540 syf.
9/10 puan verdi
Dikenler Ve Güller Sarayı #KitapYorumu "Neden?" "Çünkü tek başına savaşmanı istemedim. Ya da tek başına ölmeni." Herkese merhaba Başlamdan önce konusunu dahi bilmediğim sadece fantastik bir seri olduğunu bildiğim, her yerde gördüğüm ve okuyan herkesin sevdiği o seriye başlamış bulunuyorum. Feyre babası ve iki ablasını
Dikenler ve Güller Sarayı
Dikenler ve Güller SarayıSarah J. Maas · Dex Kitap · 20163,987 okunma
382 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
19 günde okudu
Doğu - Batı demeden bütüncül düşünebilmek.
Ahmet Hamdi Tanpınar, Hayri İrdal'ın hayatını temel alarak Türk toplumunun değişimler karşısındaki tutumunu anlatmaktadır. Dört bölümden oluşuyor: büyük ümitler, küçük hakikatlar, sabaha doğru ve her mevsimin sonu vardır. Yani Tanzimat dönemi öncesi, Tanzimat dönemi ve Cumhuriyet. Kahramanlar sembolik kullanılarak üç dönemin eleştirisi yapılır. Kara mizahtır. Okurken ister istemez gülüyorsunuz :) Ahmet Hamdi Tanpınar, başarılı evrensel kurgu hikaye oluşturmaya başarmış. Doğu - Batı çatışmasını anlatırken zaman kavramlarını kullanmış. |•SEVDİĞİM BİRKAÇ ALINTI| ~"En iyisi düşünmemekti. Kaçmaktı. Kendi içime kaçmak. Fakat bir içim var mıydı? Hatta ben var mıydım? Ben dediğim şey bir yığın ihtiyaç, azap ve korku idi." ~"Realist olmak hiç de hakikati olduğu gibi görmek değildir.Hakikati görmüşsün ne çıkar? ... Newton başına düşen elmayı, elma olmak haysiyetiyle mütalaa etseydi belki çürümüş diye atabilirdi.Fakat o, böyle yapmadı. Şu elmadan nasıl istifade edebilirim? diye kendine sordu. Azami istifadem ne olabilir? dedi. Siz de öyle yapın" ~"Ben aşktan daima kaçtım. Hiç sevmedim. Belki bir eksiğim oldu. Fakat rahatım. Aşkın kötü tarafı insanlara verdiği zevki eninde sonunda ödetmesidir. Şu veya bu şekilde. Fakat daima ödersiniz. Hiçbir şey olmasa, bir insanın hayatına lüzumundan fazla girersiniz ki bundan daha korkunç bir şey olamaz..." ~Bütün hayatım boyunca dikkat ettim. İnsanın daima en çok korktuğu şeyler başına geliyor.
Saatleri Ayarlama Enstitüsü
Saatleri Ayarlama EnstitüsüAhmet Hamdi Tanpınar · Dergah Yayınları · 202342,2bin okunma
Reklam
Muhammed, Tanrı, Atatürk, edebiyat, din, bilim, felsefe, sanat, homo sapiens...
Kimse Muhammed peygamberi, Tanrı'yı, Atatürk'ü ya da herhangi birini sevmek zorunda olmadığı gibi edebiyatı, bilimi, sanatı, felsefeyi, dini vs. de sevmek zorunda değil. Muhammed peygamberi çok araştırdım, okudum, düşündüm, tartışmaları dinledim, taraf oldum, taraf değiştirdim ve işin içinden çıkamadığım için rafa kaldırdım. Zihnimde bu
158 syf.
·
Puan vermedi
·
4 günde okudu
Sanırım tek beğenmeyen benim. Hiç sevmedim ve resmen kendimi zorlayarak, sırf yarım bırakmayı sevmediğim için bitirdim. Kitap boyunca zihnimde yolculuğa çıktığım tek bir kitap oldu. Orhan Kemal'in Bereketli Topraklar Üzerinde kitabı. Yoksulluksa yoksulluk, açlıksa açlık, sömürüyse sömürü, menfaatperestlikse menfaatperestlik, vefaysa vefa, insanlıksa insanlık; sürer gider.. Hepsini bir arada yaşamıştım. Ve hiç birinde bir ''şımarıklık'' yoktu. Hâlâ, âdeta filmini izlemişim gibi, sahneleri gözümün önündedir. Bu kitapta gördüğüm tek şey, bir taraftan açlığıyla, yoksulluğuyla barışıkMış gibi davranan ama kendi gibi bir yoksulla karşılaştığında olanca karaktersizliğini ortaya koyan ve hatta trajikomitir, o yoksuldan ''tiksinebilen'' kendini, ne yapacağını bilmez ''ukalâ'' bir kişi. İçten içe zenginliğe (mesela Ylajali diye hayalinde uydurduğu kadına yönelik hayalleri buna çok güzel örnektir) öykünmesi ama, o öykündüğü şeyleri hayata geçirmek için, mantıklı bir adım atamaması. Psikolojik bir vaka. Sadece bir kurgu olsaydı, kurgu der geçerdim -ki kurgu olarak düşünsem, psikolojik bir vaka olarak düşünürdüm, açlığının benim üzerimde hiçbir etkisi olmazdı- ama yazarın öz yaşam öyküsü olduğu için üzerinde duruyorum. Yazar hakkında, Hitler'i ziyarete gittiği rivayet edilir. Ve savaş sonrası, sırf bu yüzden, okurlarının kitaplarını evinin önüne atıp, tek kelime etmeden, sessizce yaktıkları. Nobel Ödülü (!) aldıktan sonrasındaysa ruh hastalığı teşhisi konulup, evine hapsedilmesi. Eh, tam da bu işte. Zaman kaybıydı benim için ama insan bilmeden de fikir sahibi olamıyor, olmamalı, diyerek bitireyim.
Açlık
AçlıkKnut Hamsun · Varlık Yayınları · 201728,4bin okunma
bu şiir bir başyapıttır°
"yıl 62 mart 28 Pırağ-Berlin tireninde pencerenin yanındayım akşam oluyor dumanlı ıslak ovaya akşamın yorgun bir kuş gibi inişini severmişim meğer akşamın inişini yorgun kuşun inişine benzetmeyi sevmedim toprağı severmişim meğer toprağı sevdim diyebilir mi onu bir kez olsun sürmeyen ben sürmedim Pılatonik biricik sevdam da buymuş
Sayfa 212 - Yapı Kredi Yayınları
Yazdığımı sandım, ama hiç yazmadım, sevdiğim sandım, ama hiç sevmedim, kapalı bir kapı önünde beklemekten başka bir şey yapmadım hiçbir zaman.
Reklam
1.000 öğeden 651 ile 660 arasındakiler gösteriliyor.