TDK, oksimoronu “Zıt anlamlı iki kelimenin bir arada kullanılması,” olarak tarif etmektedir. Edebiyatta, özellikle öykülerde bu zıtlık, okuru ilk bakışta yakalayan, sorgulatan ve daha dikkatli okumaya sevk eden bir cazibeye sahiptir. Talan kelimesini duyduğumuzda aklımıza ilk önce yıkım gelir ve bu tanım sevince dair hiçbir işaret barındırmaz.
Geçmişte belki çok acı şeyler yaşadın, alman gereken sevgiyi alamadın, kötü muameleye maruz kaldın, belki de ihmal edildin. Sevilmedin, değer görmedin. Yaşadığımız olumsuz olaylardan dolayı hepimiz biraz yaralıyız. Bazılarımız zaman içinde bu yaralarını tedavi ederken bazılarımızın yaraları ise hâlâ kanamaya ve acımaya devam etmekte.
Peki,
“Hayatı bir oyuna benzetirim ben. Mesela bir insanın her günü birbirine benzer. Her insan başarılı, saygın, zengin, mutlu ve huzurlu olmak ister fakat bu farklılıklara ulaşmak için hiçbir çaba göstermez, yani aynı şeyleri yapmaya devam eder. Fakat bunları yaparken de her seferinde farklı bir sonuç almasını bekler. Birbirini sürekli tekrar eden bu hayat zinciri zamanla paslanır. Oyun böylece sonsuza dek devam eder. Farklı farklı bir şeyler yapmaya başlayan insanların bir anda gözleri açılır. Oyunun yeni aşamalarının ilk kez onlar görmüştür ve daha da ileri gidebilmek için çaba gösterirler. Bu onlar için yeni bir şeydir çünkü.”