı okudu
Reklam
- Edebiyatımızın inkişafı için hangi yolda yürümek lâzımdır? - Edebiyatın zemini dildir. Bugün Türkçe iğretiye alınmış bir binaya benziyor. Ne tarafı çökecek, ne yanı kalacak? Bu sorguların (soruların) cevabını zaman verecektir.
Sayfa 20 - Timaş Yayınları / Hüseyin Rahmi GürpınarKitabı okudu
İnsanlar Kanada edebiyatını okuyor ve bize Kanada'dan niçin Moby Dick gibi bir roman çıkmadığını soruyorlar. Moby Dick'in Kanada'da olmamasının sebebi şudur: Eğer bir Kanadalı edebiyatçı Moby Dick'i yazsaydı, onu öldüren Ahab açısından değil, balina açısından yazardı. Hiç kimse bunun farkında bile değil.
Sayfa 11 - Timaş Yayınları / Margaret AtwoodKitabı okudu
Küreselleşme seline karşı ihtiyaç duyacağımız "Ben kimim?" sorusunun cevabını, en iyi, edebi eserlerde bulacağızdır. Bu, kimlikleri paralize eden çağda, kimlikleri silen ve yüzlerini belirsizliğe mahkûm eden dönemde, yine de bir yüze sahip olduğumuzu gösterecek ayna, hiç şüphesiz ki, edebiyat eserlerimiz, edebiyatçılarımız ve edebi kültürümüz, bunların da üzerinde dilimiz Türkçenin havadaki anlamları yakalama becerisi olacaktır.
Sayfa 10 - Timaş YayınlarıKitabı okudu
Geçen yüzyılın sonlarında, büyük Devletimizin altın topraklarını bölüşmek için, Batılıların bir araya getirdikleri birçok şart, tarihî - kültürel birikme ve sürtüşmelerle iyice yıpratmaktadır iç yapımızı. Tanzimat, kısa zamanda, dış etki ve eritilmemiş iç yabancı unsurların çalışmaları ve düşünce kurumlarımızın zayıflığıyla, ufak bir kaydırış ve
Reklam
376 syf.
9/10 puan verdi
Okunmaya değer bir kitap arayan herkese... (#tatkaçıran - #spoiler uyarısı)
Az önce Değmez kitabını bitirdim İsmail Güzelsoy'un. O kadar iyiydi ki nasıl anlatacağım bilemiyorum. Kitabın başında Aras Nehri'nin dibindeki bir ediple karşı karşıya kalıyoruz. Gerçi ondan da önce kurmaca bir önsöz yer alıyor ki postmodernizmin boy gösterdiği bir bölüm bu. Sonra iki karga karşımıza çıkıyor. Bu iki karganın Aras Nehri'nin dibindeki edibin yaşayıp yaşamadığı konusunda iddiaya giriyorlar. Bu edibin ismi Faruk Ferzan. Sayfalar geçtikçe okurun kafasında "Kim ulan bu Faruk Ferzan?! " sorusu çınlıyor. Ve roman derinleştikçe derinindeki felsefe de gün yüzüne çıkmaya başlıyor. "ölüm" en çok ele alınan ve sorgulanan şey. Ve tabii ki yaşadığımız çağda karşılaştığımız kötülükler üzerinde de düşünülmüş. Altını çize çize mest olduğum çok kısım vardı. Bir yanda kadim bir Ortaçağ anlatısı havası sezerken bir yanda güncel toplumsal sorunlarımızla karşı karşıya kalıyoruz. Bu yüzden asla şu zamanda geçiyor denemez kurgu için. Bir de sanki her karakter farklı zaman dilimlerinde yaşamış gibiydiler. Hepsinin de buluşabildiği ortak bir nokta olduğu halde... Okunmaya değer bir kitap arayan herkese tavsiye ediyorum Kitapla kalın!
Değmez
Değmezİsmail Güzelsoy · Doğan Kitap · 2015479 okunma
48 syf.
·
Puan vermedi
Kitabın kahramanı olan Murat kendisini geçmişe götüren bir anahtarla geçmişe gider ve Halide Edip Adıvar ile tanışır. Onunla sohbet edip vatan için yaptığı fedakarlıkları ve milli mücadele ile Kurtuluş Savaşı'nda gösterdiği kahramanlıkları yakından görme fırsatı bulur. Bu kitabı okuyan bir çocuk hayal gücünün de yardımıyla kendisini Murat'ın yerine koyarak geçmişe gider ve Halide Edip ile tanışır onun ve Türk askerinin kahramanlıklarına şahit olur. Halide Edip'i anlatan bu kitabın her Türk çocuğu tarafından okunmasını tavsiye ederim.
