Ne yönüm sendin, ne de adresim, Sanma ki gelipte ben seni seçtim, Ben benden bile habersizdim.. Bilmeden oldu... Bir baktım dilimde adın yazılı, Gözlerimde her gece resmin kazılı, Danıştım gönlüme, dünden razıydı, Bilmeden oldu.. Düştüm dizimde, hasret yarası, Baktım aynaya, gece karası, Bende değilmiş meğer, aşkın sırası, Özür dilerim, bilmeden oldu.. Varıp erişemedim, dudak tahtına, Ben nasıl yazayım aşk-ı bahtına Bir avuç dua bıraktım gönül kapına, Aşksın sen affet, bilmeden oldu.. Al götür beni, gecelere hapset, Cezama razıyım, senden gelsin müebbet, Aşk dediğin nasip, biraz da kısmet, Sakın vurma yüzüme, bilmeden oldu.. Bahara davetti senin gözlerin, Hercai menekşe meğer dillerin, Yarına kalsın, benim özlemim, Sevdim seni affet, bilmeden oldu.. #Ömer Faruk Güney 🍂
420 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
6 günde okudu
7:37 Nur pencereden bakıyordu ..az sonra ikizler ile olan teşrik_ i mesai'si başlayacaktı...yorgunum.dedi ..dünyayı sırtında taşıyan atlas kadar yorgunum.. Mutfağa yürüdü yumurta haşlaması lazımdı.. Rogojin pencereden bakıyordu ..bu ismin altında bir japon samurayı'mı var ?maskesinin ardına saklanmış bir kırılgan ruh ? yoksa bir rus katakter ?
Bekleyiş
BekleyişJean-Paul Sartre · Altın Kitaplar · 1992795 okunma
Reklam
508 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Menekşe kokulu sürgün hikâyeleri..
Topraklarımızda aynı tarihi, acıları yaşadığımız, aynı yerden yara aldığımız; aynı ekmeği bölüşüp, aynı destanlarda heyecanlandığımız tüm halkları kitaplarında anlattığı için Yaşar Kemal'e minnettarım. Menevişlenen denizin kıyısında bir ada, menekşelerin hercai kokusu, nar çiçeklerinin göz alıcı güzelliğiyle toprağından bereketle birlikte; hoşgörü, sevgi ve birlik filizlenen ada. Bu güzel adanın bunca acıya ve sürgüne tanıklık ettiğine inanmak gelmiyor içimden.. Savaşla birlikte mübadeleyle Anadolu'dan, Karadeniz'den, Girit'ten, Van'dan gelen insanların çaresizliği, açlığı, gurbet acısı, doğduğu topraklarda ölemeyecek olmalarının sızını yüreğimin kökünde hissettim.. Bu insanları birleştiren SAVAŞ olmamalıydı, acılar olmamalıydı. Bu insanları birleştiren düğünler, bayramlar, akşam sohbetleri, yenilen yemekler, anlatılan hikayeler olmalıydı. Bu kitapta anladım ki Yaşar Kemal'i bu kadar sevmemdeki en büyük sebep her kitabında halklarımızın çektiği acıları, tarihin ayıplarını anlatırken umudunu yüreğinden yeşertmesi.
Karıncanın Su İçtiği
Karıncanın Su İçtiğiYaşar Kemal · Yapı Kredi Yayınları · 20174,035 okunma
Nereden Bileceksin..
O eski hülyaların sahile vurduğunu Yakama bir muamma taktığım gün hatırla Gurbetin mahşerimde bir sıla bulduğunu Dağlar gibi eriyip aktığım gün hatırla Nereden bileceksin, şehrin sokaklarında Kaybolan ışıkların gözlerim olduğunu Her seher yüreğimde açan karanfillerin Her akşam ellerimde sararıp solduğunu Nereden bileceksin Kim bilir, belki bir
Seviyorum seni, çıldırasıya...
Akşam erken iner mahpusâneye. Ejderha olsan kâr etmez. Ne kavgada ustalığın, Ne de çatal yürek civan oluşun. Kâr etmez, inceden içine dolan, Alıp götüren hasrete. Akşam erken iner mahpusâneye.
Sayfa 34 - Metis YayınlarıKitabı okudu
"Akşam erken iner mahpushaneye.   İner, yedi kol demiri,   Yedi kapıya.   Birden, ağlamaklı olur bahçe.   Karşıda, duvar dibinde,   Üç dal gece sefası,   Üç kök hercai menekşe..." Ahmed Arif "Ahmed Arif, Cemal Süreya’ya öylesine inanır, onu öylesine sever ki, hiç görmediği halde,  Cemal Süreya’nın kız kardeşiyle evlenmek ister. Cemal Süreya, bu durumu kardeşine söyler. Kız şaşırır, ikisi de birbirini ta­nımıyordur. Cemal Süreya, ‘Evlen kız. Türkiye'nin en iyi şairi’ der. Zafer Çarşısı’ndaki kahvede sözleşirler. Tanışacaklardır. Cemal Süreya, kız kardeşini alır gider.  O zamanlar, çarşı kitapçılarla doludur. Bek­le bekle Ahmed Arif yok… Kitapçıları dolaşırlar. Herkesin birbirini tanıdığı çarşıda ayaküstü sohbet ederler. Ahmed Arif yok… Kız bozulur, onuruna dokunur. Cemal Süreya, ertesi gün öğrenir ki,  Ahmed Arif  gömleği olmadığı için gelememiştir" Bu şiiri başka hangi yürek yazabilirdi... youtu.be/l3G3N1ycIgo
Reklam
454 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.