Sarkis Çerkezyan usta hakkında çokça yazıldı, belgeseli de çekildi, ki belgesel çok büyük bir boşluğu dolduruyor. Peki o zaman neden bir Çerkezyan yazısı daha? Çünkü Sarkis ustanın hatıratı, yeterince kapsamlı ele alınmamış önemli ayrıntılara yer veriyor. Bu ayrıntılara hakkını veren bir incelemenin tarihsel bağlamı çözmek için yararlı
Çokkültürlü bir toplumun oluşturulması ve sürdürülebilir bir nitelik kazanması açısından, kültürlerarası psikoloji, önemli bilgi ve beceriler sunuyor. Kültürün insan psikolojisi üstüne etkilerine odaklanan kültürel psikolojinin ötesine geçen kültürlerarası psikoloji, en az iki kültürün ele alındığı bir bilgi pratiği olarak karşımıza
Şekillendirmek için sokulduğum
Zorlu ve zorunlu
Birkaç senelik işlem sonrası
Özgürlüğüm bana verildi
Ama özgürlüğümü de
Zorla verdiler bana
Oysa insan hürdür
Hür doğar
Herkes böyle yapmıyordu muydu zaten? Herkes numara yapıyor, olmadıkları biriymiş gibi davranıyordu. Bütün dünya yalanlar ve kandırmaca üzerine kurulmuştu.
İçimde kimsenin kötü düşünmediğini düşünmeye çalışıyorum ama sanki herkes yürüyor ya da yürüme maksatlı konuşmak istiyor ya da iyilik yapıyor gibi görünüyor diye algılamaya başladığımı fark ettim. Bu çok yoruyor ama kadın olarak o kadar fazla şey gördüm ki güvenemiyorum ya da saf iyi niyetli olunduğuna inanamıyorum. Herkese karşı böyle önyargılı olmak istemiyorum artık. İster istemez bu kendimde de kibire neden oluyor. Kişileri cinslerinden bağımsız düşünüp ortam da yüksek oranlı kötü niyet görmüyorsam eğer önyargısız yaklaşabilmek istiyorum. Toplumun ve dünyanın biz kadınlarda oluşturduğu savunma mekanizması bu galiba. Ama kendimiz de yoruluyoruz bu durumdan. Dediğim gibi önyargısız ve insan olarak çevreme yaklaşabilmek istiyorum.
Eğer unutulmanın kaçınılmazlığı seni endişelendiriyorsa bunu görmezden gelmeye çalışmanı öneririm. İnan bana diğer herkes böyle yapıyor.
_Aynı Yıldızın Altında_
Küçük hesaplarla hiç işim olmadı.
Çocukça küsmeler, anlamsız tripler hiç bana uymadı.
Şu hayatta paraya insan kadar deger vermedim.
Eşyada, çulda çaputta değil
Ben kaliteyi insanda sevdim.
Lafını sözünü tartarak,
İki dinleyip bir konuşanların hastası,
Halden anlayıp
Söylemeden yapanın,
Sözünün arkasında dağ gibi duran,
Buluttan nem kapmayıp,
Yüreği yormayanların hayranıyım.
İnsan dediğin zaten böyle olmalı değil mi?
Severken de, sayarken de, giderken de nezaket kuşanmalı.
Öte türlüsü cidden ömür törpüsü.
Şundan o kadar eminim ki,
Kıymet bilmeyen kıymetsize düşüyor,
Rüzgar eken fırtına biçiyor.
Kalite asla tesadüf değil,
Herkes kendine yakışanı yapıyor ve önünde sonunda hakettiği gibi yaşıyor...
İnan Durak TAŞ
Yiğit Bener’in muazzam bir çeviriyle Türkçe’ye kazandırdığı, Louis Ferdinand Celine’in “Gecenin Sonuna Yolculuk” adlı romanının, edebiyat eserinin alımlanma sorunu üzerine iyi bir örnek teşkil ettiği kanaatindeyim. Bu kanaatimi güçlendiren şey ise, çevirmenin yazdığı “Sonsöz”de, kendi kabulleri ve eser arasında kurmaya çalıştığı belli