Halide Edip’le Bir Gün
Halide Edip’le Bir GünMustafa Orakçı · Timaş Çocuk Yayınları · 2019102 okunma
128 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 saatte okudu
Her Gün Bir Ediple
Eser çok klişe hazırlanmış aynı kalıpta soru ve cevaplar var. Ancak o dönemin edebiyatçıları yazdıkları ile kıt kanat geçinen meşhurlardır. Ortak ifade olarak "Edebiyat bu ülkede karın doyurmuyor" olmasıdır. Bazı edebiyatçılar kendi eserlerini basit görmesi ve başkasının eserini şaheser olarak nitelemesi taktire şayan bir durum. (daha pişmedim) deyimi kendilerine şiar etmiş insanlar. Günümüzde ki edebiyatçılar ile kıyas yapıldığında bu insanlar kendi alanlarında birer ordunaryos. Ama bizim şimdiki edebiyatçılar karınları doyuyur ancak beyinler çok dolu değil. (sürahinin dibindeki) ile yetiniyorlar. Tabi ki bazı günümüzün güçlü kalemleri istisna.
Her Gün Bir Ediple
Her Gün Bir EdipleRefik Ahmet Sevengil · Timaş Yayınları · 20106 okunma
Küreselleşme seline karşı ihtiyaç duyacağımız "Ben kimim?" Sorusunun cevabını, en iyi, edebi eserlerde bulacağızdır. Bu, kimlikleri paralize eden çağda, kimlikleri silen ve yüzlerini belirsizliğe mahkum eden dönemde, yine de bir yüze sahip olduğumuzu gösterecek ayna, hiç şüphesiz ki, edebiyat eseri, edebiyat eserlerimiz, edebiyatçılarımız ve edebi kültürümüz, bunların da üzerinde dilimiz Türkçenin havadaki anlamları yakalama becerisi olacaktır.
Sayfa 10 - Timaş
Reklam
Edebiyat, "gerçek dünya"yı, onları okuyacak okurun inanç ve davranışları üzerinde sahip olduğu efektler halinde yeniden dolaşıma sokar, dolayısıyla gerçekliği yeniden maddileştirir, ama bu defaki maddileşme, kelimelerin ülkesinde cereyan eder.
Sayfa 9 - Timaş yayınları, kitabın önsözünde bulunan alıntı J. Hillis Miller'ın On Literature, kitabından çeviridir.
Margaret Atwood
"İnsanlar Kanada edebiyatını okuyor ve bize Kanada'dan niçin Moby Dick gibi bir roman çıkmadığını soruyorlar. Moby Dick'in bizde olmamasının sebebi şudur: Eğer bir Kanadalı edebiyatçı Moby Dick'i yazsaydı, onu öldüren Ihab açısından değil, balina açısından yazardı. Hiç kimse bunun farkında bile değil."
Sayfa 11 - Mustafa Armağan Önsöz'de Saturday Night (1972) 'da Judith Barker ve diğerlerinin Thinking Through Essay adlı eserinin 234. sayfasından naklediyor.
Hüseyin Rahmi Gürpınar
"İşte bunun için Türkçenin bugünki anarşik ham şeklinde yazılan eserlerinden hiçbiri yaşamayacaktır."
Sayfa 20
Hüseyin Rahmi Gürpınar
"Zâten Türkçe, Avrupa'nın diğer büyük dilleri gibi teşekkülünde tekâmül devresine girmiş bir lisan değildi. Onun için her neslin elinde hırpalana hırpalana oyuncak olmuştu. Bugün bizde yirmi sene evvelden yazılmış eserlerin içinde dil itibariyle yaşamak liyâkâtini hâiz hangisini gösterebiliriz? Fakat Avrupa dillerinde öyle mi? İki üç asır evvelkiler bugün romanlarda, sahnelerde yaşıyor. İşte bunun için Türkçenin bugünki anarşik ham şeklinde yazılan eserlerinden hiçbiri yaşamayacaktır."
Sayfa 20
Hüseyin Rahmi Gürpınar
"Edebiyatın zemini dildir. Bugün Türkçe iğretiye alınmış bir binaya benziyor. Ne tarafı çökecek, ne yanı kalacak? Bu sorguların cevâbını zaman verecektir."
Sayfa 20