İlkin hayatı anlamlı kılmanın başlıca yollarından biri olan hikâye anlatma sanatı, dili kullandığımız, kendimizin dışında başka insanların da var olduğunu bildiğimiz ve zamanın içinde kaldığımız sürece varlığını hep devam ettirecektir, derdi sözgelimi. Sonra, biliyor musun, aslında zihin denen fahişe de bir hikâye anlatıcısıdır, derdi. Sonra, görünmeyeni anlatmak hüner değildir, tam tersine bir çeşit kabalıktır ve ayıptır, görünmeyeni sadece görünür kılacaksın, derdi. Sonra, akıl insanın en büyük yarasıdır, kalemi eline aldığında aman ha ondan uzak dur, fazla sokulma, derdi. Sonra, hikâye anlatırken kelimeleri habire kusmayacaksın, birçoğunu yutacak ve kâğıdın üzerine de yuttuğun kelimelerin boşluğunu bırakacaksın, derdi. Bazı hikâyeler kendilerini bir çeşit hikâyeler topluluğu şeklinde gösterirler, onları tutup herhangi bir yöne doğru yürümeye zorlama, nemelâzım, takıl peşlerine git, derdi. Sonra, zaten gerçeklerin birazı gerçek değildir bu nedenle söyleyeceğin yalanlardan bazılarını tamamlama, bırak kubbeleri eksik olsun, derdi
Sayfa 260Kitabı okudu
1k Bursa Okuma Grubu hikaye tamamlama etkinliği
Siteden hatırlayanlar belki vardır. Yıllar önce burada hikaye tamamlama etkinlikleri yapardık. Katılımcılar sırayla hikayeyi devam ettirir ve ortaya okuması çok eğlenceli hikayeler çıkardı.
Sevgili okurlar, biz de grubumuzca böyle hikaye yazmaya karar verdik. Haziran ayından itibaren her pazar da hikayenin yazılan kısmını sizlere paylaşacağız. Eminim sizler de merakla hikayenin devamının gelmesi için bekleyeceksiniz.
Bu hikayelerin grubumuzca her sene geleneksel olarak yazılması dileğiyle...
Yarım kalmış bir hikaye bizimkisi.
Yarım kalmış sevmelerle dolu.
Yarım kalmış bir gülümseme
Kanatılmış sevinçlerle geçmiş bir ömür işte.
Yani neresinden tutsan bir ucu kırık
Bir kez mülteci olduysa yüreğin
Hiç bir duvarda tek kare fotoğrafın olmaz.
Hiç bir albüme düşmez yüzün.
İçinde hep bir şehir boşluğu
Hep bir yolculuk içinde
Rüzgarda
360 syf.
·
Puan vermedi
Herkese selam!
Bugün @flymebookclub ile beraber okuduğumuz #belladonna kitabıyla geldim.
Ben Harry Potter dışında fantastik kitaplarda hep anlama zorluğu yaşıyorum okurken. Ya zamanı ya da mekanı bir şekilde kaçırıp duruyorum fakat şöyle bir durum var bu kitaba adaptasyonum tamdı ve ben bayıldım! Benim gibi fantastik kitaplara acemi olanlar için harika bir başlangıç kitabı, fantastik sevenlere de muazzam bir şölen... Kitapla ilgili tek bir eleştirim ya da keşkem yok. Gerçekten çok ama çok sevdim...
Kitabımızın kahramanı biricik Signa Farrow normalin en ötesinde bir insan olabilirse öyle biridir. Gittiği her yerde bir yaka iğnesi vardır; ölüm... Ailesiz kalarak hayatta kalmaya çalışan Signa Farrow akrabaların evlerine gitmiş ancak burada da tek kalmamıştır, ölüm yine onunladır. En sonunda geldiği Thorn Grove ise tüm hayatını değiştiren gizemlerle dolu olan o yerdir...
Hem ruhları görebilen hem de ölümü görebilen Signa Farrow geldiği Thorn Grove'da gizemin peşine düşer. Beni en çok etkileyen ve bir daha , bir daha konuşun dediğim kısım Signa ile Ölüm arasındaki diyalogdu ve gerçekten muazzamdı.
Ah ben Sylas hakkında hiç acaba demedim ya, okurken hiç öyle de bakmadım. Yeni yerdeki yeni bir karakter diye düşündüm ama 
Pelin Alptekin yakalamış vallahi.
Kitabın 2/3 kitap olacağı yönünde yazıları okuyunca korktum, acaba yarım kalan bir hikaye mi okuyacağız diye ama kitap hiç yarım kalmadı bence tamamlanma hissini hissettim o yüzden çok mutlu oldum ayrıca @thebookssofar çok mutlu olacak çünkü onun en sevdiği şey var kitapta, ikinci kitaba atıf...
Velhasıl...
Tavsiyemdir! Mutlaka okuyun. Gerçekten şahane bir kitaptı.
