Çoğu insan, yaşamın bir hayalden ibaret olduğunu düşünmüştür. Bu his, benim de peşimi bırakmıyor. Canlı ve meraklı duyularımızın kısıtlı sınırlarını düşününce, tüm enerjimizin salt ihtiyaçlara aktarıldığını gördükçe -ki bunun da sefil bir var oluşu sürdürmekten öte bir yararı yok- ve sonra da araştırmalarımızın sonunun pasif bir boyun eğmeden daha fazlası olmadığını, hapishane duvarlarımızı parlak şekiller ve ışıltılı manzaralarla süsleyerek mutlu olduğumuzu düşünüyorum. Tüm bunları görünce diyecek söz bulamıyorum Wilhelm. Kendime bakıyorum ve bir dünya görüyorum. Ama bu dünya farklı ve canlı bir güç yerine hayal ve karanlık arzularla dolu. Sonra her şey duyularımın önünde yüzüyor. Dünyada kendi yolumu tuttururken, gülümsüyor ve hayal kuruyorum.
İyiyim Nilgün Teyze, hem de çok iyiyim. Bak sen de fark etmişsin, göz kenarlarıma koyduğum mutluluk mimiklerimi. Biliyor musun ben hep ne istedim? Ablam bu dünyada en çok beni düşündü. Hep der ya: Bana bir şey olursa Enes'e kim bakacak, diye? Onun için vakif kurma hayalleri var ya; vakıfta onun bana baktığı gibi bakacaklarını düşündü hep. Ben de hep onu düşündüm Nilgün Teyze. Ben bir gün gidersem, o ne yapacak diye. Ben gidersem o burada tek kalacak, ama ben annemle babamın yanında olacağım. Asıl ben değil, o daha önemli. Ben de hep bunu düşündüm. Ben hiçbir zaman tek başıma olmadım, meleklerim var benim. Ama ablam tek kalacaktı, ona da bir melek lazım Nilgün Teyze. Herkesin melekleri vardır, kimi için sarılabildiğidir, kimi içinse sarılabildiğini hayal ettiğidir. Benim dünyam hayalden, düşlerden ibaret; her yanım sarılabildiğim meleklerle dolu. Hadi ver elini Nilgün Teyze sana bir şey anlatmam lazım.
Reklam
Zaten hayal dünyası öyle kolay, öyle doğal yaratılıyor ki, bunların hayal olduğuna inanılmıyor bile. O dünyada insana her şey düzme bir seraptan, aldatıcı bir hayalden ibaret gibi değil, gerçeğin ta kendisi olarak görünüyor. O zaman niçin hayalcinin ruhu sıkıntıyla doluyor, nabzı yanaklarına akmaya başlayıp bütün varlığını tanımlara sığmaz bir sevinç kaplıyor?
Belki de olduğunu sandığım her şey birer hayalden ibaret.
Zaten hayal dünyası öyle kolay, öyle doğal yaratılıyor ki, bunların hayal olduğuna inanılmıyor bile. O dünyada insana her şey düzme bir seraptan, aldatıcı bir hayalden ibaret gibi değil, gerçeğin ta kendisi olarak görünüyor..
Dünya efsane. Hep masal fakat efsane hakikate mi dönüyor, hakikat efsaneye mi? Mesele bu aralıksız döngünün düğümünü bulmakta... Yoksa hakikat adını verdiğimiz her şey hayalden ibaret midir?
Reklam
185 öğeden 171 ile 180 arasındakiler gösteriliyor.