Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
"Herkes böyle yapıyor, ben niye daha fazla çaba göstereyim ki?" Bu en ahlâksız sözdür. Zira bir kul "çevrem bozuk" diye bozuk olmayı kabul edemez. "Zaman öyle" diyerek Allah'ın ve Resûlünün(sav) emrini bir kenara bırakamaz.
Sayfa 126
Eğer insan gerçek manada iman etse ve imanın tadına varsa,bu tatlı nimetten başkaları da istifade etsin diye bir gayret içerisine girer...Ve Ebû Bekir (r.a.) böyle yapıyor.Nice adam gibi adamları getiriyor.Bu saydığımız isimler İslâm tarihinin en yıldız isimleri ve çoğu Aşere-i Mübeşşere diye tarihe geçecek olan zatlar.
Sayfa 107
Reklam
Bob Proctor
Çekim yasası bir yaratım yasasıdır. Kuantum fizikçileri bize, Evren’in tamamının düşünceden doğduğunu söylerler! Siz hayatınızı düşünceleriniz aracılığıyla ve çekim yasasıyla yaratıyorsunuz ; çevrenizde gördüğünüz herkes de bunu böyle yapıyor . Bu sadece siz bunu bildiğinizde çalışır diye bişey yok. Bu yasa hayatınızda her zaman çalışır ve tarihte de herkesin hayatında çalışmıştır. Bu büyük yasayı fark ettiğiniz zaman , ne kadar akıl almaz bir gücün sahibi olduğunuzu ve yaşamınızı DÜŞÜNEREK var edebileceğinizi de fark edeceksiniz .
"En azından iyileşmiş görünüyorsun." "İzi kalacak" "Onu gören tek kişi olduğum için kendimi özel hissediyorum." "Belki de hayal gördük," dedim. "Mağara pek de güvenilir bir yer değildi." "Hayal görmedim, Nova." Bakışlarını da parmaklarını da yüzümden çekti. "Ama senin gördüklerini
Sayfa 200Kitabı okudu
Ben farklı olmaya çalışmıyorum ki . Ama dürüstçe konuştuğum zaman herkes beni ya şaka ya da rol yapıyor sanıyorum. Böyle olduğunda da her şey eziyete dönüşüyor..
Sayfa 104Kitabı okudu
EFELYA'dan... ........ Elif, Ferhat'ı daha yakından tanımak için, çocukluğuna dair hatıralarını anlatmasını istedi ondan; sonra sesine bir avuç fesleğen katıp: “Dur, önce anneni anlat, çok merak ediyorum, yaşıyor değil mi?” “Yaşıyor değil mi?” cümlesiyle Ferhat birdenbire dağılmıştı. “Hayır, yaşamıyor; çocukken kaybettim
Reklam
BİR ŞEYLER EKSİK Ya sevgiye, ya da arzuya ,nesne olmak istiyoruz. ...arzuladığımıza ulaşmak, arzulandığımızda da ulaşılmak istemiyoruz. ''Sevmeyi becerecek kadar kendi benliğimizden feragat etmeyi bilmiyor, arzulamayı becerecek kadar da bilinmeyene ve tehlikeli olana yelken açmaya cesaret edemiyoruz.''
BİR ŞEYLER EKSİK ," Lacan aşk hakkında konuşurken "Aşk sahip olmadığınız (sizde olmayan) bir şeyi, onu sizden istemeyen birine vermektir/vermeye çalışmaktır, Acınası bir durum gibi görünüyor, değil mi? Ortada verilecek bir şey yok, ama zaten onu isteyen de yok. Ancak "aşk" gene de var. Çünkü o öteki her kimse, onun
Alper'se annesine kesinlikle katılmıyordu ve susmadı: "Bizim okuldakiler gibisin aynı," dedi. "Amerikan sistemiyle en iyi eğitimi al, Amerikalıların kurduğu okulda oku, hocalarının oradan mezun olmasıyla övün, kendin de oraya gitmeyi hayal et ama Sıtarbaks'ı taşla." "Babasına hayır olsun diye mi yapıyor
Sayfa 38 - Giriş, Çözdüm nihayet o büyük sırrıKitabı okudu
Dostoyevski'nin Anna Karenina incelemesi!
