Murat portakal kokulu sevdiği Defne'yi yalnız bırakmaktan korkarak açtı gözlerini. En yakınını kaybettiğini bilmeden. Defne ise o deniz gözlere bir kez daha bakmak için dualar ederken ruhundaki yeni cana tutundu. Murat işleri sebebiyle girdiği ihalelerde kendine bir düşman edinmişti ve bu düşmanda hayatlarının her boşluğuna sızmaya çalışmaktadır. Sadece buda değil başlarındaki kara bulutları dağıtmak hiçte kolay olmayacak gibiydi. İki sevdalı yüreği bir çok imtihan daha bekliyordu. Sevdalarını sınayacak, hatalar yaptıracak ama ne olursa olsun birbirlerinde şifayı bulacaklardı...
Ahh yeniden benim üzümlü kekim Murat 'ı okumak şahaneydi. Gerçekten adamın hikayeleri benim bile ruhuma dokundu. Vay arkadaş ben kesinlikle bu adamdan istiyorum ya. Çıtayı aldılar öyle bir seviyeye koyduklarki, ben daha fazlasını görmeden sevdalanmam artık. Yazar bizi ilk kitabında sevdanın doruklarına çıkarırken bu kitabında tamamen hüzün yağmurlarıyla ıslattı bizleri. Bir çok yerinde göz yaşlarımı tutamadığımı itiraf edeyim. Ama ben keisnlikle o laz oğlunun bir damarını görmek isterdim. Bu konuda bile nahif hallerinden ödün vermeden Defne'nin yanında oldu. İyi ki tanıştım dediğim bu yazarla kesinlikle sizde tanışık olmalısınız.
Yazarın okuduğum ilk kitabı ancak son da olabilir :) Yazar öyle bir uzatmış, öyle bir eveleyip gevelemiş ve konuyu o kadar uzatmış ki normal şartlarda kitabın konusu beşyüz küsür sayfa olabilecek bir seviyede değil. Özellikle heyecan arayan okurların uzak durması gereken bir kitap.
Masumiyet MüzesiOrhan Pamuk · Yapı Kredi Yayınları · 202241,6bin okunma
Kendimizi çok iyi tanıyoruz öyle değil mi? EVEET...
Kendimizi bilmeyeceğizde başka neyi, kimi bileceğiz.
DEĞİL.. Öyle olmadığını yüzümüze tokat gibi çarpan bir kitap.. Psikoterapist olan yazarımız, kendimizle ilgili her davranışımızın en derinlerde yatan sebeplerini mercekle incelercesine bize gösteriyor. Bizi biz yapan davranışlarımızın
"Başarının efendisi olmak için çalışmanın kölesi olmak gerekir." Albert Einstein
Ben bu sözü ilk duyduğumda aslında sadece başarıyla ilgili biz söz sanmıştım fakat düşününce hiçte öyle değil. Aslında burada başarının yanı sıra istediğimiz bir şeyin gerçekleşmesi için bizim harekete geçip bir şeyler yapmamız ve istediğimiz şey olsun diye fedakarlık yapmamız gerektiği de vurgulanmıştır. Yani çalışmanın kölesi olmadan başarılı olamayız. Yorulsak da hatta pes etme noktasına gelsek de sonunda amacımıza ulaşırsak "Ben başardım" demenin keyfine deydiğini fark edeceğiz... Umarım hayatınız da bol bol "Ben başardım."larla geçer:)
Kitap, O’nun(s.a.v) hayatının bir sıfatlar yığınıyla kaplanmış olduğunu, yaşanmış olan en etkileyici yaşamlardan biri olan Hz. Peygamberin hayatının her yönüyle bilinmesi ve anlaşılması gerektiği iddiaları ile başlıyor. Bu anlamda yeni bir bakış açısı kazandıracağını düşünerek heyecanla başladım. Kendini “Kur’an’ın tanımladığı gibi bir Müslüman”
Kitabı çok beğendim. Genelde felsefe kitapları insanları korkutur. Bu hiçte böyle değil çok anlaşılır çok akıcı.
Bizlerde İslam'la felsefeyi bir arada işlemek bir tabu ama öyle değil aslında İslam ile felsefe içiçe. Bence Farabi nin hayatı ve eserleri uzun uzun anlaşılmalı. Güzel bir kitap iyi okumalar...
Selamm
Bugün sizlere çok severek okuduğum fantastik bir kitapla geldim. Sevgili Özge Özdemir’in Uyum kitabıyla.
Yazarın ilk kitabı olmasına rağmen kalemi, kurgusu, hayal gücü ve kitabın akıcılığı çok iyiydi. Ben çok sevdim ve devamını da aşırı merak ediyorum.
Resmen soluksuz ve heyecanla okudum, her sayfasını ayrı bir merakla çevirdim, acaba
Merhume
Bu ay grup okumamız Merhume eseriydi. Zor ve güç bir okuma oldu hepimiz için. Umuyorum ki bir sonraki ay çok keyifli ve güzel bir okuma olacak.
Kitabın konusunu değil de hissettirdiği duygulara dair bir yorum yazmak istedim.
Kadınların yaşadığı acıları göstermesini üzücü, hatta kahreci buldum. Oraları çok realist bir bakış açısı ile yazmış yazar. Ama başından beri çok karmaşık bir üslup kullanması yorucu ve anlaşılırlığı düşük oldu.
Sonunda eğer istenilen beklentiyi karşılayabilseydi olumsuz yönlerini görmezden gelebilirdim belki ama maalesef ki sonu yeterlilik bakımından hiçte tatmin edici olmadı.
Kitapta, kadınlara yapılan haksız duruma, bir meta şeklinde gösterilmesi çok sinir bozucuydu. Bu kadar çok çarpık ilişkilerin olması da tahammül sınırlarımı zorladı diyebilirim. Yeraltı edebiyatı türünü beğenirim ama bu kitabı hiç beğenmedim.
#kitapalıntıları :
Gün var bir an kadar, gün oluyor asra bedel.
"Bu âlemde hiçbir mahlûk yoktan var, vardan yok olmayacağı gibi, bir kez zikredilmeye başlanan hiçbir hikâye de yarım kalmayacaktır. Her hikâye elbet bir nihayet bulacaktır."
Utanç duygusu kan gibi ılıktı. Öyle pervasızca sırıtıverenler yaralıyor, sırıtma aya gayret edenler öldürüyordu.
#heraybirşiirbirromanokuyoruz grubum ile birlikte okuduk.