Yüreğin yasalarına uymadan insanı yeniden yaratmak,okuyucuyu Kazan
mak imkansızdır.Zira yüreğin bu yasaları ete ve kana kök salmışlardır.
Genç köylü,ormanda,karısı olmayan ama yine de arzuladığı kadının çağrı
sını duyacaktır.Romanında insanı biçimlendirmeye ve tasvir etmede
yetkin olan hangi yazar bilmez bunu
Hiçbir büyük Sovyet köy romanı yoktur ki hiçbir müreffeh kolhozda
aşkın beş yıllık planlara uymayacağı
nı açıkça bilmesin ve bunu gösterme
sin.Bu eserlerde insan yüreği insan yüreği olarak kalır ve gücü yitirilme
den tasvir edilir.İşte bu yüreğin diri kalan kökleri,eğer,bir gün yeni ve başkalaşmış sürgünler verirse köy romanı türünün bu görkemli değişim
den nasıl olurda bahsetmeyecekler?
Köylünün bu görkemli yeniden yapılandırırılması olgusuna duyarlı
olarak Sovyet yazarının sanatı şunu gösterir;en gerçek kolhoz ve şu yeni
den yeniden yapılandırma işte bu vazgeçilmez eski yürekle,ülkesinin
bizim gönlümüzü kazanmış kadın ve
erkekleriyle inşa edilir.
‘’ Kişinin kendisini yargılaması, başkasını yargılamasından çok daha zordur. Eğer kendini doğru bir biçimde yargılamayı başarırsan, gerçek bir bilgesin demektir. ‘’