Başlangıçta çok beğendim; başımı kaldıramıyordum; ayrıntılarına kadar bayağı hoşlanmıştım; ancak bütününde ilgim azaldı. Bunu bir yerlerde okumuşum gibi gelmişti bana, evet, hâlâ belleklerde tazeliğini koruyan, Kont Tolstoy'un Çocukluk ve Delikanlılık, Savaş ve Barış adlı yapıtlarında da aynı hava vardı. Konusu farklı olmakla birlikte Rus
Sayfa 701 - 702, 703, 704, 705, 706, 707, 708, 709, 710, 711, 712 Yapı Kredi Yayınları
Reklam
Türkiye son yıllarda bir beka problemi tartışıyor. Beka problemini sâdece askerî ve ekonomik alanda mevcutmuş gibi görmek, fiili duruma nüfuz edememişlikten kaynaklanır. Beka problemi asıl kültür sahasında geçerlidir. Merhum Prof. Dr. Halûk Dursun dostumuz, son günlerinde sık sık "Bir kültür seferberliği yapmalıyız" diyordu. Çünkü o
Sayfa 273 - Kırmızılar Yayıncılık, Baskı Tarihi: Mart 2020Kitabı okudu
Önce kendimizi...
Bir de "Ne yapalım, herkes böyle yapıyor." âdetimiz var. Yaptığımız hatalardan, aynazlıklardan, haksızlıklardan başka insanları ve toplumu örnek göstererek sıyrılmaya çalışırız. Rabbimiz Yüce kelamında insanların çoğunun nasıl olduğuna dair bize beyanda bulunuyor. "Ekseru'n-nâs", yani "insanların çoğu" ibaresi pek çok ayette şu şekillerde geçer: "İnsanların çoğu cahillik ediyorlar", "İnsanların çoğu bilmez", "İnsanların çoğu şükretmez", "insanların çoğu iman etmez", "insanların çoğuna nankörlükte direnerek yüz çevirir." Rabbimizin bu fermanından ne ders alalım? Artık başkalarını mazeret olarak kullanmayı bırakalım. Mahşerde hesap her birimize sorulacak. Önce kendimize bakalım, kendimizi düzeltelim.
Sayfa 231Kitabı okudu
Hep bugünün ötesindeki şeyleri hatırlıyorum. Gereksiz bir sürü şey. Oysa adama dün lazım değil ki. Bugün yaşıyor musun? Ne âlâ. Bugüne bakacaksın. Dünü de, yarını da boş vereceksin. Şimdi herkes böyle yapıyor. Bir de ben öyle, onlar gibi yapabilsem...
- Ya savaştaki öldürmeler? İnsanları kardeş sayan, düşmanlarınızı sevin, diyen o adamın ümmetini buna nasıl sürüklüyorsunuz? Bu soru üzerine kankırmızı yüzlü şeytan sırıttı. Ağzından alev püskürterek, kalın kuyruğunu keyifli keyifli sırtına vurdu: - Bu işi şöyle yapıyoruz: Her millete, kendisinin yeryüzündeki milletlerin en üstünü olduğunu aşılıyoruz. Almanlar: "Deutschland über alles"* diyor, her millet (Fransa, İngiltere, Rusya) "Biz en üstünüz" diyor. Böylece her millet, diğer milletlere kendilerinin hükmetmesi gerektiğine inanıyor. Herkes böyle düşündüğü için her ülke, komşususun tehlikeli olabileceğinden korkuyor ve savunma hazırlıkları yapmaya başlıyor. Bir tarafın savunmaya hazırlandığını gören öbür taraf daha fazla hazırlık yapıyor. Artık öyle bir hale geldiler ki, bizlere "katil" diyen o adamın dinine inanan tüm insanların belli başlı işi insanları öldürmek ve bunun için hazırlıklar yapmak.
Ben ve elimdeki plastik torbalarım, bu dünyanın içinde, kendi halimizde duruyorduk. Kendimizin ve bu dünyada olduğumuzun hiç mi hiç farkında değildik ki, birden asansörün kapısı açıldı. Hani olur ya, kendi kendinizeydiniz, asansörün içindeydiniz, birden kapı açılınca şaşırdınız. Güzel bir kadın. Güzel bir kadın mı? Bundan bile emin değilsiniz.
990 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.