Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
144 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
Kuantum fiziği alanında çalışmalar yapan eşinin yaşamı ve varoluşu araştırırken yorgun düşmesi sonucu girdiği çıkmazda kendini alkole vermesi sonucu kadının yuvasının üzerine kara bulutlar çöker. Mutlu bir evliliği olan ve eşiyle birlikte uzun araba gezilerine çıkan karısı onu bu durumdan kurtarmak için babaannesi ve onun öğrettiği dualar ile sevgisini de katarak alkolden arındırır. Fakat adamın her şeyi bilmeye karşı olan aşırı tutkusu gün geçtikçe artar. Alkol onun kafasının içindeki sesleri susturmak için kullandığı bir kaçıştır ve ondan arınınca aradığı tek cevabın ölüm olduğuna inanır. Eşi ile mutlu bir şekilde çıktıkları araba gezisinde kafasındaki sesleri susturamaz ve hızını artırarak ölüme ulaşmak ister. Kaza sonucu kendisini komaya sokar, eşini de tekerlekli sandalyeye mahkum eder. Kadın kocasına olan sevginin gücü ile hergün hastanede ona "hoş geldin" demeyi bekler. Bu arada onunla yaptığı dünyanın varoluşunu, hayatın başlangıcını ve sonunu ile ilgili yaptığı konuşmaları sorgular. Babaannesi de söylediği ayetler ile ona bu konuda destek olur. #PelinErdoğan ın yazdığı #HoşGeldin kitabı hayatın tüm zorluklarına rağmen dualar ile mucizeleri görerek ışığı yakalamak isteyenlere tavsiyemdir. @pelinerdoganart
Bermal Aydın
Bermal Aydın
Semra
Semra
#engelsizokurlaokuyoruz #hoşgeldin #muptelayayinlari #kitaptavsiye
Hoş Geldin
Hoş GeldinPelin Erdoğan · Müptela Yayınları · 202319 okunma
Hayatları boyunca hergun kendilerinden bekleneni yapmaktan epey yorgun düşmüş bir çok yoldaşımız bazı nedenlerden dolayı bu kurtuluşdan geri kaldılar Bazılarının olanlar herkes tarafından duyulduğu taktirde şaşkına dönecek hatta suçlanacak aileleri vardı bazıları ise zayıftı ve ölümün sonuçlarından korkuyordu Bunu bir dereceye kadar bende yaşıyorum kafama bir silah dayayıp tetiği çekemem çünkü kendimden daha güçlü olan birşey beni bundan alıkoyuyor üstelik her ne kadar hayattan nefret etsem de bedenim ölümü yakalayıp icabına bakacak kadar güçlü değil
Reklam
Ne kadar kötü umut edememek Herkese fazlayken kendine yetememek Mutlu haberlere artık sevinememek Öyle raydan çıktık ki elde değil delirmemek Bir neden bulup peşinden gitmeliyim Aslında bu film başlamadan bitmeliydi İlerletemediğimiz yerde itmeliydik Belki de şu hayallerimizi kitlemeliydik Bilmeseler belki gerçekleşirdi zamanla Acısı dinmeyen onlarca yaram var Hayatımı mahvetmeye yönelik kararlar Yolun sonunu görmüşken dönemiyoruz zarardan Beynim sarsılıyor, hayatı sorgulamaktan Tiksiniyorum aynadaki yorgun ahmaktan Elimde değil hergün durgun kalmakta Sıkıldım iyi olmak için şu hayatımı kurgulamaktan
Barış Yağız
Barış Yağız
Sığıntı Kuşu
akşam hüznümün soluk aynası vurdukça yüreğime kanım oynaşır derinleşir acısı parmakuçlarımın
_Din, bütün yaşamı boyunca çalışan ve yokluk çekenlere, şükretmeyi, azla yetinmeyi, kısmete boyun eğmeyi, sabırlı olmayı ve öteki dünyada bir cennet umuduyla avunmayı öğretir. _Din, halkı uyutmak için afyon niteliğindedir. _En derin dinsel önyargı kaynağı yoksulluk ve cehalettir. Savaşmamız gereken kötülük de budur. Din aldatmacasının gerçek
Bu soygun sisteminin bezirgan-tefeci komedyası, bir kaç yüz Parababasının, Türkiye ölçüsünde, en ücra dağbaşı köyüne dek el atmış haydutlar şebekesine profesyonel gerici yetiştirme trajedisine paravan oluyor. Dersine çalışacak lambası bulunmayan fukara çocuğu, resmi ilkokuldan çıkar çıkmaz, taze yorgun beynini, o haydutlar şebekesinin sille tokat
Reklam
kırmızı mercan gürültüsü
hummalı birer mevsimdir oysa hayatlarımız bir bir sönerken zaman yorgun yüzlü akşamlar gibi çökerim hergün dizlerimin üstüne ne kadar iyi ağırlasam da kendimi dünya denen pencerede yine de kıramaz bir anne; bir çiçeğin kalbini bile. ... çok kereler tedirgin yanlarımdan olma bir orduyla baktım toprağa yavuz bir arkadaştı ölüm kelimeler tarandım anlaşılmasın diye acemiliğim bazı raflarda bilmemiştim oysa ölümün yakama konmuş bir gül olduğunu. ... ben uzun bir yoldan gelmiş gibi öyle cömert bakarım ki suya hatırımın sayıldığı kıyılara bir tek gemi bile yanaşmaz hıncımdan ayak seslerim kırmızı mecan gürültüsü savrulur taşlıklara sere serpe ki insan sadece insan mı yoksa ne; bir tek göğü mezar edinen kendisine.
Sayfa 15 - selam yıldırım kıldanKitabı okudu
akşam hüznümün soluk aynası vurdukça yüreğime kanım oynaşır derinleşir acısı parmakuçlarımın kırmızı bir ölümü görmüş gibi kanarım.   yoruldum
Sayfa 6 - Mayıs
215 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.