Sigmund Freud’dan bir söz aklımda yer edindi. “Bir gün dönüp geçmişe baktığınızda, mücadelelerle geçen yılların hayatınızın en güzel yılları olduğunu fark edeceksiniz.” Bu sözcükleri düşündüğümde ilk aklıma Alya ve hastalığı geldi. Eğer ben mücadele edersem ve bir çözüm yolu bulursam, kızımı iyileştirebilirsem, ileride bu yıllarımı hatırladığımda ne kadar güçlü bir kadın, bir anne olduğumu göreceğim.
Sayfa 80 - Dokuz YayınlarıKitabı okudu
Şu evrende siz tanrılardan Daha zavallısı var mı bilmem: Kurban vergileri Dua üfürükleriyle beslenir Haşmetli varlığınız zar zor. Size umut bağlayan budalalar, Çocuklar, dilenciler olmasa Yok olur giderdiniz çoktan.
Sayfa 59 - İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Reklam
İmam Ahmed ve Hakim-ki onun senedinde (ravileri arasında) İbn Lühey de vardır- merfûan rivayet ettikleri bir hadiste, Mescidde (ibadeti huy edinip) oturan şu üç güzel hasletle karşılaşır: 1 -Fayda göreceği bir kardeş, 2- Hikmetli bir söz, 3 -Beklenen rahmet (-i ilahi) buyurulmuştur.
Sayfa 94 - Bedir YayınlarıKitabı okuyor
261 syf.
9/10 puan verdi
Sineklerin Tanrısı, 1954’te William Golding tarafından yayımlanan, bir kaza sonucunda ıssız adaya düşen çocukların yaşam ve umut macerasını anlatan bir hikayedir. Hikaye, yaşları 6 ile 12 arasında değişen çocukların adada hayatlarını devam ettirebilmeleri için sistemler kurmalarını ve bu sistemlerin işleyişini anlatmaktadır. Yetişkin yardımı görmeyen çocukların hayat mücadelesini ve psikolojik iyi oluş hallerini çok iyi bir şekilde dile getirmiştir. Çocukların psikolojileri sosyal, ahlaki, biyolojik, bilişsel ve öğretisel açıdan birçok faktörden etkilenmiştir. Hikayenin sonunda ise çocuklar kurtulmuş ancak adanın eski halinden eser kalmamıştır. Romanın en ilginç yanı da, mutlu sonla, bir kurtuluşla biter gibi görünmesine rağmen aslında kurtuluşun söz konusu olmamasıdır. Çocuklar evlerine sağ salim geri dönse de, yine bir kaos ortamında yaşamak zorunda kalacaklardır. Hepsinden öte, adada yaşadıklarını bütün hayatları boyunca unutamayacakları, bir daha asla eskisi gibi olamayacakları daimi bir travma olarak kalacaktır. Masumiyet ve saflık kaybolmuştur artık onlarda. Her zaman, küçük de olsa bir umut ışığı vardır ve olacaktır. En korkunç anda bile doğru yolu göstermeye çalışacak bir Simon, akıl verecek bir Domuzcuk, zorbalıklara boyun eğmeyen bir Ralph olacaktır. Önemli olan, yardım öneren ellere deniz kabuğunu uzatabilmek ve dinleyebilmektir. Yakılan ateşe bir odun daha atabilmektir. Sineklerin Tanrısı en hiddetli haliyle tehdit etse de, onun gerçek yüzünü görüp kazanma yolların aramak vazgeçilmez olmalıdır.
Sineklerin Tanrısı
Sineklerin Tanrısı
William Golding
William Golding
Mina Urgan
Mina Urgan
Sineklerin Tanrısı
Sineklerin TanrısıWilliam Golding · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202081,2bin okunma
Ahlak
Gönül sultanlarından Ma'ruf-i Kerhî (k.s)bir gün müridleriyle Dicle kenarında oturmuş sohbet ediyorlardı.Uzaktan bir sandalin gelmekte olduğunu gördüler. Sandalda kadınlı-erkekli bir grup saz çalıyor, şarkı söylüyor, çılginca eğleniyorlardı. Müridlerden biri, "Hocam, şunlara beddua edin de suda boğulup helak olsunlar, bir daha böyle edepsizlikte bulunmasınlar" dedi. Ma'rüf-i Kerhi (k.s) ellerini kaldırdı ve içtenlikle şöyle dua etti; "Ya Rabbil Sen şu kullarını dünyada güldürdüğün gibi, âhirette de sevindir." Talebeler şaşkınlık içinde kaldılar. İçlerinden biri. "Efendim, ettiğiniz beddua değil, hayır duadır. Bunun hikmeti nedir?" deyince hazret şöyle cevap verdi: "Yavrularım! Şayet Cenâb-ı Hak bunları affedip cennetine koyarsa bizim bir zararımız olur mu? Allah bir kulunu âhirette sevindirmek isterse, ona dünyada tövbe nasip eder ve onu kendi yoluna çeker." Sandal biraz sonra kıyıya yaklaştı ve içindekiler sahile çıktı. Müridlerden biri gidip onlara durumu anlattı ve orada bulanan zatın Ma'rûf-i Kerhî hazretleri olduğunu haber verdi. Sandaldakiler onun bu güzel duasına ve ahlâkına hayran oldular; hemen yanına geldiler, özür dilediler, tövbe ettiler ve bir daha böyle haram iş ve eğlence yapmayacaklarına söz verdiler. Onun sohbetine girdiler. Böylece ahirette yüzlerini güldürecek işe yöneldiler. Attár, Tezkretül-Evliyâ, s. 108
Sayfa 60 - SemerkandKitabı okudu
Sayfamız simamızdan daha dindar. Güzel bilgileri paylaşma hastalığı. Kendimize şunu sorduk mu hiç? Ben iyi ve güzellikleri tebliğ ediyorum ama temsil ediyor muyum? Güzellikleri tebliğ etmek yani paylaşmak, ulaştırmak, iletmek kolaydır. Güzel bir yazı yazarsınız onu paylaşırsınız. Güzel bir bilgi elde edersiniz onu başkalarıyla paylaşırsınız.
Reklam
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.